Basın Bültenleri
-
Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz
08 Aralık 2020
Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop AyvazHrant Dink Vakfı öncülüğünde Türkiye Tiyatro Vakfı ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık işbirliğiyle hazırlanan “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” sergisi, 15 Aralık 2020 – 21 Şubat 2021 tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat’ta. Tiyatro sanatçısı ve yayıncı Hagop Ayvaz’ın tiyatro arşivinden bir seçki sunan sergi, üç ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm sanatçının yaşamı paralelinde İstanbul’da Ermenice tiyatro üretimi ve etkinliklerine, ikinci bölüm Ayvaz’ın 1946-1996 arasında yayımladığı Kulis dergisine, son bölüm ise Osmanlı ve Türkiye tiyatro tarihinde mihenk taşı olmuş birçok sanatçıya, topluluğa, oyuna ve mekâna odaklanıyor. 15 Aralık 2020 – 21 Şubat 2021 tarihleri arasında Hrant Dink Vakfı öncülüğünde Türkiye Tiyatro Vakfı ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık işbirliğiyle hazırlanan “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” sergisi, 1911-2006 yılları arasında yaşamış İstanbullu tiyatro sanatçısı ve yayıncı Hagop Ayvaz’ın kişisel çabalarıyla oluşturduğu tiyatro arşivinden yola çıkarak, toplumsal bellek, kimlik ve mekân bağlamında Türkiye’nin tiyatro tarihine odaklanıyor. Hagop Ayvaz Arşivi 2006 yılında, Ayvaz’ın vefatının ardından Agos gazetesine, ardından Hrant Dink Vakfı’na bağışlanan Hagop Ayvaz arşivi, Osmanlıca, Ermenice ve Türkçe, 600’e yakın el yazması ve matbu tiyatro metni, 500’den fazla Ermenice ve Türkçe süreli yayın, dergi ve broşürün yanı sıra fotoğraf, afiş, karikatür, kupür, davetiye, çizim ve kartpostaldan oluşan yaklaşık 12 bin görsel materyal içeriyor. 2019 yılında Ayvaz’ın bazı kişisel eşyalarının, aldığı ödüllerin ve 1946-1996 arasında kesintisiz yayımladığı Ermenice kültür sanat dergisi Kulis’in 1104 sayılık tam koleksiyonunun Hrant Dink Vakfı’na bağışlanmasıyla, arşiv daha bütünlüklü bir hal aldı. Hrant Dink Vakfı tarafından yıllar içinde büyük ölçüde kataloglaması tamamlanan ve dijital ortama aktarılan arşiv, “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” sergisi ile eş zamanlı olarak araştırmacıların erişimine açıldı. Sergiye kaynaklık eden Hagop Ayvaz arşivi, 19. yüzyılın ortalarından günümüze Osmanlı ve Türkiye tiyatrosundaki oyuncular, topluluklar ve tiyatro mekânları hakkında çok sayıda özgün içeriği barındırıyor. Gençliğinde itibaren topladığı kitaplar, dergiler, belgeler, afişler, fotoğraflarla dolu çalışma odasını "cennetim" olarak nitelendiren Ayvaz’ın incelikli benzetmesi tutkuyla bağlı olduğu tiyatro, arşiv ve toplumsal bellek arasında kurulabilecek bağlara dair de ipuçları veriyor. Sergi Üç Bölümden Oluşuyor Ayvaz’ın arşivindeki fotoğraflar, afişler, dergiler, oyun metinleri içeren kitaplar ve defterlerden bir seçki sunan “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz”, üç ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm, tiyatro tutkusu ilk gençlik yıllarına dayanan Hagop Ayvaz’ın figüranlıktan yönetmenliğe, köşe yazarlığından yayıncılığa uzanan yaşamı paralelinde, İstanbul’da Ermenice tiyatro üretimi ve etkinliklerini mercek altına alıyor. İkinci bölümde, Ayvaz’ın 1946-1996 arasında kesintisiz olarak yayımladığı “Kulis” dergisinin Türkiye sınırlarını aşan etkileri, dönemin sanat ve siyaset gündemi ekseninde, bir zaman çizelgesi eşliğinde ele alınıyor. Son bölüm ise, Osmanlı ve Türkiye tiyatro tarihinde mihenk taşı olmuş birçok sanatçıya, topluluğa, oyuna ve mekânlara odaklanıyor ve ziyaretçiyi, bunlar arasındaki bağlantıları keşfederek Türkiye’nin tiyatro geçmişine yeniden bakmaya davet ediyor. Yapı Kredi Yayınları tarafından aynı adla İngilizce-Türkçe kataloğu da hazırlanan sergi, Hagop Ayvaz’ın bir anlamda “kulis”ine davet niteliğinde olmanın yanı sıra, Türkiye’nin tiyatro tarihini çoğulcu bir perspektifle incelemek için imkânlar sunuyor. Kültür ve sanatın toplumların bir arada yaşama kültürlerindeki yerini ve önemini, inançla kurulan, emek, özveri ve dayanışmayla varolan “kulis”lerini hatırlamayı öneriyor. Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz Tarih: 15 Aralık 2020 – 21 Şubat 2021 Yer: Yapı Kredi Kültür Sanat Adres: İstiklal Cad. No:161 34433 Beyoğlu – İstanbul Basın irtibat: Derya Soğuk Soykan – Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık 0 212 252 47 00 / 466https://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/kulis-bir-tiyatro-bellegi-hagop-ayvaz -
Nâzım Hikmet’in “Kuvâyi Milliye”si Genco Erkal’ın Görüntülü Yorumuyla
17 Kasım 2020
Nâzım Hikmet’in “Kuvâyi Milliye”si Genco Erkal’ın Görüntülü YorumuylaTürk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel şair ve yazar Nâzım Hikmet’ten Genco Erkal'ın görüntülü yorumuyla “Kuvâyi Milliye”. Nâzım Hikmet’in külliyatını yeniden gözden geçirerek yayımlamayı sürdüren Yapı Kredi Yayınları, şairin “Kuvâyi Milliye” destanını usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal’ın görüntülü seslendirmesinin yer aldığı bir DVD ile yayımladı. Nâzım Hikmet’in 1939’da yazmaya başladığı ve 1941’de bitirdiği “Kuvâyi Milliye”, şairin Kurtuluş Savaşı’nı baplar halinde anlattığı bir destandır. Türkiye’de ilk defa 1965’te “Kurtuluş Savaşı Destanı” adıyla yayımlanan, 1968’de ise şimdiki adına kavuşan yapıt, Türk edebiyatının en önemli metinlerindendir. “Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, câhil, hakîm ve çocukturlar ve kahreden yaratan ki onlardır…” sözüyle başlayan ve biten destan, “Onlar” adlı Başlangıç bölümü ve sekiz baptan oluşmaktadır. Destanda ayrıca Mustafa Kemal’in “Nutuk”undan da geniş ölçüde yararlanılmış, oradaki, tarihsel bilgiler ustalıkla şiirselleştirilmiştir. Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu. Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, birdenbire beş adım sağında onu gördü. Paşalar onun arkasındaydılar. O, saatı sordu. Paşalar : “Üç,” dediler. Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe’den Afyon ovasına atlıyacaktı. Kuvâyi Milliye – Nâzım Hikmet / Genco Erkal’ın Görüntülü Yorumuyla Yazar: Nâzım Hikmet Seslendiren: Genco Erkal Sayfa: 92 YKY Özel Dizi / Şiirhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/nazim-hikmetin-kuvayi-milliyesi-genco-erkalin-goruntulu-yorumuyla -
Turuncu / Orhan Pamuk
17 Kasım 2020
Turuncu / Orhan PamukTuruncu: Orhan Pamuk’tan İstanbul gecelerinin sokaklarına ve insanlarına dair bir foto-roman İlk fotoğraf albümü Balkon’da objektifini çalışma evinin balkonundan görünen İstanbul manzarasına, göğe, denize, gemilere ve bu manzaranın değişimlerine çeviren Pamuk, bu kez objektifini kendisi gibi kahramanlarının da dolaşmayı sevdiği İstanbul gecelerine çeviriyor. Turuncu, bu mahalleler, sokaklar ve insanların hayatıyla bu hayattan yavaş yavaş kaybolan bir renge ve ışığa fotoğraf yoluyla yakılmış bir ağıt. “Bir korumam olması İstanbul ile ilişkimi tamamen değiştirmişti. Artık her yere gidebiliyordum. (…) Kafama uzun siperlikli bir boyacı takkesi geçiriyor, İstanbul’un en ücra, en uzak sokaklarına, en tehlikeli mahallelere gidiyor ve hiç kimse beni tanımıyor ve durduramıyordu. Kısa süre sonra bu ücra mahallelerde dijital Leica makinemle fotoğraf çekmeye başladım. Bütün şehri görüntüleyebileceğim, çünkü korumam varken kimsenin bana karışmayacağı –bu yeni durum- bana çok çekici geliyordu. 2008 ile 2014 arasında yoksul mahallelerde, sokak satıcıları arasında geçen bir roman yazdığım için, Tarlabaşı, Kasımpaşa, Feriköy gibi yerlerde geceleri fotoğraf çekerek çok yürümüştüm.” – Orhan Pamuk Turuncu / Orhan Pamuk Fotoğraflar: Orhan Pamuk Editör: İshak Reyna Sayfa: 190 YKY Katalog / Fotoğraflar – Yazılarhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/turuncu-orhan-pamuk -
Kronos
17 Kasım 2020
Kronos“Ferdydurke”, “Trans-Atlantik”, “Pornografi”, “Kozmos” romanlarıyla tanınan, özgün yazınsal ve entelektüel kimliğiyle Polonya’nın en yıkıcı ve aykırı yazarı Gombrowicz’in (1904-1969), pek çok eleştirmene göre başyapıtı kabul edilen, devasa bir parşömene işlenmiş resmi andıran GÜNLÜK’ünü bütünleyen eksik parça “KRONOS”, Lehçede ilk kez, yazarın ölümünden 44 yıl sonra yayımlanmıştı. “KRONOS”ta, II. Dünya Savaşı başlamadan hemen önce Arjantin’e göç eden yazarın sağlık sorunları, cinsel yaşamı, finansal meselelere ilgisi, yazınsal ün savaşımı ana izlekleri oluştururken, cafe’ler, başka coğrafyalar, iklimler, yazarlarla ve yayıncılarla ilişkiler, anlaşmalar, dostluklar, tartışmalar, polemikler, mevsimler, kitaplar, plaklar yaşamın kâğıda dökülmüş kanıtlarını temsil ediyor. Bu belge-kitap, Gombrowicz’in, olgunlaşma çağı ile başlayıp ölümüne dek hayatının kronolojik bir dökümü. Kronos Yazar: Witold Gombrowicz Çeviren: Neşe Taluy Yüce Editör: Fahri Güllüoğlu / Korkut Erdur Sayfa: 280 YKY Modern Klasikler Dizisi / Dünya Edebiyatı / Günlükhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/kronos -
Augustus
17 Kasım 2020
AugustusGeç keşfedilen başyapıtı Stoner’la ölümünden sonra dünya çapında üne kavuşan John Williams tamamladığı son romanı “Augustus”ta, Roma İmparatorluğu’nun kurucusu Octavius Sezar, namıdiğer Augustus’un gençlikten yaşlılığa uzanan hikâyesini mektuplar ve başka belgeler aracılığıyla anlatıyor. Ama Augustus sadece “dünya imparatoru”nun değil, Roma’yı Roma yapan herkesin, sürgün devlet adamlarının ve komplocuların, askerlerin ve şairlerin, kölelerin ve kadınların da hikâyesi. Karakter çeşitliliği ve gündelik hayata dair ayrıntılarıyla Antik Dünya’nın ayrıntılı bir portresini çizen Augustus, tarihsel roman türünün zirvelerinden biri. “Bu şaşırtıcı Amerikalı yazarın dehası, bütünüyle yabancı görünen hayatların bizimkilere ne kadar benzediğini göstermesinde yatıyor.” - John Gray, New Statesman Augustus Yazar: John Williams Çeviren: Özlem Yüksel Editör: Darmin Hadzibegoviç Sayfa: 296 YKY Modern Klasikler Dizisi / Dünya Edebiyatı / Romanhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/augustus -
Menâkıb-ı Evliyâ (Buyruk)
17 Kasım 2020
Menâkıb-ı Evliyâ (Buyruk)Bir inancın yüzyıllar boyunca kalemden kâğıda, kâğıttan dile, gönüllere aktarıla aktarıla bugüne gelmiş kılavuz kitabı “Menâkıb-ı Evliyâ (Buyruk)” bağlısına, okuruna, meraklısına bir daha sesleniyor. “... Tâ kim silsile-i nesl-i evlâd-ı Resûl’den bu vasiyyetleri Şeyh Seyyid Safiyyüdîn Hazretine geldi, kaddesallâhu sırrıhu’l-azîz, okuyub bildi ve anınla amel kıldı. ‘Bu ilim şerîf ilim imiş’ didi. Kendüye mürîd olup irâdet getüren tâliblerine telkîn idüb bu Vasiyyetnâme mucibince evliyâ muhiblerin irşâd iderdi. Bize dahî anlardan yâdigâr kaldı. Evliyânın Menâkıbı budır, bilesiz ve tâliblere terbiye kılasız!” “Elimize ulaştığı kadarıyla sayısı birkaç yüzü geçen Buyruk yazmaları incelendiğinde, Kızılbaş-Alevî toplumunun inanç, ritüel, kültür ve toplumsal yapısına dair birçok detay ortaya çıkacaktır. İşte elinizdeki kitap, alandaki bu boşluğu doldurmaya dönük mütevazi bir adım olarak görülmelidir. Kitap, okuyucuya Buyruk’un ilk kez bir edisyon-kritik metnini sunmanın yanı sıra, eserin tarihsel ve toplumsal bağlamı, kaynakları, oluşum süreci ve kavramsal dünyası üzerine kapsamlı bir analize girişmektedir.” Menâkıb-ı Evliyâ (Buyruk) Yazar: Rıza Yıldırım Editör: Sabri Koz Sayfa: 576 YKY Kâzım Taşkent Klasiklerihttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/menakib-i-evliya-buyruk -
Deniz Gül, Meydan
15 Eylül 2020
Deniz Gül, MeydanYapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ta, 22 Eylül’den itibaren sanatçı Deniz Gül’ün kent meydanlarının olanaklarını düşünmeye davet ettiği “Meydan” sergisi açılıyor. Sergi 27 Kasım’a kadar görülebilir. Meydan Sergisi Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat binasının ikinci katında açılan “Meydan” sergisi, sanatçı Deniz Gül’ün mekanları ve sokakta olmayı deneyimlemeye dair önerilerinden yola çıkıyor. Gül’ün son dönem çalışmalarını bir araya getiren sergi, bir arada yaşamanın çeşitli izlerini taşıyan kamusal alanlardaki mekansal ilişkileri yüzeye çıkartıyor. Deniz Gül, “Meydan” kelimesinin “alan, bulunulan yer ve çevresi, ortalık, karşılaşma yeri, imkân, vakit, oyun yeri, göz önü, çağrı yeri, açık yer, kavuşulan yer, görünülen, gösterilen” gibi karşılıklarını içeren sözlük anlamlarından ilham alıyor. İzleyiciyi, meydanla kurulabilecek ilişkilerin çoğulluğunu ve çeşitliliğini birlikte düşünmeye davet eden Gül, kamusal alanda olmanın biçimleriyle ilgilendiği yürüyüşlerinden doğan bu çalışmayla yazı ve meydan fikrini birlikte ele alıyor. 22 Eylül - 27 Kasım 2020 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek olan “Meydan” sergisinin Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan bir de kitabı var. Deniz Gül, Derya Bayraktaroğlu, Kerem Ozan Bayraktar ve Kevser Güler’in yazıları ile Murat Aluçlu’nun fotoğraflarının yer aldığı kitabın tasarımını Ömer Ozan Erdoğan yaptı. Küratörlüğü Yapı Kredi Kültür Sanat Sergiler Direktörü Kevser Güler tarafından üstlenilen “Meydan” sergisine çevrimiçi etkinlikler de eşlik edecek. Sergi: Deniz Gül, Meydan Tarih: 22 Eylül – 27 Kasım 2020 Adres: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, İstiklal Cad. No:161 34433 Beyoğlu – İstanbul Tel: 0 212 252 47 00https://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/deniz-gul-meydan -
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ta Lâle Müldür - Milat
15 Eylül 2020
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ta Lâle Müldür - MilatYapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ta, 22 Eylül’den itibaren şair Lâle Müldür’ün son dönemde üzerinde çalıştığı resimlerini bir araya getiren “Milat” sergisi açılıyor. Sergi 27 Kasım'a kadar görülebilir. “Milat” Sergisi Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat binasının üçüncü katında açılan “Milat” sergisi, şair Lâle Müldür’ün son dönemde üzerinde çalıştığı resimlerini bir araya getiriyor. Müldür’ün şiirlerinde beliren imgelerin izlerini taşıyan bu resimler, şairin dünyasıyla yeni karşılaşmalar öneriyor. 22 Eylül – 27 Kasım 2020 tarihleri arasında gezilebilecek olan “Milat” sergisinde Lâle Müldür’ün şiirlerinin davet ettiği imgesel alanın renkleri, jestleri ve figürleri resimsel bir üretim içinde yeniden yorumlanıyor. Sergilenen resimlerde öne çıkan temel öğelerin başında figür geliyor. Bu figürlerin birçoğu şairin dostlarına ait portreler. Aynı zamanda bu portreler arasında şairin Albrecht Durer gibi ruhsal yakınlık kurduğu sanatçılar da var. Müldür’ün resimleri dostlarına, yakınlarına ithafla başlayan ya da onlara hitaben yazdığı şiirleriyle ortaklık taşıyor. Adını Lâle Müldür’ün son kitabı “Tehlikeliydi, Biliyordum”un ilk şiiri Milat’tan alan sergi, sanatçının üretiminde bir kırılma anını düşünmek arzusundan da besleniyor. Küratörlüğü Yapı Kredi Kültür Sanat Sergiler Direktörü Kevser Güler tarafından üstlenilen “Milat” sergisine çevrimiçi etkinlikler de eşlik edecek. Serginin ayrıca Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan bir de sergi kitabı var. Lâle Müldür’ün şiirlerinden bir seçki, Fisun Yalçınkaya’nın kendisi ile yaptığı bir röportaj ve Kevser Güler’in bir metninin yer alacağı kitabın tasarımını Ulaş Uğur yaptı. Sergi: Lâle Müldür - Milat Tarih: 22 Eylül – 27 Kasım 2020 Adres: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, İstiklal Cad. No:161 34433 Beyoğlu – İstanbul Tel: 0 212 252 47 00https://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/yapi-kredi-kultur-sanat-yayincilikta-lale-muldur-milat -
Karagözüm İki Gözüm
10 Eylül 2020
Karagözüm İki GözümYapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 7'den 70'e herkese hitap edecek bir karagöz sergisine ev sahipliği yapıyor. Geleneksel Türk Gölge Tiyatrosu’nun önemli temsilcilerinden Ragıp Tuğtekin’in Yapı Kredi Müzesi Koleksiyonu’nda yer alan orijinal tasvirlerinin, karagöz sanatına hayat veren üstatların ve günümüz karagöz sanatçılarının tasvirlerinin yer aldığı sergi, 15 Eylül 2020 - 21 Şubat 2021 tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Sanat’ta. Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat’ın birinci katında bulunan Yapı Kredi Müzesi, hazırladığı arkeoloji ve geleneksel sanat sergileri ve yayınlarla kültürel mirasımızın yaşatılması için çalışıyor. Önemli pek çok kültür sanat projesine ev sahipliği yapan Yapı Kredi, henüz tarihi eserleri ve kültür varlıklarını korumaya ilişkin yasaların olmadığı 1950'li yıllarda, hem korumak hem de çalışmaların gelişmesine imkan sağlamak amacıyla sikke, madalya, nişan, işleme, kumaş, tombak, tespih, saat, karagöz tasvirleri gibi çok çeşitli nümizmatik ve etnografik eseri bünyesinde bir araya getirdi. Yapı Kredi Müzesi Koleksiyonu’nda bulunan, Ragıp Tuğtekin’in 1930’lu yıllarda yaptığı 187 karagöz tasviri en son 2004 yılında “Yıktın Perdeyi Eyledin Vîrân” sergisinde gösterilmişti. Koleksiyonda yer alan tasvirler, küratörlüğünü Cengiz Özek’in, koordinatörlüğünü ise Nihat Tekdemir ve Elif Erdoğan’ın yaptığı “Karagözüm İki Gözüm” sergisiyle, bu sefer Ragıp Tuğtekin’in etkilendiği ve etkilediği sanatçıların işleriyle birlikte izleyiciyle buluşuyor. Tasarımı Karşılaşmalar ekibine ait sergide 20’den fazla karagöz sanatçısının 350 tasviri, dünya gölge tiyatrosu içerisinde karagöz oyunlarının yeri, dünyada karagöz oyunlarının nerelerde oynatıldığı, gerçeküstü figürlerin ve halk efsanelerinin karagöz tasvirlerine yansımaları, günümüz karagöz sanatçıları gibi tematik başlıklar altında ele alınıyor. 15 Eylül 2020 - 21 Şubat 2021 tarihleri arasında gezilebilecek olan “Karagözüm İki Gözüm” sergisine çevrimiçi etkinlikler de eşlik edecek. Serginin Yapı Kredi Yayınları tarafından İngilizce ve Türkçe basılan bir sergi kitabı da var. Sergi: Karagözüm İki Gözüm Tarih: 15 Eylül 2020 - 21 Şubat 2021 Adres: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, İstiklal Cad. No:161 34433 Beyoğlu – İstanbul Tel: 0 212 252 47 00https://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/karagozum-iki-gozum -
Sığınmacı Devrimi - Son Göç Dalgası Dünyayı Nasıl Tümüyle Değiştirdi?
22 Temmuz 2020
Sığınmacı Devrimi - Son Göç Dalgası Dünyayı Nasıl Tümüyle Değiştirdi?Bir süredir 21. yüzyılın ilk büyük göç hareketine tanık oluyoruz ama göç olgusu aslında yıllardır dünyanın her yerinde olanca hızıyla sürüyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre günümüzde bütün dünyada yaklaşık 65 milyon sığınmacı var. Bu da bugünkü dünya nüfusuna oranlandığında her 100 kişiden biri sığınmacı demek. İnsanlar yalnızca baskı, terör, zulüm ve iç savaştan değil elverişsiz ekonomik koşullardan, ekolojik felaketlerden de kaçıyorlar artık. Dünyanın çeşitli köşelerinde çalışan yirmi altı Alman muhabirinin temasa geçebildikleri sığınmacılarla yaptıkları röportajlardan oluşan “Sığınmacı Devrimi”, Kenya’dan Avustralya’ya, İsrail’den Etiyopya’ya kadar geniş bir coğrafyada mülteci kamplarında bekletilen, yerleştikleri veya sığındıkları ülkeye uyum sağlamaya çalışan, kaçışları sırasında yakınlarını kaybetmiş veya sakatlanmış insanların iç burkan öykülerini bir araya getiriyor. Bu öyküleri kuşatan genel politik ve sosyolojik bağlama da değinilen kitabı benzerlerinden farklı ve özgün kılan yön ise Avrupa merkezli “mülteci krizi” söylemini yıkarak yerine değişimi merkeze alan, yenilikçi, duyarlı ve hümanist bir bakış açısı getirmeye çalışması. “Sığınmacı devriminin sonuçları ne olacak? Bir devrimin toplumu nereye sürükleyeceğini bilebilir miyiz ki? Fransız Devrimi dolambaçlı yollardan, [...] milyonlarca insanı siyasi özgürlüğüne kavuşturmuştu. Sanayi Devrimi, milyonlarca insanı yoksulluğun kalıcılığından kurtarmış ama aynı zamanda yeni yoksulluklar yaratmıştı. Dijital devrim, sanal ortamda bir dünya toplumunun temelini attı ama diğer yandan da bire bir insanlar arası ilişkiyi zayıflattı. Sığınmacı devrimi de bu devrimler gibi kuşkusuz benzer temel değişimler getirecektir. Tam olarak neleri değiştireceğini yarınlar gösterecek. Değişimler durdurulamaz ama yapılandırılabilir.” Sığınmacı Devrimi - Son Göç Dalgası Dünyayı Nasıl Tümüyle Değiştirdi? Derleyen: Marc Engelhardt Çeviren: İlknur Aka Editör: Dürrin Tunç Sayfa: 336 YKY 21. Yüzyıl Kitapları https://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/siginmaci-devrimi-son-goc-dalgasi-dunyayi-nasil-tumuyle-degistirdi
YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK © 2024 YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK.