Basın Bültenleri
-
Quijote Üzerine Düşünceler
14 Kasım 2018
Quijote Üzerine Düşünceler“Ben, kendim ile çevremden müteşekkilim ve eğer çevremi kurtaramazsam kendimi de kurtaramam.” Ortega y Gasset’in 1914’te, 31 yaşındayken yayımladığı kitabı “Quijote Üzerine Düşünceler”, felsefecinin daha sonra vereceği eserlerin çıkış noktasını oluşturur. Denemelerden oluşan bu kitabında özellikle sanat ve edebiyat alanlarındaki temel düşüncelerini ortaya koyduğu söylenebilir. Gerçekten de 1930’lardan sonra bu eserine göndermelerde bulunacak ve Quijote Üzerine Düşünceler, Ortega y Gasset’in düşüncesinin anlaşılmasında elzem bir eser niteliği kazanacaktır. Quijote Üzerine Düşünceler Yazar: José Ortega Y Gasset Çeviren: Mehmet Sait Şener Editör: Ersel Topraktepe Sayfa: 104 YKY Cogito / Felsefe-Edebiyathttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/quijote-uzerine-dusunceler -
Mısırkalyoniğne
14 Kasım 2018
Mısırkalyoniğne“Gecenin pancurlarını açtım. Bir yerini dönüyordum, durma oranı yaşıyorum. Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğuN.” Selçuk Demirel, İlhan Berk’in 100. doğum yıldönümünde, şairin Dost Yayınları’ndan çıkan 1962 tarihli “Mısırkalyoniğne” kitabının ilk baskısını resimledi. Yapı Kredi Yayınları’nın tıpkıbasımını gerçekleştirdiği bu kitap İlhan Berkin’in zengin imgeler dünyasına Selçuk Demirel’in kaleminden görsel bir yol açıyor... Mısırkalyoniğne Yazar: İlhan Berk Desenler: Selçuk Demirel Editör: Korkut Erdur Sayfa: 36 YKY Sanat / Türk Şiirhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/misirkalyonigne -
Füruzan’dan yeni bir kitap: Kış Gelmeden ~ Sevda Dolu Bir Yaz
14 Kasım 2018
Füruzan’dan yeni bir kitap: Kış Gelmeden ~ Sevda Dolu Bir YazFüruzan’ın “Kış Gelmeden-Sevda Dolu Bir Yaz” adlı yeni kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı. Daha önce defalarca sahnelenen oyunların metni ilk kez bir kitapta bir araya geldi. Füruzan, 1997’de “Kış Gelmeden” öyküsünü, 2001’de ise “Sevda Dolu Bir Yaz” öyküsünü oyunlaştırdı. Devlet Tiyatroları’nda yaklaşık 200 kez sahnelenen bu oyunlar günümüzde de repertuarlarda yer alıyor ve sahnelendiklerinde ilgiyle izleniyor. Kitapta bu oyunların metinleri yazarın elinden çıktığı şekliyle yer alıyor. Sevda Şener, Füruzan’ın “Sevda Dolu Bir Yaz” oyunu için şöyle der: “Oyunu seyrettiğim akşam yanımda oturan Füruzan, ‘Tek kişilik bir tiyatro yapıtı sayılır mı sizce?’ diye sordu. Oysa değerli yazar sorunun yanıtını çoktan vermiş, gerilimli ilişkileri yaşamın dramatik anlamını vurgulayacak biçimde, tıpkı çok kişili oyunda olduğu gibi, kurgulamıştı. Ayrıca “Sevda Dolu Bir Yaz”, yazın sanatının incelikleriyle donatılmış Türkçeyi ne kadar özlemiş olduğumu hatırlattı bana.” Ayşegül Yüksel ise yazarın edebiyatını şöyle yorumlar: “‘Füruzan edebiyatımızda bir olaydır’ diyor Memet Fuat. Türk toplumunu oluşturan insan manzaralarını hem bireysel duyarlıklar özelinde işleyip, hem de bu duyarlılıkların örtüşüp ve çatışıp genel bir toplum portresini nasıl da yalın bir anlatıma dökebilmiştir yapıtlarında. ‘Trajik’ olanı yaşandığı anda bileyip keskinleştirmektense, akan zaman içinde koyultup bilince gülle gibi oturtan ‘Pathos’a, onarılmaz burukluğa, nasıl da dönüştürmüştür.” Kış Gelmeden ~ Sevda Dolu Bir Yaz Yazar: Füruzan Editör: Murat Yalçın Sayfa: 116 YKY Edebiyat / Türk Edebiyatı - Oyunhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/furuzandan-yeni-bir-kitap-kis-gelmeden-~-sevda-dolu-bir-yaz -
Kendi Evrimimizi Yönetmek - Yapay seçilim ve rastlantısal olmayan mutasyon yeryüzündeki yaşamı nasıl değiştiriyor?
14 Kasım 2018
Kendi Evrimimizi Yönetmek - Yapay seçilim ve rastlantısal olmayan mutasyon yeryüzündeki yaşamı nasıl değiştiriyor?Otizm, astım, obezite ve alerji gibi durumların görülme oranları neden daha önce hiç olmadığı kadar hızla yükseliyor? Neden insanlar daha uzun süre yaşıyor, daha akıllı hale geliyor ve çok daha az sayıda çocuk sahibi oluyorlar? Yaşam tarzımız doğmamış çocuklarımızı ve torunlarımızı nasıl etkileyebilir? Darwin bugün yaşasaydı, bu yeni dünyayı nasıl açıklardı? İnsan yavruları en sonunda farklı bir ya da birkaç türe dönüşebilir mi? Gelecekbilimci Juan Enriquez ve bilim insanı Steve Gullans ortak kitapları “Kendi Evrimimizi Yönetmek”te bazen bilinçli bazen bilinçsiz bir şekilde evrimin yönünü nasıl değiştirdiğimize dair keyifli ve ilgi çekici bir zihinsel tura rehberlik ediyorlar. Kendi Evrimimizi Yönetmek - Yapay seçilim ve rastlantısal olmayan mutasyon yeryüzündeki yaşamı nasıl değiştiriyor? Yazar: Juan Enriquez – Steve Gullans Çeviren: Olcay Sevimli Editör: Derya Önder Sayfa: 360 YKY 21. Yüzyıl Kitapları / Bilimhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/kendi-evrimimizi-yonetmek-yapay-secilim-ve-rastlantisal-olmayan-mutasyon-yeryuzundeki-yasami-nasil-degistiriyor -
Psikanaliz Defterleri 1 - Çocuk ve Ergen Çalışmaları “Çocuk ve Ergenle Çalışmak”
14 Kasım 2018
Psikanaliz Defterleri 1 - Çocuk ve Ergen Çalışmaları “Çocuk ve Ergenle Çalışmak”Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Talat Parman’ın hazırladığı, “Çocuk ve Ergenle Çalışmak” kitabı, çocuk ve ergen psikanalizi alanında yayın ve etkinliklerden oluşacak çalışmaların ilk ürünü. Tijen Demirörs, Sezai Halifeoğlu, Talat Parman, Şeyda Postacı, Alper Şahin ve Neslihan Zabcı’dan oluşan bir yayın kurulu tarafından hazırlanan “Psikanaliz Defterleri – Çocuk ve Ergen Çalışmaları” dizisinin bu ilk kitabında çocuk ve ergenlerle psikanalitik çalışmanın çerçevesi kuramsal ve klinik yönleriyle ele alınıyor. Dizinin amacı çocuk ve ergen ruhsallığı alanında çalışan psikiyatr, psikolog ve psikolojik danışmanlar kadar çocuk ve ergenlerle çalışan eğitimciler, dahası çocuk ve ergen sağlığı alanının sorumlusu hekimler, hemşireler ve sosyal hizmet uzmanlarına psikanalizin katkısını sunmak.. Psikanalizin ayrılmaz bir parçası olan çocuk ve ergen psikanalizi alanında özgün yazılara ve çevirilere yer veren kitaba, Yapı Kredi Yayınları’nın Cogito Dizisi’nde yer alacak bir kitap dizisi de eşlik edecek. Bu çalışmanın bir diğer amacı da aynı alanda yapıtların yayımlanacağı Cogito Dizisi ile birlikte Türkiye’de bir çocuk ve ergen psikanalizi kitaplığının oluşturulması. Psikanaliz Defterleri 1 - Çocuk ve Ergen Çalışmaları “Çocuk ve Ergenle Çalışmak” Hazırlayanlar: Alper Şahin, Neslihan Zabcı, Sezai Halifeoğlu, Şeyda Postacı, Talat Parman, Tijen Demirörs 185 Sayfa Yapı Kredi Yayınlarıhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/psikanaliz-defterleri-1-cocuk-ve-ergen-calismalari-cocuk-ve-ergenle-calismak -
Kefaret
31 Ekim 2018
Kefaret1935 yazında bir gün, Tallis ailesinin on üç yaşındaki kızı Briony, ablası Cecilia ile ailenin hizmetçisinin oğlu, Cecilia’nın çocukluk arkadaşı Robbie arasındaki bir yakınlaşmaya şahit olur. Briony’nin yetişkinlerin dünyası hakkındaki bilgisizliği ve hikâye anlatmaya olan merakı, üçünün de hayatını derinden etkileyecek bir suç işlemesine neden olacaktır. Yazar Ian McEwan’ın Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan romanı “Kefaret”, kahramanlarının altüst olan hayatlarını İkinci Dünya Savaşı’na, oradan da yirminci yüzyılın sonlarına kadar takip eden, aşk, savaş, çocukluk ve hikâyelerin gücü hakkında unutulmaz bir eser. Kefaret Yazar: Ian McEwan Çeviren: Püren Özgören Editör: Darmin Hadzibegoviç Sayfa: 336 YKY Edebiyat / Dünya Romanhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/kefaret -
Jean-Christophe II
31 Ekim 2018
Jean-Christophe II1915 yılında Nobel Ebebiyat Ödülü alan yazar Romain Rolland, “nehir roman” türünün ilk örneği olan en büyük romanı “Jean-Christophe”ta dâhi bir müzisyenin doğumundan ölümüne hayatını anlatırken, bir yandan da paranın her şeye egemen olduğu, sahte şöhretlerin yavan ürünlerle fikir ve sanat alanında cirit attıkları burjuva toplum düzenini acımasızca eleştiriyor. Romain Rolland’ın 1904’te yazmaya başlayıp 1912’de tamamladığı, 10 kitaptan oluşan bu devasa eseri, Yapı Kredi Yayınları 3 ciltte bir araya getirdi. Artık vatanı yetmez olur Christophe’a... “Kendisinde adlandıramadığı bir kuvvetin doğmakta olduğunu hisseder: Kuşlarda, tıpkı denizin gelgiti gibi, belli zamanlar dayanılmaz bir güçle birdenbire uyanan o esrarengiz kuvveti, Büyük Göçler içgüdüsünü... Herder’in ve Fichte’nin kitaplarını okurken, kendininkine benzeyen ruhlara rastlamıştı, üstünde yaşadığı toprağa kölece bağlanmış ‘toprağın çocukları’ değildi bunlar, hiç yılmadan yüzlerini ışığa çeviren ‘güneşin çocukları’ydı.” Ama nereye gidecektir Christophe? Annesini nasıl tek başına bırakacaktır? Çaresizlik içinde çırpınırken hiç beklenmedik bir olay onun adına karar verecek ve onu yeni ufuklara ulaştıracaktır. Jean-Christophe II Yazar: Romain Rolland Çeviren: Adnan Cemgil Editör: Ersel Topraktepe Sayfa: 496 YKY Edebiyat / Dünya Romanhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/jean-christophe-ii -
Bube’nin Sevgilisi
31 Ekim 2018
Bube’nin SevgilisiYapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Carlo Cassola’nın yazdığı, Yelda Gürlek’in çevirdiği “Bube’nin Sevgilisi”, iki gencin aşkı üzerinden, savaş sonrası İtalya’sında siyasi ve toplumsal sorunları irdeliyor. 1960 yılında Strega Ödülü’nü alan kitabın bir de filmi var. Claudia Cardinale ile George Chakiris’in başrollerinde oynadığı film, 1963 yılında Luigi Comencini tarafından çekildi. Yazar Carlo Cassola, İkinci Dünya Savaşı sonrası İtalyan edebiyatının etkin figürlerinden biri olarak öykü ve romanlarıyla dünya edebiyatında önemli bir yer edinmiştir. Savaştan yeni çıkmış toplumların acılarını doğrudan aktaran Yenigerçekçilik akımına özgü yazım tarzını benimsemiş, duygu ve deneyimlerini mütevazı kır hayatıyla renklendirdiği eserlerinde, yazarın hayli etkilendiğini söylediği, James Joyce’un “Dublinliler”ini çağrıştıran esintilere rastlamak mümkündür. Cassola’nın tarihsel olaylara tanıklık eden başkahramanları köy hayatının sıradan insanlarıdır. Bube’nin Sevgilisi Yazar: Carlo Cassola Çeviren: Yelda Gürlek Editör: Filiz Özdem Sayfa: 224 YKY Edebiyat / Dünya Romanhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/bubenin-sevgilisi -
Bir Dünya Börek - Böreğin Tarihsel Yolculuğu – 337 tarif
30 Ekim 2018
Bir Dünya Börek - Böreğin Tarihsel Yolculuğu – 337 tarifYapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Ayfer Yavi’nin yazdığı “Bir Dünya Börek” kitabı, Orta Asya toplumlarının göçlerle yayarak kültürümüze kazandırdığı yufka ve börekleri konu alıyor. İçinde 337 tarifin bulunduğu kitap, Peru’dan İspanya’ya, Çin’den Mısır’a, Rusya’dan Hindistan’a, Edirne’den Erzurum’a, Sivas’tan Antalya’ya kadar böreğin varolduğu her ülke ve kıtadan tarifi bir araya getiriyor. Ayfer Yavi, “Bir Dünya Börek” kitabında okuyucusunu yufkadan yola çıkarak böreğe, mantıya, baklavaya kadar uzanan uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuğa tarihi, anıları, tarifleri ve lezzetleri de katan Yavi, kitabında Türk, Ermeni, Laz, Sefarad, Tatar, Rum, Çerkez, Boşnak ve Kürt gibi her milletten tarifi bir araya getiriyor. “Bir Dünya Börek” kitabında leğen böreğiden tülbent böreğine, Arnavut böreğinden kapak böreğine, su böreğinden keteye, boyozdan empanadaya, samosadan çin mantısına, çiğ börekten mizitropideseye, esfirras, khuushuur, pierogi, baklava, Laz böreği ve perçem tatlısına kadar yüzlerce tarif bulunuyor. Bir Dünya Börek” kitabı, böreğin tarihçesini merak eden herkese hitap ediyor. “Yıl 1925... Selanik mübadili Hüseyin Efendi, İstanbul topraklarına ayak basalı bir yıl olmuştu. İstanbul’da yaşamak istemeyince, Silivri yakınlarında Çanta Köyü’nde Rumlar’dan kalan koskoca bir köşk ve ekip biçeceği araziler verilmiş kendisine. Dedem, bu yeni toprakları tanımak, verimini artırmak için uğraşırken, yaz aylarında haftalarca yağmur almayan yörede halkın çıktığı yağmur duası sonrası, duaların kabulü için dağıtılan Yağmur Böreği’nin bir gün gelip benim radyo programım, dergi köşem ve içinde yer aldığım uluslararası hareket “Slow Food”un birliklerinden birinin ismi olacağını nereden bilebilirdi ki? Bu ananevi börek açıldıkça açıldı, katmanlandıkca katmanlandı, binbir çeşit iç ile tatlandı. Sizin için uzun bir yolculuğa çıktı. Şehir şehir, diyar diyar dünyayı dolaştı.” Ayfer Yavi Bir Dünya Börek - Böreğin Tarihsel Yolculuğu - 337 Tarif Yazar: Ayfer Yavi Editör: Sabri Koz Sayfa: 372 YKY Lezzet Kitapları / Yemekhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/bir-dunya-borek-boregin-tarihsel-yolculugu-337-tarif -
Vehbi Koç’un Hayat Serüveni ve Görüşleri İlham Vermeye Devam Ediyor
19 Eylül 2018
Vehbi Koç’un Hayat Serüveni ve Görüşleri İlham Vermeye Devam EdiyorVEHBİ KOÇ: “YAPTIĞINIZ İŞİN DOĞRULUĞUNA İNANIYORSANIZ, CESARETLE YÜRÜYÜN.” Türkiye’nin en büyük Şirketler Topluluğu Koç Holding'in ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk özel vakfı Vehbi Koç Vakfı'nın kurucusu Vehbi Koç'un yaşam tecrübelerini aktaran “Vehbi Koç Anlatıyor – Bir Derleme” kitabı, zamandan bağımsız her neslin faydalanabileceği bir rehber olarak yayınlandı. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitapta Vehbi Koç, kendi kaleminden iş ve hayat tecrübelerini genç kuşaklara şu sözlerle aktarıyor: “Kendinize, ailenize, milletinize ve yaşadığınız çağa faydalı olacağına inandığınız bir işi yapmaya kalkıştığınız zaman, başarıya ulaşmak için önünüzde uzun bir yol bulunduğunu hiçbir an aklınızdan çıkarmayacaksınız. O yolda ilerlerken yanlış değerlendirmelerle ters anlayışlarla moral kırıcı hareketlerle, hatta size ağır gelecek suçlamalarla karşılaşabilirsiniz. Yaptığınız işin doğruluğuna inanıyorsanız, bunlar sizi sarsmasın, cesaretle yürüyün.” Türkiye'nin En Büyük Şirketler Topluluğu Koç Holding'in ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk özel vakfı olan Vehbi Koç Vakfı'nın kurucusu Vehbi Koç'un 1972 senesine kadarki yaşamını anlattığı ilk kitabı “Hayat Hikâyem” (1973) ve 1970’li yılların başından itibaren yaşadığı günleri, iş ve hayat tecrübelerini anlattığı kitabı “Hatıralarım, Görüşlerim, Öğütlerim” (1987) kitapları kronolojik bir sıralamayla ve dönemin arka planları eklenerek Gürel Tüzün’ün editörlüğünde derlendi. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan kitabın tasarım ve dizin süreçlerini ise Bülent Erkmen ve ekibi yürüttü. “Vehbi Koç Anlatıyor – Bir Derleme” başlığı altında Vehbi Koç'un samimi, ilham verici ve yol gösterici anlatımıyla okurlarla buluşan “Vehbi Koç Anlatıyor” kitabı, bugünün gençlerine, çalışanlarına, girişimcilerine, hayırseverlerine ilham veriyor; yılmadan üretmeye, başarısızlıklardan ve başkalarının deneyimlerinden öğrenmeye, sürekli sorgulamaya, ülkeyi sahiplenmeye ve Türkiye için daha iyisini yapmaya teşvik ediyor. Semahat Arsel: “Gençlerin bu eseri dikkatlice okumalarını tavsiye ediyorum.” Kitabın önsözünü kaleme alan Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel, Vehbi Koç’un tecrübe ve görüşlerini ailesiyle, yakın çevresiyle, iş dünyasıyla ve gerektiğinde de kamuoyuyla paylaşmaya çok önem verdiğini anlatırken, şöyle devam ediyor: “Vehbi Bey ve Sadberk Hanım henüz çocukken 1. Dünya Savaşı’nın zor koşullarını tecrübe etmiş, Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı kurtuluş mücadelesine ve Cumhuriyet’e gönülden bağlı, gerçek birer vatanseverdirler. Vehbi Koç’un memleketimizin yetiştirdiği en önemli işadamı olma vasfı yanında hayır faaliyetlerinde de kendinden sonraki kuşaklara örnek teşkil edecek başarılara imza atmasında muhakkak ki bir Ankaralı olarak Cumhuriyet’in ilk yıllarının coşkusunu ve sosyal dayanışma ruhunu yaşamasının etkisi olmuştur. Bizler Vehbi Koç’u her gün anıyor, hayatımızın her alanında onun bıraktığı izleri görüyoruz. Genç kuşaklar ise ne Vehbi Bey’i ne de onun yaşadığı dönemin Türkiye’sini yakından tanıyorlar. Elinizde tuttuğunuz kitap, genç nesillere kurucumuzu kendi ağzından ve yaşadığı döneme ait olay ve bilgilerin ışığında anlatmayı amaçlıyor. Gençlerin bu eseri dikkatlice okumalarını tavsiye ediyorum. ‘Aile Şirketleri’nin devamlılığından Avrupa Birliği konusuna, ilk yerli otomobil Anadol’un müthiş hikayesinden, eşi Sadberk Hanım’ın vasiyetiyle kurulan ilk özel müzeye, siyaset ve iş dünyası ilişkisinin hassaslığından sağlığın insan hayatındaki önemine bir dizi hayati konuda sıradışı bir zekadan ve sıradışı bir yaşamdan süzülen dersler bu sayfalarda okuyucuyu bekliyor. Vehbi Koç’un tecrübeleri ve uzak görüşlülüğünün ülkemiz ve dünyamız için iyiliklere vesile olması dileğiyle...” Vehbi Koç: “Bir memlekette özel sektör varsa, o memlekette demokrasi de vardır sözüne inanırım.” Vehbi Koç’un, “Benim anayasam şudur: Devletim ve ülkem var oldukça ben de varım. Demokrasi varsa hepimiz varız” sözleri ile başlayan ve Koç’un samimi, ilham verici ve yol gösterici anlatımıyla hayat bulan kitaptan öne çıkan bazı anekdotlar şöyle: Allah bize dünyanın en güzel ülkelerinden birini vermiştir. Havası, suyu ve iklimiyle kalkınmaya lâyık bu memleketi kalkındırmak hepimize düşen mühim vazifelerin başında gelmektedir. İtibar çok güç kazanılır, çok çabuk kaybedilir. Kuvvetli iseniz herkes dostunuzdur. Zayıf duruma düşerseniz yanınızda kimseyi bulamazsınız. Dış ülkelerden alınan krediler, esasta, karşılıklı menfaatler iyi dengelendiği zaman bize fayda sağlamaktadır. Yakın tarihimizde yaşanmış olan olaylardan ders almalıyız. Bunun için de, devlet ve millet olarak her zaman çok dikkatli ve güçlü olmaya mecburuz. Ancak ekonomisi güçlü olan memleketlerin, iç ve dış politikaları da kuvvetli olmaktadır. Türk sanayiinin gelişmesi ve ekonomide özel kesimin gücünün artması beni demokrasi açısından da sevindiriyor. ‘Bir memlekette özel sektör varsa, o memlekette demokrasi de vardır’ sözüne inanırım. Bu memleket sadece iktidarın veya muhalefetin değil, hepimizindir, bütün vatandaşlar aynı geminin içindeyiz. Ülke çıkarlarını düşünmek hükümetlerin ve politikacıların yanında işadamlarının da görevi olmalıdır. Benim anlayışıma göre bir işadamının da en az onlar kadar sorumluluğu vardır. Bu bakımdan, ekonomik hayat içindeki rolümü bırakıp siyasal hayata geçmenin benim için bir cazibesi yoktur. Münasebetlerimi hep bu anlayış çerçevesinde tanzim ettim. İşlerimin gelişip büyüdüğü yıllarda dikkatimi daima kendi işime verdim. Kazandığım parayla altın ticareti yapmak, arsa almak, emlake para yatırmak gibi heveslerim olmadı. Bugün de herkese ‘Kazancınızı kendi işlerinizi büyütmek için kullanınız’ tavsiyesinde bulunuyorum. Hayatta başarılı olmanın sırları arasında belki de en önemlisinin, başkalarının tecrübelerinden yararlanmak, verilen öğütleri can kulağı ile dinlemek, ilgili yayınları dikkatle okumak ve kazanılan bilgileri değerlendirmek olduğuna inanıyorum. İyi bir okul eğitimi göremeyişimin ve dil bilmeyişimin eksikliğini daima duymuşumdur. Hayat mektebinde çok şey öğrenmiş olmama rağmen, bu eksiklikleri, sanki çok gençmişim ve başarılı olmama mani görüyormuşum gibi içimden atamamışımdır. Bu duyguyla, mümkün olduğu kadar çok gencin iyi bir eğitim görerek ve en az bir yabancı dili rahat konuşarak hayata atılmalarını önemli bir gaye olarak kabul ederim. İnsan hayatta çalışırken altın değerinde bilgiler edinir, tecrübe kazanırsa da iyi bir eğitim temelinde bunlar daha çabuk ve sağlam neticeler verir; iş kısmete, şansa bırakılmamış olur. İyileşmenin, büyümenin zaman isteyen bir iş olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Sabırsızlıklar, yersiz ataklıklar görüyorum. Hızlı büyüme hevesi, iflaslar, hacizler, şirket kurtarma operasyonları gibi haberler basına aksedince üzülüyorum. Kendi tarihi içinde en gürbüz devrini yaşayan Türk iş ve sanayi hayatı böyle sabırsızlıklar ve sorumsuzluklar yüzünden hastalıklıymış gibi bir görüntü veriyor. Bunu doğru bulmuyorum. Genç kuşaklara şu düşüncemi bir tavsiye notu olarak iletmeliyim: Kendinize, ailenize, milletinize ve yaşadığınız çağa faydalı olacağına inandığınız bir iş yapmaya kalktığınız zaman, başarıya ulaşmak için önünüzde uzun bir yol bulunduğunu hiçbir an aklınızdan çıkarmayacaksınız. O yolda ilerlerken, yanlış değerlendirmelerle, ters anlayışlarla, moral kırıcı hareketlerle, hatta size ağır gelecek suçlamalarla karşılaşabilirsiniz. Yaptığınız işin doğruluğuna inanıyorsanız, bunlar sizi sarsmasın, cesaretle yürüyün. Her işin başarıya ulaşmasında en değerli unsur insandır. Yetişmiş insan gücü, bir ülkenin, bir işyerinin istikbal için en büyük teminatıdır. İnsan yetiştirmek ve yetişmiş insanları değerlendirmek hepimizin önemli görevi olmalıdır. Fezaya gönderilen uydular insanlar tarafından yapıldığına göre, insan kıymeti hiçbir zaman azalmayacaktır. Şahsi kanaatime göre, bir grup veya şirketin muvaffakiyetinde çalışanların payı yüzde 60, sermayenin payı yüzde 40’tır. Başkalarının benimle olan münasebetlerinde dikkat ettiğim noktalardan birisi, zamanı nasıl kullandıklarıdır. İş hayatında olsun, özel hayatta olsun, randevusuna riayet etmeyene kötü puan veririm. Hem zamanı kötü kullanana hem de kaybolan zamana acırım. Çalışkan insan, en büyük sermayesi olan vücudunu ve kafasını dinlendirmesini, sağlıklı tutmasını bilmelidir. İnsan ne olursa olsun, kendinden küçüğüne ve büyüğüne, karşısındakinin mevkiine, işine, sanatına bakmadan, ayırım gözetmeden güler yüz göstermeli, tatlı sözden ayrılmamalıdır. Herkese aynı nezaketle davranan insan daima yükselir ve başarıya ulaşır. İnsan kazandıkça, “Her şeyi ben bilirim” sanıp elindeki serveti tehlikeye düşürmemeli. Her işe girerken çok iyi düşünüp taşınmalı, yoksa bu gibi şeyler her insanın başına gelebilir. Toplum içinde bulunanlara yardım yapanlara Allah daima yardım eder, birkaç mislini verir gerçekten de hayatımda ben bu zevkleri tattım, Allah da bana istediğimden çok fazlasını verdi. Vakıfları, hayatta başarılı olmuş insanların, içinde yaşadıkları topluma karşı en hayırlı ve tesirli bir borç ödeme müessesi olarak gördüğümü söylemeliyim. Esasen her konuda aşırıya gitmemeye dikkat etmek iyidir. Aşırılıklardan kaçınmak insanı tasarrufa, elindekini iyi kullanmaya alıştırır. Bir insanın muvaffakiyetinde, sevgi ve saygıya dayalı aile hayatının çok büyük önemi vardır. Sadece oğullarıma değil, kızlarıma da işlerimle ilgilenme fırsatı vererek, zengin aile kızlarının çalışma hayatına girmesine ve üretici işler yapmasına zemin hazırladım, kızlarımın örnek olmasını sağladım. Benim çocuklarıma tavsiye ve vasiyetim şudur: Büyük emeklerle kurulan bu müessesinin yaşatılması en büyük emelimdir. Bunun için sizlerin elbirliği, işbirliği ile hareket ederek, bu müessesenin yaşamasına yardımcı olmanızdır. Çeşmenin suyu her zaman aynı şekilde gür akmaz, azalabilir, hatta bir gün tamamen kesilebilir. Bütün harcamalarınızda dikkatli olmanız icap eder. Vehbi Koç Vakfı Hakkında: Türkiye’nin sanayi duayeni Vehbi Koç tarafından 17 Ocak 1969’da kurulan Vehbi Koç Vakfı, 50’nci yılına ilerlerken, Türkiye’ye kazandırdığı onlarca eserin ve on binlerce öğrenciye verdiği desteğin haklı gururunu yaşıyor. Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak kurulduğu günden itibaren çağdaş ve gelişen bir Türkiye’ye katkı sağlamak amacıyla; eğitim, sağlık ve kültür alanlarında toplumun yaşam kalitesini yükseltecek öncü ve örnek hizmetler sunmaktır. Bugüne kadar Türkiye’ye eğitim sağlık ve kültür alanlarında birçok kurum kazandırmış ve yüzlerce projeye destek vermiş olan Vehbi Koç Vakfı’nın yaklaşık 50 yılda burs vererek destek olduğu öğrenci sayısı 50 bini aştı. Vehbi Koç Vakfı’na ilişkin tüm gelişmeleri www.vkv.org.tr adresinden takip edebilirsiniz. Vehbi Koç Anlatıyor - Bir Derleme Editör: Gürel Tüzün Sayfa: 396 YKY Özel Dizi / Anıhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/vehbi-kocun-hayat-seruveni-ve-gorusleri-ilham-vermeye-devam-ediyor
YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK © 2024 YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK.