Basın Bültenleri
-
Metin And - Daima Oyun, Her Daim Oyuncu
26 Ocak 2011
Metin And - Daima Oyun, Her Daim OyuncuYapı Kredi Kültür Merkezi’nde sanat ve edebiyatta derin izler bırakmış önemli isimler için açılan “Bir Usta Bir Dünya” sergi dizisi Metin And ile devam ediyor. Geleneksel Türk tiyatrosu, tasvir sanatları, illüzyon ve halkbilimi üzerine yaptığı benzersiz çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Metin And bu sergide; kitapları, dostlarının onun hakkında yazdıkları yazıları, özel eşya ve belgeleri, kendi albümünden fotoğrafları ve illüzyon aletleriyle yeniden gündeme geliyor. Metin And’ın renkli ve çok yönlü dünyasını gözler önüne seren “Bir Usta Bir Dünya: Metin And - Daima Oyun, Her Daim Oyuncu” sergisi, 26 Ocak - 25 Şubat 2011 tarihleri arasında Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi’nde ziyaret edilebilecek.Metin And’dan önce, Metin And’dan sonra: Hangi türü, hangi dönemi olursa olsun Türk tiyatrosu deyince bu konulara ilişkin değerlendirmeleri böyle ikiye ayırmak gerekiyor. Anadolu kültürü, Anadolu insanının geleneksel ve gösterim niteliği taşıyan dinsel ya da din dışı uygulamaları onun araştırmalarıyla derinlik, kök, etkilenme ve etkileme alanları kazanmış, modern tiyatromuzu ise dönemine göre ayrıntılı sayılabilecek biçimde ilk kez O ele almıştır. O’nun, dünyaya ve bize ne olduğumuzu ve neler yaptığımızı anlatmasıyla, heykeli dikilecekler arasında çoktan yerini aldığını kabul etmek lazım. James George Frazer ve Johan Huizinga dünya için neyse Metin And da bizim için odur ve bunları bir oyun oynar gibi yaptığından “Daima Oyun, Her Daim Oyuncu” nitelemesi bu yüzden ona çok yakışmıştır.Metin And’ı bir sergi çerçevesinde anlatmak, 81 yıllık yaşama sığdırdıklarını kurgulamak hiç de kolay değil. Bu kördüğüm olmuş bir yumak ipliği koparmadan çözmeye çok benziyor. Çocukluk, öğrenim, aile ilişkileri, evlilikler, yazarlık, bilim uğraşları, 54 eserle ortaya konulan büyük bir performans, illüzyon dünyasının orta yerinde duruş ve çocukluktan getirdiği hevesle yapılan gösteriler, Osmanlı tarihine ve sanatına düşkünlük, tasvir sanatlarına olan büyük ilgi ve yazılan eserler, Türk tiyatrosunun tarihine geleneksel gösterimlerden başlayıp moderne gelinceye kadar bilim ışığında bakışlarla ve monografik eserlerle konuyu bilim dünyasında tartışılır, bilinir kılmak, bilim amaçlı ama gezginlik ruhuyla da ilişkilendirilebilecek geziler, ülkemizde ve dünyanın hemen her yerinde büyük kitaplık ve belgeliklerde araştırmalar, yazılar, kitaplar, okumalar, aramalar, münzevîlik denemeleri bile bile lades sigarayla sonuna kadar beraberlik içinde var edilmeye, korumaya çalışılan bin parça olmuş bir özel hayat...Metin And - Daima Oyun, Her Daim Oyuncu Yapı Kredi Kültür Merkezi 26 Ocak - 25 Şubat 2011https://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/metin-and-daima-oyun-her-daim-oyuncu -
Mengü Ertel - Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı
04 Mart 2011
Mengü Ertel - Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımıYapı Kredi Kültür Merkezi’nde sanat ve edebiyatta derin izler bırakmış önemli isimler için açılan “Bir Usta Bir Dünya” sergi dizisi grafik sanatçısı Mengü Ertel ile devam ediyor. Bir Usta Bir Dünya: Mengü Ertel - “Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı” sergisi, 4 Mart-23 Nisan 2011 tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde ziyaret edilebilecek.Bir Usta Bir Dünya: Mengü Ertel - “Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı” başlıklı sergi, Mengü Ertel’in sekseninci doğum ve onuncu ölüm yıldönümü anısına düzenlendi. Sergide Mengü Ertel’in hazırladığı afişler, logolar, kitap ve dergi kapakları, illütrasyonlar, serbest grafik çalışmaları ve tiyatro dekorları sanatseverlerle buluşuyor. Yayımlanmış afişlerin yanı sıra yayımlanmamış orijinal afişler ve afiş taslakları da sergilenen eserler arasında yer alıyor. Böylece ziyaretçiler tasarımcını düşünce sürecine tanık olabilecek. Bu retrospektifte Mengü Ertel’in çalışmalarından seçmeler ilk kez toplu olarak gösteriliyor. Sergi Ülfet Ertel ve Murat Ertel’in danışmanlığında hazırlandı. Sergi konsepti ve tasarımı Sadık Karamustafa tarafından gerçekleştirildi; grafik tasarımını Ayşe Karamustafa yaptı. Yapı Kredi Yayınları sergiyle eş zamanlı olarak Dilek Bektaş’ın kaleme aldığı, Bülent Erkmen’in tasarladığı Mengü Ertel’i bütün yönleriyle anlatan “Bir Meşk Gibi” adlı bir kitap yayımladı. Sergi kapsamında Mengü Ertel üzerine bir de etkinlik düzenleniyor. 16 Mart Çarşamba günü saat 18.30’da İstiklâl Caddesi No.181 Merkezhan adresinde bulunan Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilecek söyleşiye Murat Ertel, Zeynep Oral ve Erkal Yavi konuşmacı olarak katılıyor. Ünlü grafik tasarım eleştirmeni Alexandre Alexandre’ın, Novum dergisinde yayımlanan yazısından bir alıntı: “Güçlü kuvvetli bir Türk, siyah saç ve sakal, bastırılmaz bir enerji ve büyük bir yaratıcılık gücü yansıtan zekâ dolu bir yüz, sağlam fakat hassas eller, işte Mengü Ertel’in görünümü. Michel Ange’ın dehasını esinlendirebilir ve onun bir yapıtına konu olabilirdi. Mengü’nün sürekli izleyici gözleri, ciddi bir iyilik ve benzerlerine karşı oldukça saklı bir sevgiyi yansıtıyorlar. Sık sık iyi yüreklilikle gülümsüyor, davranışları genel olarak alçakgönüllü, nadiren gülüyor ama bir kere kahkahası patladı mıydı, bütün kalbiyle gülüyor. Bu büyük sanatçıda yapmacık, özentili, hesaplı hiç bir şey yok. İkiyüzlülük, haksızlık, aldatmaca şiddetli bir fırtına gibi öfkesini uyandırıyorlar.”Aykut Köksal’ın “Bir Meşk Gibi” adlı kitaptaki yazısından: “Mengü Ertel’in üretimini anlamlandırmak için de hem yetiştiği, temel yönelimlerini belirlediği 1950’lere, hem de ilk önemli- ürünlerini vermeye başladığı 1960’lara bakmak gerekir. 1950’ler, Türkiye’de resmi ideolojinin egemen olduğu içe dönük bir dönemin ardından gelir ve liberal bir dönüşüme sahne olur. Bu dönüşümü gerçekleştirenler çevreden gelen siyasal aktörlerdir ve merkezde konumlanan “aydınlarla” çelişki yaşamaları da kaçınılmaz olur. Bu yüzden dönemin kentli aydınları bir yandan liberal açılımdan beslenirler, dünya ile yeni ilişkiler geliştirirler, çeşitli sanat disiplinlerinde modernizmle tanışırlar ama bir yandan da iktidara karşı sert bir muhalefetin taşıyıcılığını yüklenirler. Mengü Ertel’in tüm düşünsel yaşamını, ileriki yıllardaki siyasal duruşunu, toplumsal ilişkilerini, kültürel ilgi alanlarını belirleyen de formasyon yıllarını kapsayan bu dönem olur. Bu dönemin ardından 1960’ların görece özgür ortamı gelecek ve Türkiye’nin o yıllardaki yoğun siyasal iklimi, pek çok aydın, yazar ve sanatçının üretimine doğrudan yansıyacaktır. Dönemin en önde gelen yazarları, edebiyatçıları aynı zamanda sol siyasetin önde giden savaşımcılarıdır. Başka bir deyişle 1960’ların sanat ortamı içinde yer almak sol siyasal bir duruşa sahip olmakla neredeyse eşanlamlıdır. İşte bu dönem pek çok açıdan Ertel’in ilk işlerini belirleyecek ve onları daha iyi anlamlandırmaya olanak verecek ipuçlarını taşıyacaktır.”Mengü Ertel - Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı Yapı Kredi Kültür Merkezi 4 Mart - 23 Nisan 2011https://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/mengu-ertel-tepe-tepe-kullaniyorum-hulyalarimi -
Burcu Orhon - Cazın Nabzı / Pulse of Jazz
06 Mayıs 2011
Burcu Orhon - Cazın Nabzı / Pulse of JazzBurcu Orhon’un caz müziğinin nabız atışlarını hissettiren “Cazın Nabzı / Pulse of Jazz” adlı sergisi Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde açılıyor. 6-29 Mayıs 2011 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek sergi, sanatseverleri caz fotoğraflarına dair daha önce hiç yaşamadıkları bir tecrübeye davet ediyor…2009 ve 2010 yılında İstanbul’daki çeşitli caz performanslarından anları bir araya getiren bu çalışmalar, iki sanat dalının uyumlu bir birlikteliğini sunuyor. Burcu Orhon’un fotoğraf makinesi ile bir yağlıboya ressamının tuvalinin başında çalışırcasına ürettiği eserler, yaratmış oldukları görsel dünya ile izleyenleri klasik anlamdaki caz görüntülerinin çok ötesine geçen bir görsellik ile buluşturuyor.Burcu Orhon’un eserleri, caz müziğinin temel öğeleri olarak kabul edilen çok ritimlilik, doğaçlama ve armoniden izler taşımanın yanı sıra cazın vazgeçilmez iki unsuru özgürlük ve özgünlüğün görsel anlamda birer yansımasını sunuyor. Sahnedeki enstrümanların, müzisyenlerin ve söz konusu caz performansının diğer bileşenlerinin müthiş bir renklilik içinde yeni anlamlara kapı araladığı fotoğraflar kimi zaman Sahra Çölü’ndeki bir kum fırtınası sahnesini kimi zaman ise alev alev yanmakta olan bir evi anımsatıyor.Cazın Nabzı sergisi için yazmış olduğu metinde müzikolog Sami Kısaoğlu söz konusu fotoğraflar ile caz müziği arasındaki ilişkiyi aşağıdaki sözler ile yorumluyor: “Pulse of Jazz serisindeki fotoğraflarda trompet, kontrbas, kornet gibi enstrümanların yanı sıra bizzat sahnedeki müzisyenlerinde kendi fiziksel görüntülerini terk ederek, fotoğrafçı tarafından oluşturulan görsel dünyaya dâhil edilir. Söz konusu fotoğraflara bakan her bireyin kendi görsel ve kültürel kodları doğrultusunda farklı okumalar yaparak farklı sonuçlara ulaşması olası bir durumdur. Pulse of Jazz serisinde baktığımız her fotoğraf müziğin o anlık görüntüsünü yansıtmanın ötesine geçerek, her birey için farklı görsel dünyalar oluşturabilecek derecede bir çeşitlilik içerir. Sahnedeki müziğin ve müzisyenlerin anlık görüntülerinin fotoğraflandığı bu görüntülerde, Sahra Çölü’ndeki bir kum fırtınası sahnesini ya da alev alev yanmakta olan bir evi görmek de son derece olasıdır. Kaydedilen fotografik gerçeklikten yola çıkılarak yeni görüntülerin ve yeni anlamların oluşturulması Pulse of Jazz serisinde gördüğümüz fotoğrafların en önemli özelliklerinden birini oluşturur.”Burcu Orhon 1980 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Burcu Orhon, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ), Moda Tasarımı Bölümü’nde okuduğu dönemde fotoğrafla ilgilenmeye başladı. MSGSÜ’nün Fotoğraf Kulübü’nde fotoğraf çalışmalarına başlayan Orhon, mezuniyeti sonrasında Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Sanat ve Tasarım Fakültesi, Fotoğraf ve Video Programı’nda eğitimine devam etti. 2004 yılında, YTÜ’deki eğitimi sırasında Dolmabahçe G-Mall’da Sanat ve Tasarım Fakültesi bünyesinde gerçekleştirilen, Art-a Kalan sergisine hazırladığı enstalasyon çalışması ve fotoğrafları ile katılan Orhon, 2007 yılında Fotoğraf ve Video Programı’ndan bölüm ikincisi olarak mezun oldu. Bu dönemi takip eden üç yıl içinde Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda, İspanya, İsviçre, İtalya ve Lihtenştayn’da gezi fotoğrafları çeken sanatçı aynı dönemde sahne fotoğrafçılığı üzerine de çalışarak; tiyatro, dans ve müzik performanslarından fotoğraflar çekti. Çalışmalarında özellikle müzisyen portreleri üzerine yoğunlaşan Orhon’un çekmiş olduğu fotoğraflar Andante, Babylon Dergi, Jazz, Art Unlimited gibi dergilerde yayınlandı. Geride bıraktığımız iki yılda yirmici yüzyıl müziğinin kilometre taşı isimlerini (Arvo Pärt, Krzysztof Penderecki, Philip Glass, vb.) görüntüleme fırsatı bulan Orhon’un çekmiş olduğu Philip Glass portrelerinden biri, sanatçının kendisi tarafından Schoenberg/Glass albümü için seçildi ve bu fotoğraf albümde yer alan tek Philip Glass görseli oldu. Fotoğraf çalışmalarının yanı sıra kolaj çalışmalarıyla da uğraşmakta Orhon’un 2009 yılında yapmış olduğu “Who am I?” isimli çalışması, popüler psikoloji ve sanat alanında yayın yapmakta olan bir derginin kapağında yer aldı. Son yıllarda özellikle soyut caz fotoğrafları ve kavramsal fotoğraf projeleri üzerine çalışmakta olan Orhon, İstanbul’da yaşamaktadır.Burcu Orhon - Cazın Nabzı / Pulse of Jazz 6 Mayıs – 29 Mayıs 2011 Yapı Kredi Kültür Merkezihttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/burcu-orhon-cazin-nabzi-pulse-of-jazz -
İstiklâl Caddesi’nin Sesi Bu Sergide
20 Eylül 2011
İstiklâl Caddesi’nin Sesi Bu SergideYapı Kredi Kültür Merkezi, 12. İstanbul Bienali ile eş zamanlı olarak ses getirecek bir enstalasyona ve sergiye ev sahipliği yapıyor. Bu sergi projesi kapsamında 17 Eylül’den itibaren Yapı Kredi Kültür Merkezi’nin Galatasaray’a bakan cephesinde mimari yapıyı görsel performansla aktif hale getiren bir enstalasyon sergilenecek. Bu enstalasyonda Taksim’den Tünel’e kadar olan yolda kaydedilen ses dalgaları, binanın 200 m2’lik dış cephesine yansıtılacak. Daha sonra bu ses dalgalarından alınan bir kesit, 2 boyutlu ışık hüzmeleriyle 3 boyutlu strüktür üzerine yansıtılacak. Türünün bu ölçekteki ilk örneği olan enstalasyonun sergisi ise 20 Eylül - 13 Kasım 2011 tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Merkezi binasında ziyaret edilebilecek.Sanatçı Refik Anadol ve mimar Alper Derinboğaz’ın birlikte hazırladığı “Aktif Strüktürler v1.1: Akustik Formasyon / İstiklâl Caddesi” adlı enstalasyon, mekân ve ses arasındaki ilişkiyi, İstiklâl Caddesi’nin çok katmanlı akustik belleği üzerinden inceliyor.Beyoğlu’nu gezenler Yapı Kredi Kültür Merkezi binasının Galatasaray Meydanı’na bakan cephesinde enstalasyonu bir hafta boyunca izleyebilecek. Yapı Kredi Kültür Merkezi’nin birinci katındaki sergide ise Kasım ayı sonuna kadar enstalasyonun üretim süreci ve çeşitli denemelerini anlatan mimari ve görsel/işitsel çalışmalar incelenebilecek.Binanın 200 m2’lik dış yüzeyini kaplayan enstalasyon; klasik anlamda mimari detayları değil, sesin mekâna etkisini inceliyor. Mimari tasarım ile görsel/işitsel performans, birbirinden bağımsız iki ayrı sanat formu olmasına karşın, son yıllarda birbiri içinde eriyen yeni bir alan tanımlamaya başladı. Sonuç ise bu sergide olduğu gibi, izleyiciye yeni deneyimler sunuyor.“Aktif Strüktürler v1.1: Akustik Formasyon / İstiklâl Caddesi” sergisinde izleyiciler, İstiklâl Caddesi’nin ses hafızasını(akustik belleği) ve sesin farklı temsillerini deneyimlerken; akşam saatlerinde görsel bir performansla binanın dış cephesinde yapılan dijital ve estetik şovu seyretme imkânı bulacaklar.Bu performans bilim ve sanatın birlikteliğini vurgularken, İstiklâl Caddesi’nin çok renkli ve hareketli tarihine eklenen yeni bir sanat eseri olarak hafızalarda yer edinecek.Görsel/işitsel performans mantığı mimariye nasıl aktarılıyor?Türkiye’de ilk kez denenecek olan yöntemde İstiklâl Caddesi’nin özel olarak alınmış ses kayıtları haritalandırılarak mimari bir yapıya dönüştürüldü. Proje; mekân, ışık, görsel/işitsel performans arasındaki etkileşimi araştırıyor. Bu tür çalışmanın ilk örneği, ses ve mimari arasındaki ilişkiyi anlatan bir enstalasyon 1958 yılında Brüksel’deki Dünya Fuarı’nda gerçekleştirilmişti: Philips Pavyonu’nda düzenlenen gösteri, yaratıcısı Le Corbusier tarafından “elektronik bir şiir”olarak nitelendirilmişti.Daha fazla bilgi için; www.augmentedstructures.com Refik Anadol : www.refikanadol.com Alper Derinbogaz: www.alperderinbogaz.infoAktif Strüktürler v1.1: Akustik Formasyon / İstiklâl Caddesi Augmented Structures v1.1: Acoustic Formation / İstiklâl Avenue 20 Eylül - 13 Kasım 2011 Yapı Kredi Kültür Merkezihttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/istiklal-caddesinin-sesi-bu-sergide
YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK © 2024 YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK.