Beşir Fuad

Beşir Fuad
PAYLAŞ
Hakkında

Beşir Fuad (1852-6 Şubat 1887). Ailesi hakkında fazla bilgi yoktur. Bilinen en eski aile üyesi, baba tarafından akrabası olan Abdülhamid’in başmabeyncisi Gürcü asıllı Hamdi Mahmud Paşa’dır. Babası Hurşit Paşa Adana’da mutasarrıflık yapmıştır. Annesi hakkındaki tek bilgi ise 1886 Mart’ında “délire de persécution”dan (hezeyan-ı tazallümî) öldüğüdür.

Maddi açıdan varlıklı bir ailesi olan Beşir Fuad öğrenimine Fatih Rüştiyesi’nde başlar. Ailesinin Suriye’ye geçmesiyle öğrenimini buradaki Cizvit okulunda sürdürür. 1867-1870 yılları arasında İstanbul’da Askeri İdadî’de okur. 1871’de girdiği Mekteb-i Harbiye’yi bitirince yaver olarak Abdülaziz’in sarayında görev yapmaya başlar. 1875-1876 Sırp savaşlarına katılır. Yaverliği 1876 yılına kadar süren Beşir Fuad gönüllü olarak 1877-1878 Rus savaşı ve Girit isyanlarında da görev yapar. Beş yıl kadar Girit’te kalır. Bu süre zarfında Almanca ve İngilizce öğrenir. İstanbul’a döner ve 1881-1884 yılları arasında kolağası olarak çeşitli görevlerle askerlik sahasında çalışmayı sürdürür.

1884 Beşir Fuad’ın yazı hayatında önemli bir tarihtir. Bilinen ilk yazısı 1883 tarihini taşımakla birlikte Beşir Fuad’ın asıl yoğun yazı hayatı 1884’te başlar; çeviri kitaplar yayımlar, çeşitli dergilerde fen konularında yazılar yazar ve iki dergi çıkarır. Bunların ilki karışık bir kadroyla kurulan ve daha dördüncü sayısında yazarlar arasındaki görüş farkları yüzünden kapanan “Hâver”, diğeri daha uyumlu bir kadro ile fen ağırlıklı olarak yayımlanan “Güneş”tir. Ancak bu da 12. sayısında maddi sorunlar yüzünden kapatılır. Bu yoğun yazı hayatı yüzünden 1884’te askerlikten ayrılan Beşir Fuad aynı yıl “Ceride-i Havadis” gazetesinin başyazarı olur. Gazetenin birbuçuk ay sonra bir ihbar yüzünden kapatılması üzerine dönemin önde gelen gazetelerinden “Tercüman-ı Hakikat” ve “Saadet”te yazmayı sürdürür.

Beşir Fuad’ın 1883-1884 yılları arasındaki ilk yazıları çeviri ağırlıklıdır. Zamanla telif yazıları öne geçmeye başlar. Bu yazılar felsefe, fen, fizyoloji ve askerlik konularında yoğunlaşır. Dil, özellikle yabancı dillerin öğretimi de Beşir Fuad’ın çeviri kitap ve makalelerinde sık sık ele aldığı konulardandır. Bunun yanı sıra çok sevdiği tiyatro üzerine değerlendirme yazıları da kaleme alır. 1885’te “Victor Hugo”nun yayımlanmasıyla girdiği polemiklerde dönemin çeşitli edebiyat meselelerini, iki yıl sonra çıkan “Voltaire” biyografisinde ise daha ziyade dinî ve felsefî konuları tartışan Beşir Fuad, intihar edeceği tarihe kadar yoğun bir yazı hayatının içindedir.