Basın Bültenleri
-
Düzenin Şeyleri, Tanzimat’ın Kelimeleri - 19.yüzyıl Osmanlı Reform Politikasının Karşılaştırmalı Bir Araştırması
03 Ekim 2017
Düzenin Şeyleri, Tanzimat’ın Kelimeleri - 19.yüzyıl Osmanlı Reform Politikasının Karşılaştırmalı Bir AraştırmasıYoğunlaştırılmış bir reform politikasının hüküm sürdüğü 19. yüzyılın ortalarında Osmanlı bürokrasisi, imparatorluğun etnik ve dini gruplarından yeni bir kavram oluşturmaya başladı. Düzenin ebedi bir döngü içerisinde bozulup yeniden kurulduğu yolundaki Osmanlı anlayışı daralarak radikalleşti: Osmanlı tebaası “modernleştirilecek” ve “medenileştirilecekti”. Osmanlı İmparatorluğu’nun bir Balkan vilayeti olan Kuzey Arnavutluk ile bir Arap vilayeti olan Cebel-i Lübnan’da uyguladığı politikanın karşılaştırılmasını kapsayan bu çalışma, Osmanlı araştırmaları alanında milliyetçi kaygılardan kaynaklanan bölgelere ayrılarak parçalanma sorununun da aşılmasına katkıda bulunacaktır. Kuzey Arnavutluk ve Cebel-i Lübnan’ın böyle bir karşılaştırmaya konu olmalarını mantıklı kılacak bazı coğrafi ve demografik ortak noktaları vardır. Bunların birincisi, denize kıyısı olan dağlık bölgelerden oluşan ve dış etkilerin girişini kolaylaştırmakla birlikte merkezi otoritenin kurulup sürdürülmesini güçleştiren arazileridir. İkincisi, etnik ve dini bakımdan heterojen olan nüfuslarıdır. Ancak dinleri farklı ve birbirine düşman olan bu topluluklar, etnisite ve hemşehrilik bağlarıyla birbirlerine bağlı olabilmekte ve bu özellik, çatışmaların çözüme kavuşturulmasında önemli bir rol oynamaktadır. Üçüncüsü, kabile hayatı ile şehir hayatı arasındaki tezattır. Dördüncüsü, reformlar yoluyla idaresini homojenleştirmeyi hedefleyen Osmanlı İmparatorluğu ile mevcut heterojenliğin doğurduğu çatışmaları körüklemek emelinde olan Avrupalı büyük devletler arasındaki mücadeledir. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasının üzerinden geçen yüz yıla yakın zaman zarfında her iki coğrafyada kurulan ve yukarıda söz edilen etnik ve dini çatışmaları çözüme kavuşturmayı bir türlü başaramayan devletlerin mevcudiyetlerini halen sürdürmesi ve bu çatışmaların dünya siyasetinin başlıca sorunlarından biri olması, bu çalışmanın değerini ve günümüz için önemini bir kat daha artırmaktadır. Düzenin Şeyleri, Tanzimat’ın Kelimeleri 19.Yüzyıl Osmanlı Reform Politikasının Karşılaştırmalı Bir Araştırması Yazar: Maurus Reinkowski Çeviren: Çiğdem Canan Dikmen Sayfa: 352 YKY Tarih / Osmanlı Tarihihttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/duzenin-seyleri-tanzimatin-kelimeleri-19yuzyil-osmanli-reform-politikasinin-karsilastirmali-bir-arastirmasi -
Altın Dal - Dinin ve Folklorun Kökleri
28 Eylül 2017
Altın Dal - Dinin ve Folklorun KökleriModern antropolojinin kurucu isimlerinden biri olarak kabul edilen antropolog ve halkbilimci Sir James G. Frazer’in Altın Dal kitabı, ilk kez 1890 yılında yayımlanmıştı. Antropolojinin yanı sıra Çağdaş Avrupa Edebiyatı’nı da önemli ölçüde etkileyen bu klasik eser, insanlığın eriştiği noktaya gelmesinde gönül borcuyla anmamız gerekenlerin çoğunun yabanıllar olduğunu ileri sürüyor. Sir James G. Frazer’ın Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Altın Dal” kitabı, Barbarlıktan uygarlığa toplumların bütün aşamalarında ortak olan ve çoğuna bugün de sahip olduğumuz düşünme biçimlerini, insanla ve doğayla ilişki kurma yollarını mitoloji, din, folklor, büyü, ölüm ve tanrı gibi kavramlar üzerinden tek bir halkla ya da ülkeyle sınırlı olmaksızın yeryüzünün uygarlaşmamış tüm toplumlarından örneklerle inceliyor ve tespitlerde bulunuyor. Antropolojinin yanı sıra Çağdaş Avrupa Edebiyatı’nı da önemli ölçüde etkileyen ve klasik bir eser olma niteliğini koruyan “Altın Dal”, ilk kez 1890 yılında ve iki cilt halinde yayımlandı. Altın Dal - Dinin ve Folklorün Kökleri Yazar: James G.Frazer Çeviren: Mehmet H. Doğan Editör: Derya Önder Sayfa: 468 YKY Cogito / Antropolojihttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/altin-dal-dinin-ve-folklorun-kokleri -
Gelip Geçerken
28 Eylül 2017
Gelip GeçerkenYapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Christopher Isherwood’un “Gelip Geçerken” kitabı, belki de en “iddialı” romanı: Almanya’dan Yunanistan’a, İngiltere’den ABD’ye uzanan geniş bir coğrafyayı; 1920’lerin sonlarından 1950’lerin başlarına, yirminci yüzyıl tarihinin en sancılı dönemlerinden birini katediyor. Isherwood’un kozmopolit dünyasını, yine onun pek çok romanıyla özdeşleşen sıra dışı karakterler aracılığıyla tanıyoruz: Yaşamını bir Alman şehrinde, kendini işine adayarak sürdüren yalnız ve gizemli Mr. Lancaster; memleketi İngiltere’den kaçıp bir Yunan adasında yeni bir yaşam kuran Ambrose; seyahat ve macera tutkunu, hayat dolu, çocuksu Waldemar; ve son olarak, gece hayatındaki ünü ve “güzelliği” dilden dile dolaşan Paul. Isherwood’un yazarla aynı adı taşıyan anlatıcı-kahramanı, ziyaret ettiği şehirler gibi, gelip geçerken uğradığı bu hayatları da bütün renkleri ve dramlarıyla canlandırıyor. Belki de Christopher Isherwood’un yazdığı en iyi kitap. Son derece zekice, okuru usulca sürükleyen bir hikâye... - New York Times Gelip Geçerken Yazar: Christopher Isherwood Çeviren: Yeşim Seber Sayfa: 332 YKY Edebiyat / Dünya Romanhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/gelip-gecerken -
Karate Vuruşu
28 Eylül 2017
Karate VuruşuDanimarkalı yazar Dorthe Nors, 15 öyküden oluşan ve Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Karate Vuruşu” kitabında günlük hayatın sıradanlığının ardında gizlenen karanlığı duru ve çarpıcı bir üslupla anlatıyor: karısı uyumaya gittiğinde internette dolanıp kadın seri katillerin hayatını en ince ayrıntısına kadar inceleyen bir koca; şiddet mağduru bir lise danışmanının iç hesaplaşmaları; anne ve teyzesinin çocukluk hikâyelerinden yola çıkarak anneannesini anlamaya çalışan bir orta yaşlı erkek. Bu öykülerin hepsi insanın duygu dünyasının karmaşıklığına, sevgiye, nefrete, yıkıcılığa büyük sözlere sığınmadan tanıklık ediyor. Karate Vuruşu Yazar: Dorthe Nors Çeviren: Murat Alpar Sayfa: 80 YKY Edebiyat / Dünya Öykühttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/karate-vurusu -
Kuzeyli Annem
28 Eylül 2017
Kuzeyli Annem“Sayfalar ilerledikçe annem yeniden hayat bulmaya başlıyor...” “Kitaplarımda ailemden haberler verdim... Annemden hiç bahsetmedim. Mercek altına almadığım tek kişi o. Peki neden şimdi? Çünkü yaşlandım. Gangsterler son vurgunlarının ardından daima annelerine sığınırlar. En çok da, en iyi kısmı sona saklamak istiyordum.” Jean-Louis Fournier’den yeni bir aile anlatısı daha. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Kuzeyli Annem” tıpkı diğer Fournier kitapları gibi: Sade, şiirsel ve sarsıcı... Kuzeyli Annem Yazar: Jean- Louis Fournier Çeviren: Aysel Bora Editör: Korkut Erdur Sayfa: 152 YKY Edebiyat / Dünya Romanhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/kuzeyli-annem -
Son Duraktan Bir Önce
28 Eylül 2017
Son Duraktan Bir ÖnceBelki bu da sadece bir düş – nerden geldi aklıma adını fısıldamak atımın kulağına? Bildiğim bir yerden bilmediğim bir yere giderken heybemde bir gezginin defteri akşam karanlığında. Son Duraktan Bir Önce Yazar: Cevat Çapan Sayfa: 64 YKY Kare Şiirhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/son-duraktan-bir-once -
Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan “Osmanlı Bilim Mirası”
27 Eylül 2017
Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan “Osmanlı Bilim Mirası”Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun “Osmanlı Bilim Mirası” kitabı, otuz sene evvel başlayan ve yine İhsanoğlu’nun hazırlayanlar arasında olduğu 18 ciltlik dev çalışma “Osmanlı Bilim Literatürü Tarihi”nin bir çeşit özeti. Türkiye’nin ve dış dünyanın önde gelen kurumlarının iş birliği, IRCICA ve onun uzun yıllar başkanlığını yapmış olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun öncülüğünde yaratılan “Osmanlı Bilim Mirası”, Osmanlı zamanı aritmetik, cebir, astronomi, tıp, eczacılık, fizik, kimya, coğrafya gibi ilim dallarında yapılan çalışmaları ve yazıları kapsıyor. 52 ülkede 527 koleksiyon ve katalog taraması neticesinde ortaya çıkan iki ciltlik bu kitap, sadece bilim tarihini değil, en genel çerçevesiyle İslam medeniyeti tarihini ve Osmanlı tarih çalışmalarını dönüştüren bir araştırma ve düşünce serüveninin izdüşümü. Çalışmalarına 30 sene önce başlanan, Ekmeleddin İhsanoğlu, Ramazan Şeşen, M. Serdar Bekar, Gülcan Gündüz ve Veysel Bulut tarafından hazırlanan 18 ciltlik Osmanlı Bilim Literatürü Tarihi (OBLT)’nün bir nevi özeti ve özü olan “Osmanlı Bilim Mirası”nın ilk cildi Giriş, ikinci cildi Seçmeler başlıklarını taşıyor. Kitap aynı zamanda altı yüz yıllık bu mirasın nasıl oluştuğunu, geliştiğini ve günümüze bu mirastan neler kaldığını analitik bir şekilde irdeliyor. “...Bu eserin Türk bilim âlemine, öğrencilere ve genel okuyucuya büyük yarar sağlayacağına inanıyorum. IRCICA’nın yayınlarında olduğu gibi İngilizce, Rusça, Arapçaya çevrileceğini de ümid ediyoruz.” - Prof. Dr. İlber Ortaylı, Galatasaray Üniversitesi “Osmanlı bilim mirasında kayda değer bir şey olmadığı kanaatinin, birbirini besleyen önyargılardan ve cehaletten kaynaklandığını artık biliyoruz. Geçtiğimiz on yıllarda bu farkındalığın ortaya çıkmasında en büyük rol, şüphesiz, bir yandan orijinal kaynaklara eğilen bir yandan da onları derinlikli yorumlarıyla değerlendiren Ekmeleddin İhsanoğlu’nundur. Bu iki cilde yayılan çalışmalarda, sadece bilim tarihini değil en genel çerçevesiyle İslam medeniyeti tarihini ve Osmanlı tarih çalışmalarını dönüştüren bir araştırma ve düşünce serüveninin izdüşümünü bulacaksınız.” - Prof. Dr. Cemal Kafadar, Harvard Üniversitesi Osmanlı Bilim Mirası Yazar: Ekmeleddin İhsanoğlu Editör: Yücel Demirel Sayfa: 1.556, 2 Cilt YKY Tarih / Osmanlı Tarihihttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/ekmeleddin-ihsanoglundan-osmanli-bilim-mirasi -
Yapı Kredi’nin Türkiye’ye Armağanı: Yapı Kredi Kültür Sanat, İstiklal Caddesi’ne Yenilenerek Döndü
13 Eylül 2017
Yapı Kredi’nin Türkiye’ye Armağanı: Yapı Kredi Kültür Sanat, İstiklal Caddesi’ne Yenilenerek DöndüYAPI KREDİ’NİN TÜRKİYE’YE ARMAĞANI: YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT, İSTİKLAL CADDESİ’NE YENİLENEREK DÖNDÜ Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Galatasaray Meydanı’nda 50 yılı aşkın süredir tarihe tanıklık eden binasına geri dönüyor. Yapı Kredi’nin yenileyerek ülkemize armağan ettiği kültür sanat binası, İstiklal Caddesi’nin ikonik mimarilerinden birisi olmaya aday. İstiklal Caddesi’nde 1964 yılından bu yana faaliyet gösteren Yapı Kredi Kültür Sanat, yapılan renovasyonun ardından yeniden açıldı. Galatasaray Meydanı’nı camdan bir cepheyle kucaklayan bina; kitabevi, müze, sergi, kütüphane, etkinlik alanları ile İstanbul’da kültür sanat dünyasının buluşma noktası olacak. Daha kapsayıcı bir form kazandırılan binanın şeffaf ve davetkar cephesi sayesinde Galatasaray Meydanı’ndan geçenler, kültür sanat merkezinin içindeki etkinliklere tanık olabiliyor. Yapı Kredi Kültür Sanat binası ayrıca, Türkiye’nin en bilinen heykeli olan İlhan Koman’ın “Akdeniz” heykeline ev sahipliği yapıyor. İlhan Koman’ın “İnsanın kucaklaşması, sevgisi anlatılırken Akdeniz aklıma geldi; Akdeniz büyüktü, bizden bir denizdi. Kucak açmayı bu adla anlatmak istedim” sözleriyle açıkladığı heykel, binanın üçüncü katından İstiklal Caddesi sakinlerini selamlıyor. “Akdeniz”, aynı zamanda Cumhuriyetimizin 50. yılı şerefine Yapı Kredi tarafından değerli heykeltıraş Şadi Çalık’a yaptırılan meydandaki soyut heykel ile de kucaklaşıyor. Binanın giriş katında Yapı Kredi Yayınları’nın tüm kitaplarının bulunduğu yüksek tavanlı, şık bir kitabevi ziyaretçileri karşılıyor. Asma katında bir okuma bölümünün de bulunduğu kitabevinde çocuk kitapları ve çocuk etkinlikleri için özel alanlar da yer alıyor. İlk katında banka koleksiyonlarında yer alan eserlerin sergilendiği müze, ikinci ve üçüncü katında sergi alanları, dördüncü katında ise yine meydandan seyredilebilen büyük bir salon bulunuyor. Tiyatro, söyleşi, konferans, performans ya da film gösterimlerine ev sahipliği yapacak bu salonun tam karşısında mavi neon ışıkla Yapı Kredi’nin kurucusu Kazım Taşkent’in “Biz kültür ve sanatın bankasıyız” sözü ziyaretçilerin karşısına çıkıyor. Yapı Kredi Kültür Sanat binasının beşinci katında İstanbul’a yakışan bir kütüphane şehrin sakinleri ile buluşuyor. 4.000’i nadir eser olmak üzere yaklaşık 80.000’i aşkın kitaba erişilebilecek olan bu kütüphane, edebiyatseverlere İstiklal Caddesi’nin hareketliliğinden uzak, dingin bir alan sunuyor. Yapı Kredi Kültür Sanat binasının açılış sergisi “Sarmal” ise 13 Eylül’den yıl sonuna kadar gezilebilecek. Küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez’in üstlendiği “Sarmal”, Yapı Kredi’nin koruyucu koleksiyonerlik anlayışını ve kültür sanat birikimini yansıtıyor. Tamamı Yapı Kredi Koleksiyonu’ndan oluşan sergideki toplam 403 parça; sikke, heykel, resim, fotoğraf, video art gibi farklı eserlerden oluşuyor. Karagöz koleksiyonundan antik sikkelere, modern resimden güncel sanata geniş bir yelpazede eserlerin yer aldığı “Sarmal”da ilk kez sergilenecek eserler de bulunuyor. Bunlardan; ilk Türk kadın ressam Mihri Müşfik’in otoportresi ve 3. Selim’in müzik defteri, kültür sanat sakinleri ile ilk kez buluşacak. Estergon Kalesi’nin sancağı ve İstiklal Caddesi’nin sesinin üç boyutlu halinin görülebileceği eserler de sergide öne çıkıyor. Geçmişten geleceğe uzanan kültür sanat geleneği Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Genel Müdürü Tülay Güngen, Yapı Kredi’nin 73 yıldır çok daha fazla kişinin hayatında kültür sanatın vazgeçilmez bir öğe olarak yer alması için çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Güngen, yenilenen Yapı Kredi Kültür Sanat binasıyla bu misyonun geleceğe taşındığını söyleyerek, şu değerlendirmede bulundu: “Yapı Kredi’nin İstanbul’a bir armağanı olan bu bina ülkemize ve kültür sanata olan inancımızın en önemli sembollerinden biri. 1964 yılında burada açtığımız ilk sergiyle kültür ve sanata verdiğimiz kesintisiz destek yine aynı yerden devam ediyor. İstanbul’daki kültür sanat hayatının gelişmesi ile birlikte 50 yıldan fazla zamandır İstiklal Caddesi’nde bulunan binamızın olanaklarını artırmaya ihtiyaç duyduk. Yeni bir tasarım ve akıllı uygulamalarla, ülkemize, Yapı Kredi’ye yakışan kitabevi, müze, sergi, kütüphane, etkinlik alanları yaratmayı amaçladık.Zamanın ruhunu taşıyarak yenilenen Yapı Kredi Kültür Sanat binası, Yapı Kredi’nin ülkemize kazandırdığı bir armağan. Binamızın, bugün kendi yerine dönüşü bizler için büyük mutluluk, büyük gurur. Yeni binamızla sanatın, sanatçının ve tüm sanatseverlerin destekçisi olacağız. Gelecek kuşakların kültür birikimini geliştirmek, ülkemizin evrensel kültür varlıklarını tanıtmak için çalışmaya devam edeceğiz. Bu binanın, sanatın solunduğu İstiklal Caddesi’nin yeniden heyecan yaratan bir cazibe merkezi olmasında öncü rol üstleneceğine inanıyoruz.” Akıllı çözümlerle fonksiyonları artan bir kültür sanat binası Yenileme çalışmaları kapsamında binanın çağdaş normlara uygun olarak tekrar planlandığını belirten Güngen, 4 sene süren çalışmalarla ilgili de şu bilgileri paylaştı: “Yapı Kredi’nin geniş bir koleksiyonu var. Hem koleksiyonumuzda yer alanları hem de ev sahipliği yapacağımız pek çok sanat etkinliğini daha iyi olanaklarla donatılmış bir yerde konumlamak için çok düşündük, çalıştık.. Binanın temel kurgusunu oluşturan kitabevi, müze, sergi mekanları ve etkinlik alanları kültür sanat işlevinin genişletilmesi bakış açısıyla tasarlandı. Altyapısı daha güçlü, teknik donanımı daha zengin sergi ve etkinlik alanlarımız var artık. Yeni tasarımıyla binanın sergi alanları iki katına çıktı. İçinde yaşayıp çalıştıkça bu alanlar daha da çeşitlenip genişleyecek.” Sarmal: Estergon Kalesi Sancağı’ndan Abidin Dino’ya geniş bir seçki Güngen, Kültür Sanat Binası’nın açılışını yapan, Yapı Kredi koleksiyonu içerisinden oluşturulan ve 12 başlık altında toplanan “Sarmal” adlı sergi hakkında şunları söyledi: “Dört yıl sonra “kendi yerimize dönüş”ümüzden aldığımız ilhamla, varlık sebeplerimizi ve mevcut değerlerimizi gün ışığına çıkarmaya karar verdik. Böylece eski-yeni, geçmiş-gelecek kavramları çerçevesinde tasarladığımız sergiye “Sarmal” adını koyduk. “Sarmal”, 12 başlık altında toplanan Yapı Kredi koleksiyonlarının yeni mekânımızla bütünleşmesinin bir ifadesi oldu. Eserlerin çeşitliliği ve tarihsel dönemlerinin farklılığı önümüze geniş bir yelpaze açtı. Günümüz şairleri ve yazarları da bu eserlerle iletişim kurarak çağımızın sorunlarını kendi yorumlarıyla tartışmaya açtılar. Bir bakıma yayıncılık alanındaki çalışmalarımıza atıfta bulunmuş oldular. Sergi, gölge oyunu figürlerinden, sikke koleksiyonlarına, Estergon Kalesi Sancağı’ndan Cumhuriyet’in 30-40’lı yıllarının çok önemli bir görsel kaydını oluşturmuş olan Selahattin Giz’in fotoğraflarına varan geniş bir yelpazede sanatseverlerle buluşuyor. Sergide Yapı Kredi’nin, 1950’li yıllardan sonra büyük önem verdiği, aralarında Osman Hamdi Bey, İbrahim Balaban, Abidin Dino, Ömer Uluç gibi farklı dönem Türk resminin büyük isimlerinden oluşan resim koleksiyonunun büyük ilgi toplayacağını düşünüyoruz. Günümüzdeki genç sanatçılarıın eserlerine de yer verdiğimiz, koleksiyonumuzdan bu özel seçkiyi sanatseverler 13 Eylül 2017 - 21 Ocak 2018 tarihleri arasında ziyaret edebilecek.” Ücretsiz olarak gezilebilecek serginin ziyaret saatleri: Pazartesi – Cuma: 10:00 – 19:00 Cumartesi: 10:00 – 18:00 Pazar: 12:00 – 18:00 Bilgi için: Artı İletişim Yönetimi / Elif Batu Yener / 0212 347 03 30 / ykb@artipr.com.tr https://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/yapi-kredinin-turkiyeye-armagani-yapi-kredi-kultur-sanat-istiklal-caddesine-yenilenerek-dondu -
Avrupa’nın Katli (1918-1939) - Siyasi bir Tarih
23 Ağustos 2017
Avrupa’nın Katli (1918-1939) - Siyasi bir TarihÜnlü tarihçi Howard M. Sachar, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Avrupa’nın Katli”nde, Avrupa’da 1918-1939 yılları arasında ve sonrasında gerçekleşen siyasi suikastları ele alarak, 20. yüzyıl Avrupası’nın trajedisini yaratıcı ve sürükleyici bir dille anlatıyor. Kamuoyunun yakından tanıdığı önemli isimlerin büyük sıkıntılarla dolu bir dönem olan Birinci Dünya Savaşı sonrasında maruz kaldıkları korkunç ölümleri araştırarak çok daha geniş bir tarihi gözler önüne seriyor: Avrupa uygarlığının ahlaki ve siyasi çöküşü ve İkinci Dünya Savaşı’na sürüklenmesi. Çarpıcı bir üslup Sachar, Almanya’da birbirini izleyen ve nihayetinde Weimar Cumhuriyeti’nin çökmesine ve Hitler’in iktidara gelmesine zemin hazırlayan Rosa Luxemburg, Kurt Eisner, Matthias Erzberger ve Walther Rathenau suikastlarının izini sürüyor. İtalya, Avusturya, Doğu Avrupa’da kurulan ardıl devletler ve Fransa’daki siyasi kırılganlık üzerine yapılan bu araştırma, Eski Dünya’nın ölümcül zayıflıklarını yürek burkan fakat bir o kadar da merak uyandıran bir şekilde ortaya koyuyor. Avrupa’yı biçimlendiren suikastların izinde Kitapta ayrıntılarıyla ele alınan siyasi cinayetler, aynı zamanda savaş sonrası Avrupası’nın siyasi ve ahlaki liderlerinin “gurur kulesi”ne nasıl “ölümcül bir darbe” indiğinin de göstergesi. Gözünü kin bürümüş hükümetlerin ve yasadışı grupların siyasi, ulusal ve “ırksal” düşmanlarını fiziksel olarak ortadan kaldırma amacı güttükleri bu dönem, arka planında anayasaların ve barış antlaşmalarının bulunduğu ve milliyetçi veya etnik çekişmeler açısından da son derece sıradışı bir dönem. Kitabın omurgasını oluşturan Sacher’ın ele aldığı suikastların hedefleri arasında krallar ve sıradan kişiler, siviller ve askerler, erler ve üst düzey komutanlar, siyasi ayakçılar ve parti genel başkanları, işadamları ve akademisyenler, gazeteciler ve edebiyatçılar ve nihayet kurbanların eşleri ve çocukları dahil tüm aile fertleri yer alıyor. Zweig’ların ölümü Kitabın son bölümünde ise Stefan ve Lotte Zweig’ın birlikte ölümlerine giden yolda yaşadıkları ayrıntılarıyla ele alınırken, bu bölüm hem Sacher’ın Avrupa genelinde oluşan yeni tablo hem de bizzat Eski Dünya’nın katledilişi için düşündürücü bir metafor işlevi görüyor. Avrupa’nın Katli (1918-1939) - Siyasi bir Tarih Yazar: Howard M. Sachar Çeviren: Erdem Gökyaran Sayfa: 432https://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/avrupanin-katli-1918-1939-siyasi-bir-tarih -
Iza’nın Şarkısı
23 Ağustos 2017
Iza’nın ŞarkısıIza, babası ölünce yalnız kalan annesini yanına almak ister. Doktor kızıyla gurur duyan yaşlı kadın, sürdürdüğü taşra hayatını, anılarını, alışkanlıklarını, bir anlamda kimliğini bırakıp başkente taşınır. Ne yazık ki, yirminci yüzyılın ikinci yarısında, savaş sonrasında büyük bir hızla değişen Macar toplumunda, yalnızlık ve kuşak çatışması anlamına gelmektedir bu. Szabó, ilk kez 1963 yılında yayımlanan romanında, insani değerlere en bağlı, en idealist kişilerin bile yakınlarını anlamakta nasıl yetersiz kalabileceğini, insan ilişkilerine sızan empati yoksunluğunu anlatıyor. “Magda Szabó’yu keşfettiyseniz altın bir balık yakaladınız demektir. Yazmakta olduğu bütün kitapları alın, ileride yazacaklarını da.” - Hermann Hesse Iza’nın Şarkısı Yazar: Magda Szabó Çeviren: Hakan Tansel Sayfa: 224 YKY Edebiyat / Dünya Romanhttps://kitap.ykykultur.com.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/izanin-sarkisi
YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK © 2024 YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK.