Maalouf “ölümsüz” oldu
13 Nisan 2017
1635 yılında kurulan ve Fransa’nın en köklü kültür kurumlarının başında gelen Fransız Akademisi, yaşam boyu seçilen 40 üyeden oluşur. Ancak bir üye öldüğünde yerine yenisi seçilebilir. Bu kuraldan dolayı Akademi üyeleri ‘‘ölümsüz’’ olarak adlandırılır.
Amin Maalouf 2011 yılında, Claude Lévi-Strauss’un (1908-2009) yerine Fransız Akademisi’ne seçildi. Gelenek gereği Maalouf, koltuğunu devam ettirdiği Lévi-Strauss’a dair bir anma konuşması yaptı. Bir başka üye Jean-Christophe Rufin de Amin Maalouf’dan bahsetti. Böylelikle antropoloji, tarih, Doğu-Batı etkileşimi, Fransız kültürü gibi pek çok konu Fransız Akademisi’nin ‘‘Kubbe’’sinde yankılandı. Maalouf da bu yankıyı “Fransız Akademisi’ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin’in Yanıtı” adıyla kitaplaştırdı.
“Akademi Üyesi Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,
İnsan sizinki gibi bir aileye kabul edilme ayrıcalığına eriştiğinde, eli boş gelemez. Hele benim gibi Levanten bir konuk olduğunda, eli kolu dolu gelir. Gerek Fransa’ya, gerek Lübnan’a karşı duyduğum minnetle, iki yurdumun bana verdiği her şeyi de yanımda getireceğim: Kökenlerimi, dillerimi, aksanımı, inançlarımı, kuşkularımı ve her şeyden çok uyum, ilerleme ve bir arada yaşama düşlerimi.
Bu düşler bugün suya düşmüş görünüyor. Övünç duyduğum kültür evrenleri arasında bir duvar yükseliyor Akdeniz’de. Benim isteğim bir yakadan ötekine geçmek için bu duvarı aşmak değil. Bu –Avrupalılar ile Afrikalılar, Batı ile Müslüman âlemi, Yahudiler ile Araplar arasındaki– tiksinti duvarını çökertmek, yerle bir etmeye katkı sağlamak istiyorum ben. Yaşama nedenim, yazma nedenim her zaman bu oldu...”
Fransız Akademisi’ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin’in Yanıtı
Yazar: Amin Maalouf
Çeviren: Orçun Türkay
Sayfa: 72
YKY Edebiyat / Konuşmalar