Hatıratım

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Talât Aydemir’in anılarının bir bölümü 1965 yılında Akşam gazetesinde tefrika edilmiş ve hemen sonra MAY yayınları tarafından ilk cildi yayımlanmıştı. Kitap Aydemir’in kendi el yazısı ile kaleme aldığı bütün anılarını kapsamaktadır ve tamamı ilk defa yayımlanmaktadır.

YKY, Aydemir’in Hatıratım’ıyla tarihe bir kayıt daha düşmektedir.

“Ahlak telakkilerinin herkese göre değişmiş olduğunu mahkeme safhasında daha iyi anlamış oldum. Mahkeme huzurunda konuşan sanık ve avukatlar en büyük karakter imtihanını vermişlerdir. Mahkemelerden ceza almak veya almamak bu gibi ihtilâl davalarında bence bir mesele teşkil etmez. Esas olan insanları cemiyetler mahkûm ederse kurtuluş çaresi yoktur.
İnandığım bir dava uğrunda bilerek, içten gelen bir inanışla mücadele ettim. Şimdi cezamı seve seve çekeceğim. Çünkü müstahakım. Beraber yola çıktığım   kadroyu iyi seçememişim. Hayatta daima hareketlerimi sözlerime uyduran bir insanım. Aksini yapan sahte idealistlerden de artık kurtuldum.”

Hatıratım ’ı Neden Yazdım

Kore, 1 Haziran 1960

Şimdiye kadar hatırat yazmadım. Çünkü babam hayatta iken bana “Hiçbir surette bu gibi şeylere heves etme!” demişti. İlk defa onun bana söylemiş olduğu bu sözlerden ayrılıyorum. Beni zorlayan bu amilin ne olduğunu bilmiyor ve bu satırları yazmaya koyuluyorum. Çünkü hatıralar o kadar tazeliğini muhafaza ediyor ki, tesiri altından kurtulamadım. Mazi hemen gözümün önünde canlandı. Hatırladığım kadarını hiçbir tesir altında kalmaksızın tamamıyla hakikatlere dayanarak kaleme almayı faydalı buldum. Belki bir gün gelir, lazım olur... Her hadisenin bir evveliyatı olduğu gibi, bugün memlekette esen havanın ve kurtuluş günlerinin de geride bıraktığı izleri bildiğim kadar dile getirip bu kâğıda nakş edeceğim. Bir asker olmam dolayısıyla hiçbir zaman siyasetle uğraşmayı ve sonunda siyasî hayata atılmayı düşünmedim. Yalnız bir kurmay subay olarak memleketin iç ve dış politikasını da daima yakından takip ettim. Memlekette arzu edilen demokrasi idaresinin yerleşmesini canı gönülden arzu ediyordum, bunun için ekseri düşüncelerimi bu istikamete tevcih ediyorum. Kuleli Askeri Lisesi ’nde Tarih hocamız Ali Rıza Bey, diğer lakabıyla “Barbon”un tesiri altında kalmıştım. Rahmetli babam daha küçük yaştan beri beni devamlı surette bu fikirlerle aşılıyordu. Harbiye hayatım hep böyle geçti. Subay çıkıp hayata atıldığım zaman bu inanışlarım ve görüşlerim daha ziyade kuvvetlenmeye başladı. Nihayet tek partili hayattan kurtulup çok partili sisteme geçince bende memleketin istikbali hakkında büyük ümitler belirdi. Muhalefetin icra tarzı fikirlerime uygun geldiği için, daima her zaman her yerde fikren destekliyordum. 950 senesine kadar bu ümitlerle avundum. 950 senesi memlekete hayırlı istikamet kazandırmıştı. Neticelerini ağır ağır bekliyordum. Fakat iki sene sonra ümitlerim kırılmaya başladı. Başlangıç çok iyi olmasına rağmen seneler geçtikçe istikamet değişmeye başladı. Bu sıralarda Harp Akademisi tahsilimi bitirmiş, Erkânı Harbiye Umumiye

Riyasetine tayin edilmiştim. Eylül 954...

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.