Bizans’ta Cinayet

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Cehennemin kapıları açılıyor: Uluslararası terörizm, küreselleşme, dünya politikaları, Haçlılar, kelebekler, Avrupa’nın öteki yüzü, ikonlar, ikonalar, G8, tarih, bellek ve Bizans... Ansızın ortadan kaybolan Göçler tarihçisi, dehşet saçan seri katil, olayları izlemek için görevlendirilen bir muhabir, soruşturmayı yöneten karizmatik Başkomiser ve tarihçi prenses... Günümüzün en önemli düşünürlerinden Julia Kristeva’nın Fransa’da büyük bir ilgiyle karşılanan son romanı Bizans’ta Cinayet, YKY’de...

Şiddetli heyecan ve matem hallerinde ya da bazı uyuşturucu ve ilaçların etkisi altındayken, dünya bütün sakinlerinden yoksun kalmış gibi olur ve geriye bir tek kozmik manzara kalır. Fazlasıyla sevilen ya da fazlasıyla kırıcı insanoğlu küçülür ya da erir, sonunda da bir dağı, bir ormanı, bir su yüzeyini, bir gül fidanını, bir baştankarayı, bir tilkiyi, bir kediyi oluşturan bu renkler, biçimler, hoş kokular ve sesler harelenmesi içine karışıp dağılır gider. Tarihöncesi ressamı, Chauvet Mağarası’nın duvarlarına ciddi bakışlı, gergin kaslı bizon ve atların o sihirli koşularını çizdi. Hayvanla bütünleştirdiği çizgiyle, renk aracılığıyla kendi iç hayatını görünür kılarak onu dünyaya ilk kez yansıtmış oldu. Sebastian’ın içindeki mağara Chauvet sanatçılarınki kadar arkaik, onlarınki kadar dinamik değildi, ne bir gerilim sunuyordu, ne de bir koşu, orada sadece bir manzaranın kayıtsızlığı ve geçmişin dramatik sürtüşmelerini peri masallarına çevirmiş olan bir evin anısı vardı. Derin yaralı insan, Sebastian denen bu cani kendi yaşadığı ya da yaşattığı kötülükten hiçbir iz taşımıyordu.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.