Tezer Özlü'ye Armağan

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Tezer Özlü yaşamın ucuna vardığında geride sadece üç kitap bıraktı: Eski Bahçe, Çocukluğun Soğuk Geceleri, Yaşamın Ucuna Yolculuk. Yaşamı yazdıkları, yazdıkları yaşamıydı. Her gidenle gitmek, her yolculuğa çıkmak istedi ama "güzel yaşamı" hiç ilerilerde aramadı. 11 yıldır, inandığına sonsuza dek bağlı:"Yaşanılacak bir yaşam vardır. Üzerine binilip dolaşılacak bisikletler vardır. Yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak gün batımları vardır."Hep "genç kalacak" bir yazar üzerine, yaşarken ve ölümünden sonra yazılanlar ve onun fotoğrafları. Bu kitap Tezer Özlü'nün anısına bir armağan...

Mutti ile Hayalet
Hilmi Yavuz

Tezer Özlü’nün, sevgili Tezer’in, “Hilmi Yavuz için içtenlikle” diye imzalayarak verdiği Eski Bahçe’nin sunuş tarihi, 28 Eylül 1978’dir.
Tezer’in o kitabı Türk yazınında benzersiz bir yapıttır belki de bir başyapıt!..
Bilinen şuydu ki, Tezer bu kitabıyla ölüm’e doğru gidiyordu. Tıpkı, Christa Wolf’un Kassandra’sında dediği gibi:
Bu alıntıyla ölüme doğru gidiyorum
Bir farkla: Tezer, buna “ölüme“ değil, “yaşamın ucuna yolculuk“ diyecekti...
Tezer’i, ağabeyinin, Demir Özlü’nün okul arkadaşı olarak tanıdımdı. 1954 olmalı. O yıl, Hayalet Oğuz’u da tanıdığım yıldır. Baylan’da, ya da Demir’lerin Fatih’te, Çelebi Süleyman Sokağı’ndaki evlerinde...
Tezer Özlü’nün Eski Bahçe’deki son öyküsü –artık ona öykü mü demeli, bilmiyorum– Hayalet Oğuz’u anlatır: “Biz yıllardır bu kentte yaşıyoruz. İçimizde ömrü bitenler oldu. Onları oldukça eğlentili törenlerle gömdük. Bu törenlerden ağıt ve içtenlik yönünden en ağır basanı Hayalet Oğuz’un cenaze töreni oldu,” diye başlar öykü, ve Tezer, Oğuz’un yeryüzü konukluğunu şöyle betimler:
Oğuz yaşamının çeyrek yüzyılını elliye yakın dostunun evinde geçirdi. Oğuz, aylarca da benimle kaldı. Onun konukluğu bir kelebek gibiydi. İnsana kendini hiç belli etmemeye çalışır, hiçbir özel isteği olmaz, ince ve sevimli bir sesle konuşur, eve gelirken çiçek ve pasta getirir, bana, Alman eğitiminden geçtiğim için Mutti derdi.
Şimdi, Mutti ile Hayalet’i birlikte düşünüyorum. İlk kez, Demir’in Fatih’te Çelebi Süleyman Sokağı’ndaki balkonlu odasında (o balkon bir ağaca bakardı), kapıdan ablasıyla mütecessis bakan, ilkokul önlüklü kızı. Tuhaftır, Tezer’in yeryüzü konukluğu da bir kelebeğinki gibiydi: Uçarı, kumral ve yorgun bir kelebek...
Şimdi burada anlatacaklarımı çok az kişi bilir: Tezer, benim tanıdığım ilk kadın başkaldırıcıdır. Türkiye’de daha feminizmin sözü bile edilmezken ve bir Victoria ahlakının neredeyse okuryazarları bile kuşattığı 1950’li yılların sonunda, kadını cinselliğiyle tanımlayan bir çevreye başkaldırıp üstüne üstüne giden odur. Daha mini eteğin ucu bile görünmemişken, 1960 yılında, iyiden iyiye mini bir etekle Beyoğlu’na çıkışını anımsayanlar var mıdır, bilmiyorum, ama ben buna tanık olmuşumdur.
1960’ın 27 Mayıs’ından sonra, o yılın ağustosu olmalıdır, çalıştığım gazetenin kapıcısı, kapıdan telefon etti ve bir genç bayanın beni görmek istediğini söyledi. Gelen, Tezer’di.
Bana bir roman yazdığını ve romanın gazetede tefrika edilmesine aracılık edip etmeyeceğimi sormaya gelmişti.
Romanı aldım ve nasıl olsa tefrika edilir diye düşünerek gazetenin sorumlusu Naim Tirali’ye verdim.
(O gün Tezer, Beyoğlu’na çıkacağını söyledi.)
Roman, yayımlanmadı.
28 eylül 1978 günü, Bebek’te caminin bitişiğindeki küçük kahvede buluştuğumuzda, –o gün Eski Bahçe’yi getirmiştir bana–, o ilk romanını sordum. Tezer, romanı daha sonra Hayalet Oğuz’a verdiğini ve unuttuğunu söyledi.
O gün Hayalet’i konuştuk Mutti ile. Birileri Oğuz’un şiirlerini derlese, diye düşündük. Ne güzel olurdu! Böyle dedik...
Şiirler, yayımlanmadı.
Oğuz’la benim de dostluğum olmuştur. Sıskalığı ve dudaklarına yapışık cıgarasıyla anımsıyorum onu. İpince bir oğlan ve hep öyle kaldı!...
Koltuğunun altında taşıdığı İngilizce-Türkçe Sözlük’ten daha inceydi bedeni. O sözlük, Oğuz’un yastığı da olmuştur çoğu geceler...
Tezer’in “Hayalet Oğuz” adlı öyküsünde sözünü ettiği fotoğraflar nerededir şimdi? Eski dostu Bülent Oran’da, yakın akrabası Nezihe Araz’da Oğuz’a ilişkin bir şeyler kalmış mıdır?

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.