Soğuma

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Soğuma, Mahir Öztaş'ın ilk romanı. Öztaş, özellikle Ay Gözetleme Komitesi ve Korku Oyunu adlı öykü kitaplarıyla adını duyurmuş ve eleştirmen Füsun Akatlı, öykülerinde "Borges'çe bir ürperticilik" bulduğu yazarı "bellek mimarı" olarak nitelemişti. Soğuma, dünyayı yeniden buzul çağına döndürecek olan sevgisizliğe işaret ediyor. Nitekim romanın kahramanlarından yanardağ uzmanı Prof. Yeorgios'un deyişiyle, "Dünyamız gibi, evren gibi ilişkiler de soğuyor." Mesleği de mimarlık olan Öztaş, 'Roman içinde roman' kurgusuyla yapılandırdığı Soğuma'da aslında aşk, edebiyat ve ölüm ilişkilerini çözümlüyor. Süslü bir geçmiş ile çıplak bir gelecek arasında -şimdi de- düşünen ve düşleyen bir adamın anlatısı Soğuma. Bir yanıyla da polisiye... Mahir Öztaş, "tıpkı ekinlerin dibinden sessizce akan bir su gibi, dipten, ince ama kararlı bir su gibi yürüyen felsefesiyle" türlü okumalara açık bir roman koymuş ortaya. Gerçeğin ve düşlerin izini süren yazar, daha baştan her şeyin farkındadır. "Gerçeğin ne olduğunu dile dayanarak anlatmak zordur."

Kurallar ve Krallar

Anlaşılmaz olan, insanın içini ileriye atılmak konusunda coşkuyla ve dinmek bilmez bir araştırma tutkusuyla doldurur. Bir anlamda, yazmak, belleğin yitirdiklerini yeniden yakalayıp yineleyebilmek için gösterdiğimiz ve yenilgiyi baştan kabullendiğimiz sonu gelmez bir çaba değil mi? Birkaç yıl önce çok eski bir arkadaşım, üniversitede, Cemil Raşit’le ilgili bir seminer vermemi istedi, neden söz edeceğimi kendim seçebilecektim. Bu konuda daha önce yazdıklarımı gözden geçirdim; öğrencilerin yakın ilgisini bildiğim için oldukça ilginç sorular bekliyordum. Konuşmanın bitiminde, sorulara geçtik ve arka sırada, camın kıyısında oturan öğrencilerden biri söz istedi, Cemil Raşit’in yaşamıyla ilgili bir konuşmada gerçek gibi bir kavrama dayanmanın anlamsız olduğunu söyledi. “Bu sözünü ettiğiniz gerçek nedir?” diye sordu.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.