
- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Secretum
-
Kategori:
Edebiyat / Roman -
Yazar:
Rita Monaldi / Francesco Sorti -
Çeviren:
Eren Yücesan Cendey -
ISBN:
975-08-1090-2 -
Sayfa Sayısı:
776 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2006
Dinler tarihi uzmanı Rita Monaldi ve müzikolog Francesco Sorti’nin Vatikan’ın gizli arşivlerinde yaptıkları araştırmalar sonucu yazdıkları Secretum, 300 yıl önce Roma’da geçen tarihsel olayları irdeliyor. Yazarların bir anlamda İtalya’dan dışlanmalarına neden olan kitapları Imprimatur’un devamı niteliğindeki Secretum, yine büyük ses getireceğe benziyor.
Artık ben de gidebilirdim. Kadırga’nın bahçesinde son kez dolaştım. Bir kez daha rüzgâr çıktı ve güneşin kızgın yüzünü ortaya çıkardı. Hava ansızın ilkbahara dönmüştü ve sanki birisi saatin akrebiyle yelkovanını geriye çevirmişti. Nihayet çıkışa doğru yürüyordum ki giysi hışırtıları ve gülüşmeler dikkatimi çekti. İşte o zaman onları fark ettim. Sık bir taflanın arkasında, onu ilk kez görüşümüzde olduğu gibiydi: Onu hem görüyor, hem görmüyor; hem biliyor, hem bilemiyordum. Ama bu kez yaşlıydılar. Olgun değil, gerçekten yaşlı. Yüzleri kırışmış, sesleri cılızlaşmış, gözkapakları düşmüştü. Buna karşın Atto ve ben birinci katın penceresinden onları yirmili yaşlarında gördüğümüzde olduğu gibi pek neşeliydiler. Gülümseyerek ama öne eğilmiş olarak yan yana yürüyorlar, şakalaşıyorlardı; kadın ona koluna girmesini söylüyordu. Soluğumu tuttum. Yaklaşmak, görüp görmediğimden iyice emin olmak istiyordum. Taflanların arasında boşluk aradım, sonra düşüncemi değiştirdim ve geriye dönüp yeniden baktım.