Roma Döneminde Ankyra

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

“2002–2007 yılları arasında Roma Dönemi Ankyra’sı üzerine gerçekleştirilen bu çalışma, arkeolojik, epigrafik ve tarihsel verilerin sonuçlarını içermektedir.
Günümüzde görülebilen kalıntıların tümünün Roma Dönemi ve sonrasına tarihlendiriliyor olması söz konusu bu dönem çalışmamızın ağırlık noktasını oluşturmuştur.
Roma Dönemi Ankyra’sının kentsel gelişimi ile bu gelişimi gösterecek ayrıntılı kent planının eksik oluşu, Augustus ve Roma Tapınağı dışındaki antik yapıların hak ettiği ölçüde yayımlanamamış olması, tarafımızdan gerçekleştirilen bu projenin önemini bir kat daha arttırmıştır.”

YAZILI KAYNAKLARDA ANKYRA

Roma Dönemi’nde Ankyra, günümüz Ankarası, modern Türkiye’nin iç kısımlarının neredeyse tamamını içine alan Roma Eyaleti Galatia’nın en önemli şehriydi. Şehrin adının etimolojik kökeni olan ‘ANK-’, kıvrım veya keskin dönemeç anlamına gelmekte ve muhtemelen, şimdi kapalı kanallarla sevk edilmiş ve modern şehrin altında görünmez olmuş, kaynağı İdris Dağı olan Hatip Çayı’nın, bugün Hacı Bayram Camii ile Augustus ve Roma Tapınağı’nın üzerinde bulunduğu alçak tepenin etrafından dolaşarak kuzeye doğru yaptığı keskin açıya atıfta bulunmaktadır. M.Ö. 2. Bin’e tarihlenen Hitit metinlerinde, Ankuwa, Ankala, Ankuwash gibi benzer köke sahip yer adlarına rastlanmaktadır. Bunlardan biri Ankyra olabilir ancak bu henüz ispatlanamamıştır. Dolayısıyla Ankara isminin tarihi, Hitit Dönemi’ne gitse de, şehirde Hitit geçmişine dair hiçbir iz yoktur. Ne kalede ne de şehrin herhangi bir yerinde Hititlere ait arkeolojik kalıntılar ele geçmiştir.

Aynı kök, ‘ank-’ gemi çapası anlamına gelen eski Yunanca, ankyra kelimesinde de bulunur ve şehrin ismi Yunan ve Roma kaynaklarında bu kelime ile geçmektedir. Şehrin ismi ve bu obje arasındaki bariz ilişki şehrin kuruluşu ile ilgili, çapaya atıfta bulunan çeşitli mitlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Doğal olarak çapa şehrin görsel sembolü olmuş ve M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda basılan sikkelerin üzerinde betimlenmiştir. Şehrin ismi çeşitli fonetik değişimlere rağmen aynı kalmıştır: Ankyra, Angara, Angora, Engürü(i), Engere, Ankara.

Modern şehir merkezinin batısındaki Anıtkabir’den Orta Doğu Teknik Üniversitesi kampüsüne kadar uzanan alanda yer alan yirmiden fazla büyük tümülüs ve önemli yapılara ait figürlü kabartma levhalar gibi birçok arkeolojik kalıntı, Ankyra’nın Frig Dönemi’nde (M.Ö. 9. ve 8. yüzyıllar) önemli bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir; ancak şehrin en erken tarihine ait bilgilerimiz hâlâ çok sınırlıdır.2 Ankyra ilk olarak M.Ö. 4. yüzyıl kaynaklarında geçmektedir. Büyük İskender, M.Ö. 332’de Kuzeybatı Anadaolu’da Biga yakınlarındaki Granikos Çayı’nda (Biga/Çan Çayı), Pers Kralı III. Darius’u yendikten sonra ordusunu daha güneye, Küçük Asya’nın batı kıyılarına ve oradan Likya’ya sürdü; sonra tekrar kuzeye ve doğuya, Sagalassos, Gordion’a ve Ankyra’ya doğru yöneldi. Büyük İskender Kappadokia’ya ilerlemeden önce Paphlagonialı liderler ona Ankyra’da teslim oldular.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.