Bir Eğitimcinin Öyküsü

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Hesabali Turan 1918 yılında Artvin'in Ardanuç ilçesinin Akarsu köyünde doğdu. Üç erkek, iki kız çocuklu bir ailenin en büyük çocuğuydu. Kurtuluş Savaşı'ndan yeni çıkmış, ayakları üstünde durmaya çabalayan bir Türkiye'de, babasının da desteğiyle, akraba evlerinde kalarak sürdürdüğü çetin öğrenim yaşantısını 1939 yılında tamamladı ve öğretmenliğe başladı. Şavşat ve çevresinde ilk okuyan kişilerden biri olan Turan, Samsun'da başladığı meslek yaşamını denetmen ve ilköğretim müfettişi olarak Artvin ilinin değişik ilçelerinde ve daha sonra Ankara'da sürdürdü. 43 yıllık devlet hizmetinden sonra 1982 yılında kendi isteğiyle emekli oldu. 27 Mayıs 1992 tarihinde bir by-pass ameliyatının ardından ölen Hesabali Turan'ın zamansız ölümü, anılarını tamamlamasına fırsat vermemişti. Ölümünden sonra bulunan müsveddeleri oğulları tarafından yayına hazırlandı. Emekli vali ve danıştay üyesi Fahamettin Altun'un önsözü ve küçük bir fotoğraf albümü ile birlikte sunuyoruz. Cumhuriyetin bu adsız kahramanının yaşamöyküsü, Cumhuriyetin 75. yılına yazarı gibi alçakgönüllü bir armağan..

1 Nisan 1946 günü Pınarlı köyünden gelen dört attan ikisine ev eşyamızı yükledik. Diğer iki at da binek atımızdı. Okul arkadaş ları ve öğrencilerin gözyaşları arasında Veliköy okulunu terk ederek Çavdarlı köyüne doğru yürümeye başladık. Hava güzeldi. Ciritdüzü köyünde çift sürüyorlardı. Çiftlik köyüne geldiğimizde kar yağmaya başladı. Yol yükseldikçe kar çoğaldı. Kıraçola'ya geldiğimizde yol kayboldu. Kar her yeri doldurmuştu. Yolu bulmak imkânsızdı. Düşe kalka bin bir zorlukla akşam karanlığında güçlükle, hatta boğulma donma tehlikesi atlatarak köye yetiştik. Sabahleyin çevreye baktığımızda bir metreden fazla yağan kar her tarafı kapamıştı. Dokuz gün evden eve, köyden köye gitme imkânı bulamadık. 9 Nisan 1946 günü Osman Pehlivan'ın atıyla ve onun rehberliği ile yola çıktık. Karlar arasından köyler geçtik. İlk durağımız Yavuzköy oldu. Ertesi gün erken saatlerde Sahara dağına tırmanmaya başladık. Kürtükleri yararak, karlar üzerinde yüzercesine zorlukla Sahara jandarma karakoluna vardık. Çok yorulmuştum. Üşümüştüm. Susamıştım. Karakol binasına girer girmez su istedim. Kumandan Rıza Onbaşı "Olmaz, içemezsin, kumandan benim, ne dersem o olur, yarım saat su yok" dedi. Bekledik, izin çıktı. Su ve çay içtik. Dinlenme bitmişti. Eğitmen kursuna giden bir gençle burada karşılaştık. Buradan sonraki yolculuğumuz bu gençle devam edecekti. Yola devam etmem gerekiyordu. Yürüdük. Sahara bitti. Ardahan köylerinde kar yoktu. Kağnı gıcırtıları, pullukların tekerlek gıcırtıları arasında Ardahan'a indik. Kılavuz ve kiracım Osman Pehlivan'ın görevi sona ermişti. Bizi Cılavuz'a götürecek yeni bir kılavuz ve kiracı bulmak gerekiyordu.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.