Cazın Nabzı / Pulse of Jazz - Burcu Orhon

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Burcu Orhon’un caz müziğinin nabız atışlarını hissettiren Cazın Nabzı / Pulse of Jazz adlı sergisi Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde sergileniyor. 6-29 Mayıs 2011 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek sergi, sanatseverleri caz fotoğraflarına dair daha önce hiç yaşamadıkları bir tecrübeye davet ediyor...
Sergiye eşlik eden kitapta, sergilenen tüm fotoğraflar ve Burcu Orhon hakkındaki bir yazı yer alıyor.

Cazın Nabzı
Sami Kısaoğlu
Müzikolog

Fotoğraf makinesi ile resim yapmak, geçtiğimiz yüzyılın sonunda fotoğrafta resimsel öğeleri ön planda tutan birçok fotoğrafçının çalışması için eleştirmenler tarafından kullanılan bir tanımlama oldu. Bazen de bizzat fotoğrafçılar çalışmalarının bu yönde olduğunu belirtti. Burcu Orhon Cazın Nabzı serisinde karşılaştığımız fotoğraf temelli resimsel görüntüler de yukarıda sözünü ettiğimiz düşünceye bir örnek oluşturur. Bu fotoğraflarda somut olanın soyut olana yaptığı yolculuğun yanı sıra; fotoğrafa özgü gerçekliğin terk edilerek, müthiş bir renklilik içinde resimsel olan görüntüye dönüşmesine tanık oluruz. 

Klasik caz fotoğrafının ötesine geçen bu kareler, caz müziğinin temel öğeleri olarak kabul edilen çok ritimlilik, doğaçlama ve armoniden izler taşımanın yanı sıra, cazın vazgeçilmez iki unsuru olan özgürlük ve özgünlüğün görsel anlamda birer yansıması gibidir.
1950’li yılların caz sahnelerinden görmeye alışkın olduğumuz klasik siyah-beyaz caz portrelerinin tam tersi bir yönde ilerleyen bu fotoğraflar, sanatçının fotoğraf makinesiyle yapmış olduğu renk doğaçlamalarını barındırır. Caz müziğinde bir piyanist ya da bir trombonist, enstrümanında gerçekleştirdiği her doğaçlamada kendi ruhunu müziğin içine dahil ederek o anda yorumlamakta olduğu parçayı yeniden yaratır. Doğaçlamanın başrolde olduğu performanslar her defasında dinleyicinin yeni tecrübelere yelken açmasına neden olur. Bu durum kuşkusuz caz müziğini biricikleştiren en önemli özelliktir. Hiçbir caz standardı ikinci kez çalındığında bir öncekinin aynısı değildir, çünkü icracıların birbirleriyle olan uyumu, ruh halleri, kısacası her şey değişkenlik gösterir caz müziği söz konusu olduğunda. Burcu Orhon’un Cazın Nabzı serisindeki fotoğraflarda da benzer bir durum söz konusudur. Doğaçlamanın büyük ölçüde başrolde olduğu bu çalışmalarda gerek fotoğrafları çeken sanatçının, gerekse caz müziğinin farklı ruh hallerini görmek olasıdır. Söz konusu fotoğraflarda aynı kare saniyelik aralıklarla, peş peşe çekilmiş olsa bile bir önceki kareden belirgin farklılıklar içerir. Seyirci, sürekli olarak bir devinim ve gelişim içinde olan bu fotoğraflara her baktığında yeni bir dünya, yeni bir görüntü görebilir. Bu durum kuşkusuz çok sevdiğimiz bir caz standardını aynı sanatçıdan olsa bile ikinci kez dinlediğimizde farklı müzikal renklerle örülü bir yorumu dinlememize benzer.
Caz müziğine vazgeçilmez özelliklerinden birini kazandıran çok ritimlilik konusu da, tıpkı doğaçlama gibi, cazın değiştirilemez anayasal maddelerinden birini oluşturur ve bu müziğe karakterini verir. Caz, Karayip Adaları’nın ritimsel zenginliğinden Afrika kabilelerinin ritüellerinde tutulan ritimlere, Gospel ve Blues müziklerinin ritmik yapılarından Türk ve Balkan müziklerinin oynak ritimlerine kadar birçok farklı ritmi yapısı dahilinde bulundurabilir. Bu çok ritimlilik bir yandan caza eşine az rastlanır bir açık uçluluk kazandırırken, bir yandan da ne derece geniş sınırları olan bir müzik türü olduğu gerçeğinin altını çizer. Yukarıdaki satırlarda bahsi geçen çok ritimliliği Cazın Nabzı serisi bağlamında bir yere konumlandıracak olursak, bunun karşılığının çok renklilik olduğunu görebiliriz. Birbirinin içine geçen morlar, pembeler, eflatunlar, maviler ve diğer renkler yepyeni renksel zenginlikler yaratır. Bu durum şüphesiz onlarca farklı ritmin birbirinin içine geçerek yeni ritimleri yaratmasına benzer.

Cazın anlık görüntüsünü fotoğraf makinesi aracılığıyla dondurarak kayıt altına alan bu kareler, bir anlamda ışığın ses ile olan dansının görüntüye dönüşmüş hali olarak da görülebilir. Baktığımız fotoğraflardaki renksel soyutlamalar ve türlü ışık oyunları, sahnede olanın anlık bir soyutlanmasını sunarken, o anki gerçekliğin dönüştürülerek yeni bir boyuta taşınmasına neden olur. Cazın Nabzı serisindeki fotoğraflarda trompet, kontrbas, kornet gibi enstrümanların yanı sıra, bizzat sahnedeki müzisyenler de kendi fiziksel görüntülerini terk ederek, fotoğrafçı tarafından oluşturulan görsel dünyaya dahil edilir. Söz konusu fotoğraflara bakan her bireyin kendi görsel ve kültürel kodları doğrultusunda farklı okumalar yaparak farklı sonuçlara ulaşması olası bir durumdur. Cazın Nabzı serisinde baktığımız her fotoğraf müziğin o anlık görüntüsünü yansıtmanın ötesine geçerek, her birey için farklı görsel dünyalar oluşturabilecek derecede bir çeşitlilik içerir. Sahnedeki müziğin ve müzisyenlerin anlık görüntülerinin fotoğraflandığı bu görüntülerde, Sahra Çölü’ndeki bir kum fırtınası sahnesini ya da alev alev yanmakta olan bir evi görmek de son derece olasıdır. Kaydedilen fotoğrafik gerçeklikten yola çıkılarak yeni görüntülerin ve yeni anlamların oluşturulması, Cazın Nabzı serisinin en önemli özelliklerinden birini oluşturur.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.