Büyülü Ada - Harika Prens’in Yüce Ki’ler ve Diğer Şaşırtıcı İnsanlarla Yaşadığı Maceralar

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Dünyamızın henüz bu kadar yaşlı olmadığı eski zamanlarda geçen bir hikâye bu. Uzun uzun yıllar önce, perilerin insanlarla dostluk ettiği günlerde yaşanmış serüvenlerden biri.

Harika Prens ve arkadaşları, Büyülü Porsuk Adası’nda maceradan maceraya atılıyor. Şövalyeleri, kaleleri ve büyücüleriyle meşhur bu adada, prensler prensesler de var, iyilik perileri ve su cinleri de. İki’nin Yüce Ki’leri, Hırsızlar Kralı Vul-Takim, Ürkünç Kral, Despot Kivitovi ve diğer pek çok sevimli kahramanın serüvenlerini çok seveceksiniz.

Büyülü Ada

Bir zamanlar, denizin ortasında büyülü bir ada vardı. Bu adaya Porsuk Adası deniyordu. Adada insanların yönettiği beş krallık, perilerin yaşadığı birçok orman kuytusu, pınarbaşı, hoş çayırlar ve kasvetli dağlar vardı.

İnsanların bazıları perilerden harika sırlar öğrenmiş ve büyücü olmuştu. Bu büyücülerin öyle büyük güçleri vardı ki ada, büyüleriyle dört yana nam salmıştı. Bu büyücülerin kim olduğunu halktan insanlar her zaman bilemezdi; çünkü kimileri kral veya sultanken, kimileri de ormanlarda ya da dağlarda gizli saklı sakin yaşamlar sürer, ya çok nadiren ortaya çıkar, ya da hiç kendilerini göstermezlerdi. Aslında insanların sandığı kadar çok sayıda büyücü yoktu ama onları sıradan insanlardan ayırmak çok zor olduğundan her yabancı biraz merak ve korku uyandırırdı.

Ada tıpkı bir yaş pasta gibi yuvarlaktı. Üstelik yine yaş pastayı böler gibi dörde bölünmüştü ve tam merkezinde, dağların ortasında Spor adlı beşinci bir krallık bulunuyordu. Spor’u Ürkünç Kral yönetiyordu ama onu halkından başka gören olmamıştı, hatta halkından da pek azı kralı görmüştü. Çünkü kimsenin Spor Krallığı’na girmesine izin verilmez, kral da sarayından hiç çıkmazdı. Ama Spor halkının dağlardan aşağı akın edip diğer krallıklarda oturanların mallarını çalmak gibi kötü bir alışkanlığı vardı. Bu korkunç kötülük için özür bile dilemezlerdi. Bazen soydukları kişiler onlarla savaşmaya kalkardı, ama Spor halkı çok ürkütücüydü. Kocaman sopası olan devlerden, alevli oklar atan cücelerden ve en korkunçları olan amansız Gri Adamlar’dan oluşuyordu. Bu yüzden onları gören kaçıyordu ve insanlar, Spor savaşçıları sık sık dağlardan inmediği, yılda sadece bir kez onları soyduğu için haline şükrediyordu.

İşte bu yüzden parası olanlar Spor devlerinin bile yıkamayacağı kadar kalın duvarlı kaleler inşa etmişlerdi. Çocukların evden fazla uzaklaşmasına müsaade edilmiyordu, çünkü soyguncuların onları kaçırmasından ve bırakmak için ailelerinden büyük paralar istemesinden korkuluyordu.

Her şeye rağmen Büyülü Porsuk Adası’nın sakinleri mutluluk ve refah içindeydi. Hiçbir yerde çimenler buradaki kadar yeşil değildi. Başka hiçbir yerde ormanlar bu kadar serin ve keyif verici, gökyüzü bu kadar güneşli, deniz bu kadar mavi ve bereketli değildi.

Dünyadaki diğer ülkeler onları kıskanıyordu ama büyücülerden çok korktukları için adayı işgal etme cesaretini bulamazlardı.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.