
- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Bir Solgun Adam
-
Kategori:
Edebiyat / Roman -
Yazar:
Selçuk Baran -
ISBN:
978-975-08-1771-7 -
Sayfa Sayısı:
248 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Nisan 2010 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
6. Baskı / Haziran 2023
İçini kaplamış yaşama bezginliğini –kendini oradan oraya atarak– dindirmeye çalışan bir adamın yalnızlık destanıdır “Bir Solgun Adam”
Bankacı Mehmet Taşçı, emekli olunca evini terk edip yetmişini aşkın Dürnev Hanım’ın çatı katı odasını kiralamış, on yıldır orada yaşamaktadır. Bir gün, Dürnev Hanım’a haber vermeden Kadıköy’de bir otele yerleşir. Bir süre orada kalır, karlı bir günde yollara düşer; İzmit yolundan geri dönüp gene Dürnev Hanım’a gelir. Bir süre hasta yatar, gazetede kendi ölüm ilanını okur... Zahire tüccarı Sadık Bey’le dostluk kurar, yanında iki ay kadar kalır...
2 Ekim
Bu defteri alalı bir hafta oluyor; daha bir şeycikler yazamadım. Günlük tutmaya kalkışmak kendimi önemsemek gibi geldi bana. Çünkü ancak önemli kişiler, sözgelimi yazarlar, düşünürler, generaller günlük tutarlar. Sonra onlar yayımlanır. Herkes de okur. Ben önemsiz, herhangi bir insanım: Eski bir bankacı... Gene de bir politikacı, savaş görmüş emekli bir subay gibi kendimi önemsemediğimi, salt böylesi bir duyguyla günlük tutmaya kalkışmadığımı nereden bilebilirdim? İki üç gün düşündüm. Yıllardan sonra neden bu gereksinmeyi duyduğumu araştırdım. Bu da çok yorucu oldu benim için. Salt kendimi ilgilendiren konularda inceden inceye düşünmeye –nasıl derler– kılı kırk yarmaya alışkın değilimdir pek. Yaşamım boyunca bir kez oturup uzun uzun kafa yorduğumu hatırlıyorum. Halamdan kalan o küçük mirasa konunca, emekliliğimi isteyip karımdan ve kızımdan ayrılmayı düşünmüştüm (halamdan kalan evin kirasını aileme verip onların geçimlerini sağlamam, böylece mümkün olacaktı). Çok çok zor olmuştu kesin bir karara varabilmek ve onu uygulamak... Çünkü insanlar tek başlarına bir odaya çekildiler mi, istekler –tasarımların başlarını alıp doludizgin gitmeleriyle– hepten güçleniyor; böyle güçlenince de düşten çok, gerçeğe benzeyiveriyor. Kısacası ilk adımı atmadan önce, insan her şeyi başarabileceğini sanıyor. Sıra o ilk adımı atmaya gelince... Geçelim. Geçmişimle ilgilenmek istemiyorum.