- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Beni Asla Bırakma
-
Özgün Adı:
Never Let Me Go -
Kategori:
Edebiyat / Roman -
Yazar:
Kazuo Ishiguro -
Çeviren:
Mine Haydaroğlu -
ISBN:
978-975-08-1187-6 -
Sayfa Sayısı:
272 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Şubat 2007 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
34. Baskı / Aralık 2024
Yayımlandığı yıl Time dergisi tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan Kazuo Ishiguro'nun "Beni Asla Bırakma" isimli kitabı yıkıma götüreceğini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanıyor.
Şimdi şehir dışında araba sürerken, hâlâ bana Hailsham’ı hatırlatan şeyler görüyorum. Sisli çayırların kenarından geçerken ya da bir vadinin yamacından aşağı inerken, büyük bir ev görürsem veya tepede düzenli sıralanmış kavak ağaçları gözüme çarparsa, kendime diyorum ki: “Belki budur, işte! Buldum sonunda! Burası gerçekten Hailsham!” Sonra bunun imkânsız olduğunu hatırlıyorum ve arabayı sürmeye devam ediyorum, düşüncelerim başka yerlere kayıyor. Özellikle de, şu kulübeler. Ülkenin her bir yanında görüyorum onları; küçük, beyaz, prefabrike binalar. Yan yana sıralı pencereleri çok yüksekte, neredeyse saçakların altına sıkıştırılmış gibi. 1950 ve 60’lı yıllarda bunlardan çok sayıda inşa etmişler sanırım, bizimkiler de o dönemde yapılmış olmalı. Ne zaman bu binalardan birinin yanından geçsem, gözden kaybolana kadar mutlaka bakıyorum ona, bu gidişle bir gün kaza yapacağım herhalde, ama bakmaya devam ediyorum. Çok olmadı, geçenlerde Worcestershire’da uzun ve boş bir yolda gidiyordum, bir kriket sahasının yanında, aynı bizim Hailsham’dakine benzer bir bina görür görmez, arabayı döndürüp ikinci kez bakmaya gittim.