- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Anayasal Gelişme Tezleri
-
Kategori:
Cogito -
Yazar:
Bülent Tanör -
ISBN:
978-975-08-1360-3 -
Sayfa Sayısı:
176 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2008 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
5. Baskı / Şubat 2023
Bülent Tanör'ün 1977 Yunus Nadi Yarışmasına katılmak için yazdığı Anayasal Gelişme Tezleri 100 yılı aşkın bir süreyi kapsayan anayasal gelişmelerimiz konusunda önerilmiş çözümlerin bir dökümünü sunuyor. Ancak, bu döküm basit bir sergilemeden ibaret sayılamaz, çünkü “anayasal gelişme tezi”yle anlatılmak istenen sadece anayasa gelişmeleriyle ilgili yorumlar değildir. “Anayasal” ifadesinin anayasayı aşan, toplumsal ve siyasal gelişmeleri de içine alan bir anlamı ve kapsamı vardır. Bu nedenle, ele alınan görüşlerin aktarılmasında sadece hukuki değil, bu görüşlerin çerçevesini oluşturan toplumsal ve siyasal yorumlara da yer verilmiştir. Tanör’ün kaynak niteliğindeki bu yapıtı ilk kez kitap halinde yayımlanıyor.
M. Kemal’in Osmanlı anayasal sistemine bakışı son derece radikal ve uzlaşmaz niteliktedir. M. Kemal’in Osmanlı kamu hukukuna bakışında temel açısı, bağımsızlık ve onun kaybı noktasıdır. Bunu İzmir İktisat kongresinde şöyle belirtmiştir: Osmanlı ülkesi yabancıların serbest bir sömürgesinden başka bir şey değildi ve Osmanlı halkı içindeki Türk milleti tamamen tutsak bir duruma gelmişti. Osmanlı İmparatorluğunun iç yapısıyla ilgili olarak M. Kemal’in yaptığı temel saptama da, feodal sultanların zulmüne işaret etmektedir: “Osmanoğulları zorla Türk milletinin hâkimiyet ve saltanatına vazıülyed olmuşlardı [elkoymuşlardı]. Bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdi [sürdürmüşlerdi]. Osmanlı feodal toplumuna ve onun kurduğu baskı ve zulüm rejimine karşı ulusal ve demokratik bir başkaldırmanın felsefesini dile getiren bu görüşler de, Kemalist rejimin yerleşmesini ve tutuculaşmasını izleyen yıllarda eski keskinliğinden çok şey yitireceklerdir. Daha ilerki dönemin Kemalist anayasal tezlerde görülen “Osmanlı düzenine karşı daha saygılı” olma tavrı, daha sonra, popülist çevrelerin “Osmanlı kurumları hayranlığı” ve nihayet İslamcı-ırkçı karışımı bir gericiliğin bugün ortaöğretim ders kitaplarına soktuğu “Osmanlı övgüsü” ve “feodal değerlere tapma” tavrı, bu gerilemenin başlıca uğrak ve vargı noktalarıdır.