Yalan Sureleri

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Filiz Özdem’in Korku Benim Sahibim ve Düş Hırkası ile başlayan “Veda Üçlemesi”nin son kitabı: Yalan Sureleri... Romanda beş kuşak kadın üzerinden anlatılan hikâyelerde ölüm, hayat, beden, bellek ve yazı bütün olayları ve kişileri en genç halkada birbirine bağlıyor.

Yalan Sureleri, yitirilmiş bir beni başkalarında parça parça bulmaya çalışan benliğin parçalanış tarihi. Kırılmış bir aynanın parçalarının üstündeki silinmemiş görüntüyü bir kez daha görebilmek için bir araya getirmeye çalışan Gözde, parmaklarını kanatan bir yapboz oyununu sürdürüyor. İşte bu yüzden kendi parçalarını bir arada tutan beden, ruhun etten mezarı sadece. Yalan Sureleri’nde “içimizin karatahtasına yazılan, kimsenin okuyamayacağı, kendimizin bile çoğunu unuttuğu ne çok cümle var.

Romanlarını “kaybetme” kavramı odağında yazan Filiz Özdem “Veda Üçlemesi”nin son halkası Yalan Sureleri’nde, kaybetmenin insan yaşamında yüklendiği anlamların bütün dehlizlerine girme cesaretini göstererek, yitip gidenin zengin yazınsal arkaplanını ve rüyaların sarmal yapısını da kurmacaya dahil ediyor; zamanı ve coğrafyası belirli, gerçek zamanlı bir anlatı dili kullanıyor. Herkesin kendi trajedisini yaşadığı bir dünyada, yazar öteki’nin trajedisini kaleme alırken belleğin diline yaslanıyor. Trajik olan, yazılanın yüzeyinde beliriyor.

Bilmiyorum, belki de kendi batık kadırgasında kayıp bir yeraltı ülkesi varlığıydım. Ufkunda yalnızca sonsuz göğün görüldüğü bir kayalığa tırmanmıştım suyun karanlık diplerinden. Doymak bilmeyen hayalî korsanlara açıyordum kırık dökük gövdemi. Bedenimde sarı tırtıllar yürüyordu. Suyun parlak yüzeyine bakıp duruyordum. ‘Söyle bana,’ diyordum suretime, konuşmayı unutan kısık, yabani sesimle, ‘hangimiz daha yalnızız?’

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.