Sitt Marie - Rose

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Sitt Marie-Rose Lübnan iç savaşında kapana kısılıp kalmış biri. Özürlü çocukların devam ettiği bir okulun müdiresi. Arap kadınının özgürlüğü ve toplumsal adalet için mücadele ediyor. Bir dağ yolunda çıkıyor ölüm karşısına. Diyaloğun yerini silahların aldığı bir hesaplaşmanın bedelini canıyla ödüyor. Milislerce kaçırılıp öldürülen Sitt Marie-Rose’un öyküsü, Ortadoğu’yu tehlikeli bir güç arenasına dönüştüren kabile zihniyetini ortaya seriyor. Bu yeni anlatı biçimi savaş edebiyatı klasiklerinin arasında yerini aldı bile. Kitap Paris’te France-Pays Arabes ödülünü kazandı ve altı dile çevrildi. Sitt Marie-Rose şiddetin saçmalığını, Lübnan’ın can çekişmesini anlatıyor duymak isteyenlere.

Münir arıyor. Bir film yapacakmış, senaryosunu yazmamı istiyor. Konunun arkadaşlarıyla birlikte gittikleri bir av partisi sırasında Lübnan’a gelmeye ikna ettikleri Suriyeli bir işçiyle ilgili olması gerektiğini söylüyor.
Konuya ısınmam için, ertesi gün Suriye çölünde ve Türkiye’nin güneydoğusunda çektiği renkli ve süper bir film oynatıyor.
Perdede film oynuyor. Rüzgâra, toza açık düzlükler görüyorum. Burgulanarak yükselen bir toz sütunu. Ateş kırmızısı çizgileriyle uçsuz bucaksız gökler. İşte Pierre’in kullandığı ve içinde Münir, Tony ve Fuat’ın bulundukları Volkswagen cip. Av tüfekleri iyice görünüyor.
Kuşların gökten uçak filoları gibi geçtikleri bir plana geliyoruz. 1944 yılından kalma savaş haberlerinden ya da onlara dayanan savaş filmlerinden görüntüler. Arazi Libya’yı andırıyor, avcılar da Afrikorps’un yanık tenli askerleri sanki.
Çok güzel çekimler var: cipin çamurlar sıçratarak geçtiği bir bataklık. Çamurun insanı tatmin eden bir toprak rengi var. Kuşlar dönüyor, ama hava şimdi daha karanlık. Alacakaranlığın yoğunluğu nefis. Avcılar tüfeklerini roketatar gibi göğe doğrultuyor. Gülüyorlar. Dişlerini, sağlıklarını ve keyiflerini gösteriyorlar.
Münir yüksek sesle yorumlar yapıyor. Karısı, iki baldızı ve onların kız arkadaşlarından biri yerde oturuyor. Beyrut’un en güzel evlerinden birinde, kadınlardan kurulu bir izleyici kitlesi var. Üstelik Tony de buradaki kızlardan birinin kuzeni, kız da bütün her şeyi bir gücenik seyrediyor. “Erkekler” onu av için Türkiye’ye götürmek istememiş. Ayak bağı olur diye.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.