Saklı Su

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

"Saklı Su", Peride Celal'den Ece Ayhan'a, fütürizmden Anadolu'ya, Sait Faik'ten Melih Cevdet Anday'a pek çok şair ve yazardan yazı alanına, geniş bir yelpaze içinde, çağdaş Türk edebiyatının eleştirel bir panoramasıdır. Doğan Hızlan'ın uzun yılların birikiminden oluşan kuramsal yazıları ve eleştirileri... Okurlar, yazarlar ve eleştirmenler için...

Peride Celal, bana göre, üç Türk trajedisi yazmış: "Bir Hanımefendinin Ölümü", "Mektup", "Pay Kavgası". Peride Celal yazımın başlığını atarken çok düşündüm, tereddütler yaşadım. Bazen bir başlık, yazının önündeki çalıdır, ayrık otudur, onu temizlemeden yürüyemeyeceğiniz, menzilinize varamayacağınız saplantısını kafanızdan atamazsınız. Peride Celal'in öykülerindeki tipleri/kahramanları beni çok etkilemiştir. Hayatımızla ilgilerinin yoğunluğudur bizi çeken yanı. Miras kavgalarının, bölüşümlerin, insanları nasıl sırtlanlaştırdığını bilirim. Sözümona ölüm acılarının yansıdığı yüzler, birdenbire maskeye dönüşür, mumyaların ölü görünümüne bürünürler. Bildiğini, yaşadığını, incelediğini yazan yazarların inandırıcılığı, okuru birdenbire sarıp sarmalayan gücünü bulurum onun yazdıklarında. Peride Celal'in "Mektup" kitabının arka kapağında yer alan mektubundan bir bölümü, insan meşheri konusundaki yorumlarımı temellendirdiği için buraya alıyorum: 'Öykü yazmak kolay bir iş değil. Romandan bile zor bir bakıma. Daha zevkli. Ben, bildiğiniz gibi, burjuva bir aileden gelen, büyük kenti ve bu çevrenin, büyük kentin tutucu, yozlaşmış insanlarını eleştiren bir yazarım.' Gerçekten de onun anlattığı açıdan büyük kent öykü ve romanlarına edebiyatımızın gereksinimi vardır. Ondaki gerçeklik duygusu, sahihliğe olan saygısı, altı çizilmesi gereken bir niteliği olarak tanımlanabilir. Tanıdığı, bildiği çevreyi bütün ayrıntılarıyla anlatabiliyor. Bildiğimiz, tanıdığımız insanlar, onun kaleminden edebiyat sıfatını kazanıyor.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.