- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Mr. Norris Aktarma Yapıyor
-
Özgün Adı:
Mr. Norris Changes Trains -
Kategori:
Edebiyat / Modern Klasikler -
Yazar:
Christopher Isherwood -
Çeviren:
Betül Kadıoğlu -
ISBN:
978-975-08-2890-4 -
Sayfa Sayısı:
220 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Mart 2014
MR. NORRİS AKTARMA YAPIYOR
Isherwood’un Öteki Berlin Romanı
Türkiye’de en çok, sinemaya da uyarlanan Tek Başına Bir Adam’la (YKY, 2012) tanınan Christopher Isherwood, 1929-1930 yılları arasında yaşadığı Berlin’i ve orada tanıştığı birbirinden ilginç kişileri tek bir uzun romanda ölümsüzleştirmeyi hayal etmiş, fakat bu tasarısı daha sonra iki ayrı romana dönüşmüştü: Bunlardan 1939 tarihli olan Hoşça Kal Berlin’in (YKY, 2012) yanına, şimdi Mr. Norris Aktarma Yapıyor da ekleniyor. Arthur Norris adlı tuhaf ve sevimli dolandırıcının ve Nazilerden komünistlere, işadamlarından hayat kadınlarına bir dizi yan karakterin hikâyesinin etrafında örülen roman, 1930’ların ilk yarısındaki Berlin’i, Isherwood’un o çok bilinen sinematografik tarzıyla anlatıyor.
Her sabah, uçsuz bucaksız, rutubetli, kasvetli şehrin dört bir yanında, varoşlardaki tıkış tepiş gecekondu mahallelerinde genç adamlar yola düzülüyorlardı. Amaçları işsiz, boş bir günü daha en iyi şekilde değerlendirmekti: Ayakkabı bağı satarak, dilenerek, İşçi Bulma Kurumu’nun girişinde dama oynayarak, pisuvarların etrafında takılarak, arabaların kapısını tutarak, pazarda sandık taşıyarak, çene çalarak, aylaklık ederek, çalarak, yarış tüyolarına kulak kabartarak, yol kenarlarından topladıkları izmaritleri paylaşarak, avlularda ve istasyonlar arasında yeraltı treni vagonlarında üç kuruş için halk şarkıları söyleyerek. Yılbaşından sonra kar yağdı ama tutmadı; kar küreyerek para kazanmak imkânsızdı. Esnaf kalpazanlardan korkusundan eline geçen bütün bozuk paraları tezgâha vurup kontrol ediyordu. Frl. Schroeder’in astroloğu dünyanın sonunun geldiğini haber verdi. “Bak,” dedi Fritz Wendel, Eden Oteli’nin barında kokteylini yudumlarken, “şu ülke komünist olsa zerre umurumda olmaz. Yani altı üstü biraz fikirlerimizi değiştirmemiz gerekir. Onu da kim takar?”