- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Günlükler - 1966-1971 / Max Frisch
-
Özgün Adı:
Tagebuch 1966-1971 -
Kategori:
Edebiyat / Modern Klasikler -
Yazar:
Max Frisch -
Çeviren:
Ogün Duman -
ISBN:
978-975-08-1470-9 -
Sayfa Sayısı:
372 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Eylül 2008 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
2. Baskı / Nisan 2018
1966-1971 yıllarını kapsayan Günlükler’in ikinci cildinde Max Frisch, öykü taslaklarını, yolculuklarındaki izlenimlerini, Vietnam, İsrail Savaşı, Yunanistan’daki askeri hükümet, Fransız Mayısı vb dönemin siyasal olaylarını ele aldığı notları bir araya getirerek anlatı, kurmaca, çözümleme, sorgu ve soruşturma tekniklerini yazı tekniğine dahil ediyor. Özellikle, insanı didik didik edip sorgu sandalyesinde afallatan, sarsıcı bir zeka örneği sergilediği ünlü “soruşturmalar”ı ile toplumsal, siyasal, psikolojik boyutlarıyla insanı ele alıyor. Günlükler 1946-1949’u tamamlayan kitapta Max Frisch güncesinin alanını genişletmeyi sürdürüyor.
Brecht’e Dair Anılar
Brecht’i Kasım 1947’de, Avrupa’ya gelişinden birkaç gün sonra ilk görüşüm: Üç Brecht oyununu ilk kez Almanca sahneleyen Zürih tiyatrosunun dramaturgu Kurt Hirschfeld’in bol kitaplı küçük evinde. Brecht orada, az sayıdaki fotoğraflarında bilindiği haliyle oturuyordu; en köşedeki sırada: Gri, sessiz, süzülmüş, biraz ezik, kendi dilini konuşan yaban ellerde bir adam. Sağ ve sol omzunun yanından uzanan duvarlara minnettar bir hali vardı. Brecht’in daha yeni ardında bıraktığı “Hearing”ler hakkındaki konuşma, benim katılmamla yarıda kesildi. O zamanlar 36 yaşındaydım, mimardım. Zürih’i bilmediğinden ona Stadelhofen’e giden yolu gösterdim. Belirsiz süreliğine yerleşmeyi düşündüğü bu kente dair en ufak bir ilgi göstermiyordu. Ona yolculuklarımdan bildiğim kadarıyla Almanya’dan, yıkılmış Berlin’den bahsettim. Daha fazla anlatmak için en kısa zamanda Herrliberg’e gelmeliymişim. “Belki günün birinde siz de,” dedi tren peronunda dururken, “insanlar anavatanınızı size anlatırken Afrika’da bir bölgeden bahsediliyormuş gibi dinlemenize neden olan bu ilginç duruma düşersiniz.”