Göz Masalı

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Ozanın Konya’da geçen çocukluğunun sinema olayı. Yaşanmış bir öykü. O yılların dinlenme günü olan cumalarda annesiyle, kardeşleriyle sinemaya nasıl gittiklerini, kadın-erkek ayrı yerlerde oturduklarını, sinemanın bir kırgezintisi yaparcasına yemeklerle, testilerle dolu yaşamını, okuma bilenlerin azlığı yüzünden sinemacının filmi gür sesiyle anlattığını dile getiriyor Ozan. Sevinirdim ya çok Korkardım da İçine girerken Kapkaranlık oluverirdi Güpegündüz Göz masalı sinema

Çocuk Kenti

Küçücüktüm
Konya büyük mü büyük
Okul mokul yoktu daha
Benimdi sokaklar ağaçlar köpekler

Mevlana’ya komşuydu evimiz
Mevlana büyük mü büyük
Oralardan geçerken
Gülmezdi gülümsemezdi kimse
Erkekler fesini düzeltirdi biraz
Kadınlar peçesini
Sanki bayramıydı Konya’nın

Yazın da kışın da yemyeşildi çayırları
Alaattin Tepesi büyük mü büyük
Giderdik üç beş yaramaz
Tükürüklerdik altını
Minimini yassı taşların
Yapıştırırdık camisinin duvarlarına:
Düşerse olmayacak istediğimiz
Düşmezse olacak.


Sinema

Sinema eteklerindeydi
Tepenin
Göz masalı sinema

İmrenirdik ya umutsuz
Bakardık dışından
Öylece avuturdu bizi
Göz masalı sinema

Taştandı o
Bütün kerpiç evlere karşı
Kesme taştan
Elli kattı belki
Yüz kattı belki
Bin kattı belki
Şimdi saysam
Göz masalı sinema


Sevinirdim ya çok
Korkardım da
İçine girerken

Kapkaranlık oluverirdi
Güpegündüz
Göz masalı sinema

Vardı
Gizli bir arkadaşlığımız
Gitmediğimiz günler
Duyardım uzaktan
Beklerdi beni
Göz masalı sinema

İyice anlatamam ki
Karışık bir öyküdür
O yaşamalarımda benim
Göz masalı sinema



Kuruyemiş

Ne güzeldi
Kapısındaki satıcılar
O posbıyıklı Arnavut
Kırmızı şalvarlı Dede
Öteki yemenisi sarı olan
Uçar gibi yükselmiş
Kuşağı dolana dolana

Ne güzeldi
Sattıkları hepsinin
Nar simit
Sıcağı üstünde leblebi
Balık biçimli şeker
Altın suyu kuru üzüm
Yaramaz fındık
Görmüş geçirmiş ceviz

Duyardım
Almasam da duyardım
Biraz simit
Biraz leblebi
Biraz şeker
Biraz kuru üzüm
Biraz fındık
Biraz ceviz olduğumu



Binde Bir

Giderdik
Hepimizin iyi olduğu günler
İyi bir cuma günü

Annemle
Teyzemle
Kardeşlerimle

Bilmiyorum neden
Binde bir giderdik
Öyle seyrekti ki
Hepimizin iyi olduğu günler



Beğenmek

Girer girmez
Sinema
İçi gibiydi
Kocaman bir karpuzun

Lambalar
Kırmızı kırmızı lambalar
Karpuz çekirdekleri

Öyle kocamandı ki
Minareler gelse girse
Dolaşırlardı tavana değmeden
Duvarlarına asılmış resimler
İçi gibiydi
Komşu kızda gördüğümüz
Boyalı çıkartmaların


Yerler çıtır çıtır
Yerler yumuşak
Yerler bir karış
Şamfıstığı kabuğu
Fındık kabuğu
Ayçiçeği kabuğu
Yerler sanki halı kilim

Oturunca biz
Oturunca bütün ayaktakiler
Anlardım
İçi gibiydi sinema
Hepimizin



Mayıs

Bir iki ineği vardı
Sokağımızda bütün evlerin
Bizim yoktu yalnız

Doğmadan güneş
Seslenerek: He hey he hey
Çoban toplardı hepsini
Sarı ak boz kırçıl
Gözleri uykulu
Ayakları uyanık
Alır götürürdü ovalara

Gece inerken
Dönerdi sevinçle sokağın sürüsü
Memeleri büyümüş
Karınları büyümüş
Ağızları büyümüş


Oğlanlar bir yudum çocuklar
İnekleri karşılarlardı ta dönemeçte
Hepsi de kız gibi uzun etek
Önleri uzun etek
Torba yerine uzun etek

Püsküllü kuyruklarını kaldırır kaldırmaz
İnekler pislediler mi hemen
Avuç avuç
Toplar
Doldururlardı eteklerine
Mayıs dediklerini

Duvarlara yapıştırırlarmış tezek
Kururmuş tezek
Yakarlarmış tezek


Aldım çökünce ikindi ben de
Yatağımdan yastık kılıfını
Yavaşça katıldım aralarına
Bir yudum çocukların

Sürü upuzun sürü
Sökün etti böğüre böğüre
Lap lap
Aktı ya lap lap
Kuyruk altlarından lap lap
Dumanı tüterken
Topladım avuçlarımla
Sıcacık
Verdiğini önümdeki ineğin


Girdim eve
Yastık kılıfı mayıs
Ellerim mayıs
Kirpiklerim mayıs

Annemden
Bir zılgıt yedim ki
İşte duyuyorum
Bunları yazarken bile

Sonra kaynatmaya başlarken
Bir kazan suyu
Ekledi annem:
Sana yasak sinema
Üç ay yasak



Fayton

Rap rap’tılar
Atlar yollarda
Rap rap’tılar

Daha uzundu
Daha genişti mavilik
Cuma günleri

Boştu birer birer
Okula gitmeyen kardeşlerim evde
Ben en çok boştum
Cuma günleri

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.