Edebiyatımıza Dipnotlar

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Dünle bugün arasındaki bağı kurmak da eleştirmenlere düşer. Sık sık yinelerim; ülkemizde edebiyat tarihçisinin görevini de zaman zaman eleştirmenler, denemeciler yüklenir.
Bu kitapta sevdiğiniz, okuduğunuz, birçok dizesi belleğinizde olan, belki bilip sıklıkla okumadığınız  şairler hakkında yazılar bulacaksınız. Umarım onlara yeni bir yaklaşım sağlayacak saptamalarda bulunabilmişimdir.

Doğan Hızlan, edebiyat alanındaki kılavuzluğunun güzel örneklerinden birini daha sunuyor Edebiyatımıza Dipnotlar ile: Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya, Nâzım Hikmet’ten Cahit Külebi’ye, Füruzan’dan Fethi Naci’ye, satırlar, dizeler ve yargılar arasında dolaşıyor; yeni yaklaşımlar sağlayacak saptamalarda bulunuyor.

Tanpınar’ın Şiiriyle Nesrinin Buluştuğu Şehir:
Bursa

Bir şairin nesriyle şiiri arasındaki gelgitler benim her zaman ilgimi çekmiştir.
Farklı türlerde aynı tema’nın işlenişi, sanatçının çeşitleme zenginliğindeki ustalığının da bir göstergesidir. Edebiyat tarihimizde bunun örneğine çok nadir rastlarız, özellikle bir kent üzerine hem bir deneme metni, hem de bir şiir yok denecek kadar azdır ki, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Bursa’da Zaman” şiiri ve denemesi bunun en kudretli örneği olacaktır.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Bursa’da Zaman” şiiri ile "Beş Şehir"deki “Bursa’da Zaman” yazısını bir arada değerlendirme çalışmasını gerçekleştireceğim bu yazıda. Aynı şehrin şiiri ve düzyazısı arasındaki benzerlikleri ve türden gelen farklılıkları ortaya koymayı amaçlıyorum.
Şiirle düzyazıyı karşılaştırmadan önce belki Bursa üzerine ön bilgilenme çalışması yapılabilir.
Ama bu, yazımın içeriğini ve amacını aşıyor.
Kentleri edebiyatçıların satırları, mısraları eşliğinde gezmeyi tercih ederim. Elbette bu klasik anlamda bir rehber (guide) değildir ama, o yerin ruhunu ancak o zaman hissedebilirsiniz.
Edebiyatçı, bir kenti anlatırken, nesnel bilgilerle öznel yorumlarını, izlenimlerini, birikimini edebiyat teknesinde yoğurur. Bakışında kullandığı edebi objektif, adeta yeniden yaratılmış bir film karesidir.
“Bursa’da Zaman” özelinde, nesirle şiirin ayrılıklarından ve birbiriyle etkileşimininden söz edebilirim. “Bursa’da Zaman” şiiri ile Beş Şehir’deki “Bursa’da Zaman” denemesi, türler arasındaki farkın, tema işlenişinde izlenen yolun, konuyu ele alışın farklarını tüm yönleriyle ortaya koyuyor. Elbette burada Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiir anlayışı ile nesirde izlediği yolu da göz önüne seriyor.
“Bursa’da Zaman” şiirinin ilk yayını “Bursa’da Hulya Saatleri” (Tasvir-i Efkâr, 8 Mart 1941) adıyla, denemesi ise “Bursa’da Zaman ve Hulya Saatleri” adıyla (Ülkü, 16 Birinci Teşrin 1941) yayımlanıyor.
İki yıl sonra, 1943 yılında şiir, “Bursa’da Zaman” adıyla (Ülkü) yeniden yayımlanıyor. Bu tarihsel farklar kısa sürelik de olsa, deneme ve şiirin farklı zamanlarda yazılıp birbirini kapsadığının göstergesidir.
“Bursa’da Zaman” şiiri benim için, Tanpınar’ın şiirine yaklaşım farkının da bir turnusol kâğıdıdır. Çünkü, zamanın şairleri, o şiiri geçmişe bir övgü gibi yorumladıklarından olsa gerek, Necati Cumalı, Melih Cevdet Anday, Ahmet Muhip Dıranas bu şiire değinmemişlerdir. Oysa Tanpınar’ın şiirleri içinde ona ait birçok edebi unsuru ihtiva eden, tarihimizi, Osmanlı’yı –ama insanı da ihmal etmeden– zaman kavramı içinde ele alışını ve çeşitli şiirlerinde yahut düzyazılarında kullandığı imgeleri burada şairliğinin zirvesine çıkarır.
Zaman kavramıyla ilgilenen Melih Cevdet Anday’ın bu şiir üzerine yorumlarını hep merak etmişimdir.
Türk şirinde, Cumhuriyet şiirinde, tarihi tema’lara ilgi şiirin gündeminden çıkarıldığından, genel anlayışın sonucu olarak bu şiire değinmediklerini düşünüyorum.
Tanpınar’ın bu şiirine kayıtsızlığın nedeni, acaba kişiliğinden ya da geniş açı bir algılama özelliğinden mi kaynaklanmaktadır?
Oysa Tanpınar’a başka açıdan yaklaşmayı benimseyen eleştirmenler, edebiyat tarihçileri de, diğerlerinin aksine, geçmişi, bir imparatorluğun tarihini şiire getirmesi söz konusu olduğunda, eksen şiir olarak “Bursa’da Zaman”ı seçmişlerdir.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.