Dansa Âşık Bir Kuğu: Meriç Sümen

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Nevsâl Baylas, Dansa Âşık Bir Kuğu: Meriç Sümen’de, sahnedeki varlığı, güzelliği ve gerek tekniği gerek duyarlığıyla yurtdışında da büyük beğeni toplayan bir balerinin hayatına odaklanmıyor yalnızca...
Nevsâl Baylas’ın Türkiye’de bale sanatının gelişmesinde büyük katkıları olan Ninette de Valois’nın 2001 yılında ölümü üzerine, BBC Dünya Servisi’nin Türkçe Yayınları için bir radyo programı hazırlamak üzere Meriç Sümen’le tanışmasıyla başlayan, sonra bir kitaba dönüşen bu çalışmaşı, Meriç Sümen’in kişiliğinde Türkiye’deki bale tarihini ve Batılı anlamda modernleşmenin bir kesitini de sunuyor.

Dansa Âşık Bir Kuğu: Meriç Sümen, Türkiye’nin Julieti, Prima Ballerina’sı Meriç Sümen’in portresinde, içinde geleceğin dansçısını barındıran genç bir kızın, ucu Molly Lake, Margot Fonteyn, Rudolf Nureyevlere dokunan hayatından başlayarak, yetenek-disiplin-sanatçı olma sorunlarına değinen, Türkiye’de Devlet Balesi’nin oluşumu ve gelişimini aktaran ve aynı zamanda dansta klasikten moderne geçişe ayna tutan toplu bir gösteri niteliğinde.

Ben Madam’ın locasını ilk kez Covent Garden Opera binasına gittiğim zaman gördüm. Madam kendi locasına girince diğer localardan alkış kopardı. Herkes Madam’a bakar, selam verirdi. O da onlara doğru hafifçe başını eğerek bir selam verir, ondan sonra bana dönüp ‘Sit down, darling. Come here, come here and sit down’ derdi. Ben de usulca yanına otururdum. Herhalde etraftan görenler ‘Madam’ın yanına öksüz gibi sığınmış kız kim?’ diyorlardı. Ben de temsillerin çoğunda ağlardım. ‘Ağlama’ derdi bana. ‘Neden hep ağlıyorsun?’ Halbuki ben hep içimden, ‘Ne büyük şeyler bunlar. Ben meğer hiçbir şey yapmıyormuşum şimdiye kadar. Ne kadar güzel dansçılar, ne kadar güzel bir opera binası burası!’ diyordum.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.