- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Çelik Pire
-
Özgün Adı:
sobraniye soçineniy tom pyatıy / Povesti i raskazı -
Kategori:
Edebiyat / Öykü -
Yazar:
Nikolay Semyonoviç Leskov -
Çeviren:
Kayhan Yükseler -
ISBN:
978-975-08-4324-2 -
Sayfa Sayısı:
348 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ağustos 2018
“Lütfen, gelip bakın! Bu kerataların İngiliz piresinin ayaklarını nasıl nalladıklarını bir görün!”
Maksim Gorki’nin, adını Tolstoy, Gogol, Gonçarov gibi Rus edebiyatının ünlü tür yaratıcılarıyla birlikte andığı Leskov, Rus hayatının geniş bir panoramasını yaratan ilk yazarlardan biriydi; metinleri folklorla, masallarla, efsanelerle, şarkı ve atasözleriyle doluydu. Eserlerinde toprak sahipleri, aydınlar, askerler, köylüler, tüccarlar, Çingeneler, nihilistler, rahipler gibi farklı sosyal sınıflardan insanlara yer veren Leskov, “anlatıcı”-“skaz” tekniği kullanarak Rus edebiyatına canlı ve renkli bir anlatım dili kazandırmıştı. Değeri uzun zaman sonra anlaşılan Leskov’un pek çok eseri sinemaya ve tiyatroya uyarlandı.
On bir öykünün yer aldığı bu derlemede, Rus ulusal duygularının yoğun biçimde hissedildiği “Solak”ta emeğin, alın terinin kutsallığı ve yurt sevgisi; “Nöbetçi”de özveri ve iyilik; “Vahşi Hayvan”da ayı ile bakıcısı arasında derin dostluk ve vahşet; “Peruk Sanatçısı”nda toprağa bağlı kölelik sistemi ve “Mühürlü Melek”te dostluk, inanç ve mezhep farklılığının getirdiği hoşgörüsüzlük temaları yer alıyor.
İmparator Aleksandr, Viyana Kongresi sona erdikten sonra Avrupa’yı dolaşmak ve çeşitli ülkelerdeki harikaları görmek istedi.Pek çok ülkeyi gezdi ve karşılaştığı her insanla sevecen tavırlarıyla baş başa görüşmeler yaptı. Nedense herkes ona şaşkınlıkla bakıyor, kendi tarafına çekmek istiyordu, ancak yanında bu gelişmelerden hiç hoşlanmayan Don Kazak’ı Platov vardı. Evi, çiftliği gözünde tütüyor, çarı ülkeye dönmeye ikna etmeye çalışıyordu. Çarın yabancı bir nesneyle ilgilendiğini gördüğünde, hemen atılıp, “Ne olursa olsun” diyordu, “Ülkemizde de bunun kadar iyileri var”. Böylece çarı o nesnenin dışında tutuyordu. İmparatorun diğer eşlikçileri ise ağızlarını açmıyorlardı.
Bunu bilen İngilizler, çarı yabancı hayranlığıyla büyüleyecek, Ruslardan uzaklaştıracak çeşitli numaralar icat ettiler ve genellikle Platov’un kendini Fransızca tam ifade edemediği büyük toplantılarda bunu başardılar. Platov evli bir adam olduğundan buna pek önem vermiyordu, Fransızca konuşmaları hayal gücüne değmeyen saçmalıklar olarak görüyordu. İngilizler bizden her alanda üstünlüklerini göstermek ve övünmek için çarı silah ve mühimmat, askeri elbise ve donatı depolarına, sabun ve kereste fabrikalarına davet etmeye başlayınca, Platov kendi kendine söylendi: “Bu kadarına da pes doğrusu... Bu zamana kadar dayandım ama artık katlanamam. Kendimi ifade etmeyi bilirim ya da bilmem, bu ayrı mesele... Ama kendi adamlarıma ihanet etmem.”
Ancak içinden bunları geçirirken çar birden ona, “Her neyse, yarın seninle İngilizlerin silah müzesine gideceğiz” dedi. “Oradaki harika eserleri görünce, biz Rusların insanlığa kattığımız değer bakımından hiçbir yararlı iş yapmadığımız gerçeğini yabancılarla tartışmayı bırakırsın artık.”