- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Bölünmüş Batı
-
Özgün Adı:
Der gespaltene Westen -
Kategori:
Cogito -
Yazar:
Jürgen Habermas -
Çeviren:
Dilman Muradoğlu -
ISBN:
978-975-08-1215-6 -
Sayfa Sayısı:
182 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2007 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
3. Baskı / Şubat 2020
11 Eylül 2001’de yapılan saldırıda sadece İkiz Kuleler değil, Batı’nın birliği de çöktü. Alman düşünür ve siyaset kuramcısı Jürgen Habermas, Bölünmüş Batı’da Batı’nın bölünmüşlüğüne uluslararası terörizmin değil, ABD’nin uluslararası hukuku görmezden gelen, Birleşmiş Milletler’i köşeye sıkıştıran ve Avrupa’yla yollarını ayırmaktan çekinmeyen politikalarının neden olduğunu belirterek, Irak’a karşı açılan “özgürleştirme ve demokratikleştirme savaşı”nın siyasi yansımalarına karşı şöyle uyarıyor okuru: “Yanlışa düşmeyin, Amerika Birleşik Devletlerinin normatif otoritesi harap olmuş durumda!”
Büyük Avrupa uluslarının her biri emperyalist yayılmanın doruk noktasına ulaştığı bir dönemden geçmiştir; bu bağlamda önemli olan, bu ulusların bir imparatorluğun kaybı deneyimiyle başa çıkmak zorunda kalmış olmasıdır. Bu gerileme deneyimi çoğu durumda sömürgelerin kaybında somutlaşmıştır. Avrupalı güçler, emperyal iktidarlardan ve sömürgecilik tarihinden uzaklaştıkça, kendilerine karşı daha mesafeli durarak, eleştirel bir gözle değerlendirme şansına sahip oldular. Böylece kendilerini, mağlup olanların perspektifinden bakarak, dayatmacı ve köksüz bir modernleşmenin sorumlusu olan kazananların konumunu kuşkulu bir yaklaşımla algılamayı öğrendiler. Bu durum, Avrupa-merkezcilikten vazgeçişi desteklemiş ve Kantçı dünya politikasına dair umudu canlandırmış olabilir.