Başparmak

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Ozanımız uluslararası bir çocuk kongresinde tasarlamış bu yapıtı. Büyük masanın kıyılarındaki 150 çocuk yazarını birdenbire 5, 6 yaşlarındaki çocukluklarıyla görmüştür. Daha sonra, onları kendi ülkelerinin coğrafyası, tarihi, başka özellikleri içinde düşleyerek 170’e yakın şiir yazmıştır. Yeryüzü Çocukları diye adlandırdığı bu yapıt, onun evrensel çocukluğunun tadını verir. Başparmak bu yapıtın ilk kitabıdır. Tuna çocuklar çocuğu Ta Bohemya’dan başlar oynamaya Ta Karadeniz’de bulur kendini Tuna çocuklar çocuğu.

İlkokul 2’deki

Ankara Kalesi’nin dibindeydi evimiz
Kardeşim bakardı yamaçtan uzaklara, Türkiye’ye
Anıtkabir parlardı en çok
Neden parlar en çok
Anlamazdı.

Kaçtasın diye sorarlardı ona
İlkokul ikideyim derdi ağır ağır.
Sesi titrerdi biraz
Neden titrer biraz
Anlamazdı.

Pazarları giyerdi güzel giysilerini
Anıtkabir’e giderdi, Mustafa Kemal’e.
Oradan yeryüzü görünürdü daha yakın
Neden görünür yeryüzü daha yakın
Anlamazdı.


Çocuk Ulusunun Yurttaşı

Alır götürür işte
Ellerinde güvercinler
Aya yıldızlara beni.

Sanki ulaştırır koşarken
Tarlalara
Ormanlara beni.

Bir uçurtmadır şırıl şırıl,
Sallanırken çizer
Maviliklere beni.

İlkyaza benzer biraz
O sanki bütün toprak
Kavunlarla havuçlarla üzümlerle sever beni.

İşte
Benim ulusum
Çocuklar.


Akdeniz Çocuk

Akdeniz derlerdi ona
Sallanırdı
Koca beşiğinde köpüklerin.

Belki bin ulus elleri yumuşak,
Yumuşak parmaklarıyla örtmüştü gözlerini
Uyumuştu Akdeniz çocuk.

Nice nice kıyı kentleri yemyeşil
Sımsıcak örmüştü
Mavi saçlarını, dalgalar dalgalar.

Çok annesi vardı Akdeniz çocuğun
Po, Nil, Seyhan, Ron, Ebro...
Ak memelerini sunmuşlardı ona.

Çok yastığı vardı
İzmir, Beyrut, İskenderiye, Marsilya...
Hepsi birbirinden güzel.

Tanrı bile şaşardı ilk kez
Büyümezdi yaşlanmazdı ki
Akdeniz çocuk.



Andersen Dede’yle Yıldızlar

2 Nisan geldi mi
Geceleyin Andersen Dede
Dolaşırdı bütün evlerini İsveç’in.

Çocuklara birer betik bırakırdı
Sayardı onları içinden
Dışarı çıkardı gülümseyerek.

Kocaman gökyüzüne dalar
Biri kayarken yıldızları sayardı yavaşça
Altın gibi gümüş gibi pırlanta gibi.

Gömülerini bulurcasına
Eşittirler derdi içinden,
Yüreği esenlikle dolu.

İşte bu 2 Nisan karanlığında
Seslendi Kuzey Yıldızı:
– Dede,

Başını sallamandan anlıyorum.
Anlıyorum gülümsemenden de
Çocuklarla yıldızlar eşittirler diyorsun.

Nasıl eşit olabilir
Milyarlarca yıldızla
Küçücük İsveç’in çocukları?

Biraz düşündü Andersen Dede
Çiçek gibi sallanırken
Gülümsedi daha sıcak.

– Evet dedi
Hepinizle eşittirler
Kimi yüz, kimi bin, kimi on bin, kimi yüz bin yıldız.



Çöl Çalışkanları

Türkmenistan der demez
Karakum Çölü gelir bütün çocukların usuna
Sanki orada yürümüşlerdir yalın ayak.

Başkent Aşkabad’a varmak için
Nice kum dağlarını aşarlar da
Nice susuzluklarını yerler yemiş gibi.

Güzel koyunların ak sütlerini içerlerken güzel
Büyür ağızları:
İçi kırmızı bir çanak.

Püskülleri dört salkımlıdır, yedi salkımlıdır,
Benzer binlerce yıl önceki oyuncaklara
Taktıkları süsler Türkmenistanlı annelerin.

N’olacak ırmaklar sevmezse sevmesin
Öyle çalışır ki Türkmenistan çocukları
Irmaklara benzer çalışmaları gece gündüz.




Yaşlı Denizin Sesi

Pasifik Dede der ki
Duyuyor musun Musonlarımı benim,
Seni öyle severim ki öyle ıslatırım ki
Çocukların 1914’te on milyondu
Şimdi elli milyon.

Pasifik Dede der ki
Pamuk keten kenevir tütünle dolu
Kucakları annelerinin babalarının,
En eski tapınaklar önünde ellerimi öperlerken
Değer mavi tüylerime artık daha tatlı yüzleri.

Pasifik Dede der ki ne güzel
Ülkeler
Yeryüzünün çocuklarıdır ya biliyorum
Belki de ilki
Mançurya’dır?




Öğretmenle Oyun

Sordu öğretmen gülerek
Çocuklar
Ne başlar İngiltere’den?
Deniz yolları başlar gemi gemi
Atlas Okyanusu başlar diye alkışladık hepimiz.

Biz sorduk öğretmene
Çalınca Londra’nın Trafalgar Alanı’ndaki büyük saat
O uzun kuleler de uyur mu bizim gibi
Dolar mı gözlerine en eski bir masal
Sisler içinde en eski bir umacı gelmeden?

Sordu öğretmen: Çocuklar
Gal mi güzeldir İskoçya mı?
Kalakaldık biraz
Galliler göz kırptı İskoçyalılara
İskoçyalılar Gallilere.

Biz sorduk öğretmene
Peki dört yönü içinde yeryüzünün
Batı mı büyük Kuzey mi?
Karşılık veremedi ki sustu sustu sustu
Deliler gibi öğretmeni alkışladık hepimiz.




Göz Balıkları

Azerbaycanlı çocuklar, sevgili arkadaşlarım,
Yedi yedi oynarlar hep
Gobistan kayalarındaki o çok eski çizgilerle
El ele, doymuş.

Azerbaycanlı çocuklar,
Güle güle’lerken
Ağızları açılır yedi kez
Yedi gökkuşağıyla sevinirler belki.

Azerbaycanlı çocuklar, güzel arkadaşlarım,
Benzer üzüme
Ta içlerinden kırmızıdırlar
Bir mutluluk ta yedi.

Yasaktır o ormanda
Kızıl geyiğini avlamak
Su diye çiçek diye avuçlarını uzatırlarken
Gelir düşlerine kızıl geyikler.

Azerbaycanlı çocukların
Gözleri
Sanki balık
Bakü’nün Hazar Denizi’nde,
Yedi mersinbalığı geçerken.




Tuna

Tuna çocuklar çocuğu
Ta Bohemya’dan başlar oynamaya
Ta Karadeniz’de bulur kendini
Tuna çocuklar çocuğu.

Toplar sevinçleri
Avusturya Yugoslavya Macaristan Bulgaristan Romanya –          
Yavruları türküler söylerken
Toplar sevinçleri.

Maviyle karıştırır yeşili
Eflatunla kırmızıyı azıcık
Pembeyle sarıyı daha
Maviyle karıştırır yeşili.


Köy oyunlarına benzer
Akar dağ bayır ova
Flüt sesleri davul sesleri akar içinden,
Köy oyunlarına benzer.

Tuna çocuklar çocuğu
Bir ucu masal sanki bir ucu ben
Çiçek ülkeleri birleştirir çiçeklerle,
Tuna çocuklar çocuğu.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.