- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Ayşegül - Doğum Günü Bebeği
-
Özgün Adı:
Martine - et le cadeau d’anniversaire -
Kategori:
Doğan Kardeş / Okul Öncesi -
Yazar:
Gilbert Delahaye / Marcel Marlier -
Çeviren:
Füsun Önen -
Resimleyen:
Gilbert Delahaye / Marcel Marlier -
Yaş Grubu:
3 - 8 yaş -
ISBN:
978-975-08-2032-8 -
Sayfa Sayısı:
20 -
Ölçü:
19.7 x 24.3 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Haziran 2011 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
8. Baskı / Ağustos 2022
Onun adı “Ayşegül”... İlk olarak 1954’te, Belçika’da “Martine” adıyla yayımlandı, çok geçmeden de “Ayşegül” adıyla Türkiye’ye geldi. Elli yıllık Türkiye serüveni boyunca, pek çok kuşak, o ve arkadaşlarıyla büyüdü; ebeveynlerle çocukların ortak arkadaşı oldu.
Yağmurlu bir tatil günüydü.
Ayşegül, annesiyle dışarı çıkmak üzere sarı yağmurluğuyla yeşil çizmelerini giymişti.
Pek çok eski eşyayla dolu tuhaf bir mağazaya gidip komodin alacaklardı.
Mağazanın adı “Tavanarası”ydı. Akla eski eşya karıştırmayı getiriyordu.
Ayşegül sandık karıştırmayı da en az pasta ve oyuncak bebekleri sevdiği kadar severdi.
Annesi satıcıyla konuşurken Ayşegül de etrafı karıştırıyordu. Tabii, el sürmek yasak olduğu için yalnızca gözleriyle!
Çok garip şeyler gördü: Eski şapkalar, duvar saatleri (insanın canı akrep ve yelkovanlarıyla oynamak istiyordu!), kurutulmuş çiçekler, bir piyanonun üstündeki kukla... Bir de oyuncak bebekler!
Bebekler eskiydi, ilk bakışta anlaşılıyordu. Yüzleri porselendi, elbiselerinin rengi solmuştu ama saçları ipek gibiydi... Acaba gerçek saç mıydılar? Ayşegül saçlarını okşamak istedi. Elini uzattı...
“Hayır Ayşegül!”
Annesinin başının arkasında da gözleri vardı galiba!
Ayşegül elini çekti ama bebeğe biraz daha yaklaştı. En güzel olanı, hasır bir sandalyeye oturtulmuştu. Omuzlarında şalı vardı.