1982 Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Bülent Tanör ve Necmi Yüzbaşıoğlu'nun ortaklaşa yazdıkları 1982 Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku, bir askerî müdahalenin ürünü olan 1982 Anayasasını temel alarak Anayasa Hukukumuzun oluşum mantığını irdeliyor. Kitap Tanör'ün hazırladığı "Anayasanın Oluşumu", "Anakuruluşun Temelleri", "Temel Haklar, Özgürlükler ve Ödevler" ile Yüzbaşıoğlu'nun hazırladığı "Yasama", "Yürütme" ve "Yargı" başlıklarını taşıyan altı bölümden oluşuyor. "Anayasanın Oluşumu", askerî müdahale ve rejim ilişkisi çerçevesinde anayasanın hazırlanış ve kabul edilişini, kurucu Meclis ve halkoylaması noktalarında odaklaşarak inceliyor. 1982 Anayasasının geçiş dönemini siyasal yaşamdaki uzantılarıyla ele alırken 1960-61 modeliyle de karşılaştırmalar yapıyor. "Anakuruluşun Temelleri" bölümünde, ilkin Anayasanın özellikleri, ardından devletin şekli, nitelikleri, bütünlüğü; egemenlik, eşitlik ve nihayet anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkelerine yer veriliyor. "Temel Haklar, Özgürlükler ve Ödevler", "insan haklarına saygılı devlet" ve "demokratik devlet" ilkelerini mercek altına alıyor. "Yasama", öncelikle anayasa ile kurulmaya çalışılan hükümet sistemini ana hatlarıyla gözden geçirdikten sonra, klasik anayasa hukuku öğretisinden yola çıkarak tarihsel süreç içerisinde parlamenter sistem, başkanlık sistemi ve meclis hükümeti sistemi gibi üç klasik modelden örnekler sunuyor. "Yürütme" başlıklı beşinci bölümde; tekçi (monist) yürütme, ortaklaşa (kollejyal) yürütme ve ikici (düalist) yürütme biçimlerinden örnekler verilerek Kurtuluş Savaşının özel koşullarından günümüze parlamenter rejim yapılanması 1924, 1961 ve 1982 anayasaları karşılaştırılarak ele alınıyor. Son bölümde ise "Yargı" başlığı altında yine 1924, 1961 ve 1982 anayasaları karşılaştırılarak yargının maddî ve şeklî kriterleri ile içerik olarak yargı fonksiyonu irdeleniyor.

II. Anayasa Yapımı
Bu süreç kurucu meclis (A), tasarının oluşması (B) ve halkoylaması (C) gibi kademelerden oluşur. 1982 Anayasasının yapılış biçiminin başka bazı modellerle karşılaştırılması da öğretici olacaktır (D).

A- Kurucu Meclis

Millî Güvenlik Konseyi'nin ülkeyi yeniden yapılandırma tasarısının en önemli ayağı anayasanın yenilenmesiydi. On ay kadar sonra, Kurucu Meclis Hakkında Kanun çıkarıldı.22 Meclisin görevi esas olarak yeni anayasayı yapmak, bu arada yasama görevini de yerine getirmekti. Kurucu Meclis iki kanattan oluşuyordu: Millî Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi (DM). Ancak bunlar arasında eşitlik değil, ast-üst ilişkisi geçerliydi. Askerî kurul, anayasa ve yasa yapma yetkilerini paylaşmış ya da kısmen bile olsa devretmiş değildir. Kuruculuk ve yasa yapma yetkisini kullanmada kesin ve son söz hakkı Konseyindir. Hükümeti denetleme hakkı da sadece ona aittir. DM üyeleri sadece birer danışmandır. DM'nin hazırladığı anayasa taslağına son ve kesin şekli Konsey verecek, bundan sonra metin halkoylamasına sunulacaktır. Darbeden 10 ay kadar sonra oluşan Kurucu Meclisin Anayasayı kabulü 13 ayı aldı. 1961'den farklı olarak Kurucu Meclis, bu işlevini belli bir süre içinde yerine getirmek zorunda değildi. Kuruculuk yetkisini kuşanan askerî otorite kendisini zamanla da kayıtlamamıştı. DM üyeleri seçimle değil atamayla belirlendi. 1961 Kurucu Meclisinin Temsilciler Meclisi kanadında ise büyük çoğunluk dolaylı da olsa seçimle görev almıştı (İller, partiler, kurum ve kuruluşlar, temsilciler vb.). DM üyeleri temsilci değil, birer danışmandır. Durum buyken bu kurulun "meclis" diye adlandırılması ve Anayasanın Başlangıç bölümünde de "Türk Milletinin meşrû temsilcileri olan Danışma Meclisi" ibaresinin yer almasıyla, 1920'den o yana ilk defa, hiçbir temsil gücü ve kabiliyeti olmayan bir kurul, bu sıfatla adlandırılmış oluyordu. Bu zoraki ibare daha sonra 1995 anayasa değişiklikleri sırasında metinden çıkartıldı. DM 160 üyeden oluşmaktadır. Bunların 120'si valilerin önerecekleri her üyelik için üçer aday arasından, 40 üye de doğrudan doğruya Konsey tarafından seçilir ve atanır. Üye seçilmenin koşullarından biri, 11 Eylül 1980 tarihinde herhangi bir partinin üyesi olmamaktır. DM üyeleri ilk genel seçimde bir partiden kontenjan adayı da gösterilemezler. DM'nin açılışına bir hafta kala bütün partiler feshedildi.23 Böylece, danışmanlar üzerinde parti etkisi sıfırlanmak istenmişti. K. Evren 30 Ekim 1982 tarihli konuşmasında, "Biz partilerin gücüyle değil, milletin gücüyle Anayasayı geçirmek istiyoruz" diyordu. DM ilk toplantısını 23 Ekim 1981'de yaptı. Üyelerin ad ve meslekleri aynı gün açıklandı.24 Yasa gereği bunların hepsi, Konseyce seçilen üç kişi dışında, yüksek öğrenimliydi. Devlet memurluğundan gelenlerin oranı % 50'nin üzerinde, asker kökenlilerinki % 20 kadardı. Üyelerin % 70'i de elli yaşın üzerindeydi.25 Meclisin ağır basan havası muhafazakâr ve merkez sağ tondaydı. Danışmanlar yalnız partisiz değillerdi, örgütsel bir dayanaktan da yoksundular. Konsey, DM için bir geçici içtüzük hazırlamıştı.26 DM, açıldıktan sonra kendi tüzüğünü yaptı.27 Konsey 117 yasa önerisi ve tasarısından 63'ünü DM'ye aktardı, 54'ünü kendinde tuttu. Bu sonuncular arasında sendikalar, toplu sözleşme, grev ve lokavt ve yargı ile ilgili önemli metinler vardı.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.