Uzaktan Aşk

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

XII. yüzyılda, Akitanya'dayız... Soylu bir ozan, Jeufré Rudel, zevk ve eğlenceye doymuş, böylesi bir yaşam sürmekten bıkmış; uzak, arı ve sonsuz bir aşkı düşlüyor... Kusursuz, düşsel bir kadını anlatıyor dizelerinde. Ve günün birinde, denizler ötesinden gelen Gezgin, bu imgenin gerçekten yaşadığını haber veriyor ona. Çılgına dönen ozanın "uzaktan aşk"ını arayışı böyle başlıyor.

Kaija Saariaho'nun bestelediği Uzaktan Aşk operasının ilk gösterimi, 2000 yılı Ağustos ayında Salzbourg'da, Peter Sellars'ın sahnelemesi, Kent Nagano'nun müziksel yönetimi ve Georges Tsypin'in dekorlarıyla gerçekleştirildi. Clémence rolünü Dawn Upshaw, Jaufré Rudel'i Dwayne Croft, Gezgin rolünüyse Dagmar Peckova üstlendi.

Gérard Mortier yönetimindeki Salzbourg Festivali'nin, Jean-Pierre Brossmann yönetimindeki Théâtre du Châtelet'nin ve Santa Fe Operası'nın ortak yapımı olan opera, 2001 Ekim ayında Fransa'da sahnelendi; 2002 Temmuz'unda da ABD'de izlenebilecek.

Uzaktan Aşk operasının librettosunda, Maalouf, amacına ulaşamadan yitip giden bir sanatçı yaşamının eğretilemesini sunarken, yolculuk, sürgün, Tanrı, kimlik ve aidiyet izlekleri çevresinde biçimlenen ve yine Batı'dan Doğu'ya uzanan o dokunaklı aşk ve ölüm masallarından birini anlatıyor.

İkinci Sahne

Trablus'ta, kumsalda.
Clémence gezinmektedir. Arkası Kale'ye, yüzü denize dönüktür. Trabluslu kadınlar uzaktan izlemektedir onu. İkinci perdenin sonunda yarıda bıraktığı Jaufré'nin şarkısını, kaldığı yerden sürdürür.

CLÉMENCE:
"Ben tenc lo Seignor per verai
Per q'ieu veirai l'amor de loing;
Mas per un ben que m'en eschai,
N'ai dos mals, car tan m'es de loingÉ
Ai! car me fos lai peleris
Si que mos fustz e mos tapis
Fos pelz sieus bels huoills remiratz!

Ver ditz qui m'appela lechai
Ni desiran d'amor de loing,
Car nuills autre jois tant no.m plai
Cum jauzimens d'amor de loing
Mas so q'eu vuoill m'es tant ahis
Q'enaissi.m fadet mos pairis
Q'ieu ames e non fos amatz!"

TRABLUSLU KADINLAR KOROSU:
İşte düşüyor şu ozanın ağlarına
Onun şarkılarını söylüyor, gururu okşanıyor.
Ama ne meyva verebilir ki uzaktan bir aşk?
Ne iyi bir arkadaşlık, ne tatlı sarılmalar,
Ne düğün dernek, ne toprak, ne çocuklar,
Ne meyva verebilir ki böyle uzaktan bir aşk?
Yalnızca taliplerini uzaklaştırmaya yarar:
Antakya Prensi'ni, eski Edesse Kontu'nu... (fısıldayarak)
Söylentiye bakılırsa, belki de imparatorun oğlu...

KALABALIKTAN BİR SES:
Siz, onu kınayanlar,
Ne verdi size, onca yakındaki erkekleriniz?
İster prens olsun ister uşak, her zaman hizmetçiye çevirirler sizi.
Yanınızda oldular mı acı çekersiniz, gittiklerinde acı çekersiniz...

CLÉMENCE:
Doğru söyledin kızım, yoldaşım,
Tanrı kutsasın seni! Tanrı kutsasın!

TRABLUSLU KADINLAR KOROSU:
Çünkü siz, kontes, acı çekmiyorsunuz öyle mi?
Acı vermiyor mu size, sevgilinizden bunca uzak olmak?
Sizi hâlâ arzuluyor mu, bakışlarından okuyamamak bunu?
Bakışının neye benzediğini bile bilmemek acı vermiyor mu?
Acı vermiyor mu, size sarılan ve göğsüne bastıran kollarını duyumsayıp gözlerinizi kapatamamak?
Ve soluğunu, teninizin üstünde hiçbir zaman duymamak?

CLÉMENCE (şaşırmış gibidir):
Hayır, Yüce İsa adına, acı çekmiyorum ben.
Günün birinde çekerim belki, ama Tanrı'ya şükür daha değil.
Şarkıları, okşamalardan öte bir şey, ve bilmiyorum sever miyim erkeği, ozanı sevdiğim gibi.
Sever miyim sesini, müziğini sevdiğim kadar.
Hayır, Yüce İsa adına, acı çekmiyorum
Ama sanırım çekerdim, bekleseydim bu adamı ve gelmeseydi.
Ama beklemiyorum onu.
Orada, yurdumda, bir adamın beni düşündüğünü bildiğimde
Ansızın çocukluğumun topraklarına yakın hissediyorum kendimi.
Denizler ötesi'yim ben ozanın ve ozan benim denizler ötem.
Sevda sözcükleri gidip geliyor kıyılarımız arasında
Yaşamlarımız arasında bir müzik...
Hayır Yüce İsa adına, acı çekmiyorum ben
Hayır, Yüce İsa adına, beklemiyorum onu
Beklemiyorum...

(Perde)

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.