- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Üç Hikâye
-
Özgün Adı:
Нос – Коляска – Шинель -
Kategori:
Edebiyat / Öykü -
Yazar:
Nikolay Vasilyeviç Gogol -
Çeviren:
Erol Güney / Orhan Veli -
ISBN:
978-975-08-4233-7 -
Sayfa Sayısı:
80 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Mayıs 2018 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
9. Baskı / Haziran 2023
YKY, ilk kez 1945 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Rus klasikleri arasında yayımlanan üç ünlü Gogol hikâyesini yeniden okurlarla buluşturuyor.
“25 Mart’ta Petersburg’da son derece tuhaf bir hadise oldu” cümlesiyle açılan “Burun”, kaybolan burnunun peşinden Petersburg sokaklarını arşınlayan bir adamın hikâyesi, absürd bir başyapıt. “Fayton”, bir süvari alayının gelişinin değiştirdiği bir kasabada yaşananları konu edinen bir hiciv. Bugün okurlar tarafından “Palto” adıyla bilinen ve pek çok yazarı etkilemiş olan “Kaput”ta ise, küçük memur Akakiy Akakiyeviç’in hem komik hem hüzünlü hikâyesine tanık oluyoruz.
“Üç Hikâye”deki çevirilerde, Tercüme Bürosu’nun emektar Rusça çevirmeni Erol Güney’in yanı sıra Orhan Veli’nin de imzası var. Aradan geçen onca yıla rağmen akıcı ve canlı kalmış bu çeviriler sayesinde Gogol’ün kahramanları sular seller gibi Türkçe konuşuyor!
25 Mart’ta Petersburg’da son derece tuhaf bir hadise oldu.
Vosneçenski Caddesi’nde oturan berber İvan Yakovleviç (soyadı zamanla unutulmuştu. Hatta dükkânının tabelasında bile yazılı değildi; yüzü sabunlanmış bir adamı gösteren bir resmin yanında yalnız şu yazı okunabiliyordu: “Hacamat dahi yapılır.”) o sabah oldukça erken uyandı. Uyanır uyanmaz da sıcak bir ekmek kokusu duydu. Yatağında hafifçe doğruldu; bir de baktı ki, kahve tiryakisi olan sayın eşi ocaktan taze pişmiş ekmekler çıkarıyor.
“Praskovya Osipovna,” dedi, “ben bugün kahve içmeyeceğim. Sen bana biraz soğanla biraz sıcak ekmek ver, yeter.”
Daha doğrusu, ikisinden de vazgeçemiyordu. Ne kahveden, ne soğan ekmekten. Ama bunun imkânsız olduğunu da biliyordu. Praskovya Osipovna böyle bir şeye razı olur muydu hiç? Karısı kendi kendine: “Ziftin pekini ye, musibet” diye düşündü; “İsabet! Kahve bana kalır...” Masanın üstüne bir ekmek attı. İvan Yakovleviç, kibarlığı icabı, gömleğinin üstüne bir setre geçirdi; sonra da kalktı, masaya kuruldu. Biraz tuzla iki baş soğan hazırladı. Bıçağı aldı, azametli bir tavırla ekmeği kesmeye koyuldu. Somunu orta yerinden ikiye böldü, ortasına bir göz attı, içinde beyazımtırak bir şey vardı; şaşırdı birdenbire. Bıçağıyla usulca beyaz şeyi kurcaladı, sonra biraz parmağıyla dokundu. Kendi kendine: “Katı bir şey! Ne olabilir acaba?” diye düşünüyordu. Parmağını soktu, çıkardı.