Tunç Bey

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Orçun Türkay’dan bir baba anlatısı

“Tunç Bey” sıkı örülmüş yalın bir anlatı. “Tunç güzel bir ad, öyle değil mi?” sorusuna verilmiş çıplak bir yanıt... Babayla düğümlü sessiz anları kalemin ucuna dolayıp geri getirme çabası yazınsal bir eyleme dönüşüyor.

Daha önce “Peri Masalları” (2004), “Zavallı” (2008), “Belkıs, Cevat ve Ne İdüğü Belirsizler” (2011), “Dans Ediyor Bir Hane” (2016) gibi yükte hafif pahada ağır kitaplarıyla tanınan Orçun Türkay “Tunç Bey” adlı anlatısında yitirilen babanın geçmiş zamandaki izini sürüyor.

Elime dört kez vurdu.
Bir bizim yeşil olduğumuz odada, sol eliyle sağ elime.
Bir bizim yeşil olduğumuz odada, “Ben Tarzan’ım, ormanlar kralı” dedikten sonra, sol eliyle sağ elime, şimdi kendi göbeğime vurup anımsamaya çalışıyorum da sanırım dört kez vurdu.

Ben kazağımı sıyırıp içimdeki tişörtü gösterince “Zagor” dedikten sonra, elime biraz sertçe, elinin ayarı kaçmışçasına dört kez vurdu.

Perşembe gecesi, bana uzattığı haşlanmış yumurtanın elinden fırlamasından, bütün olarak ağzıma girmesinden, ben gülünce gerisingeriye çıkmasından sonra, elime biraz sertçe, neredeyse “Sen de defol git” dercesine, şimdi kendi göbeğime vurup anımsamaya çalışıyorum da sanırım dört kez vurdu.

29 Kasım Perşembe gecesi, bana eskiden küçük kardeşine seslendiği biçimde, arkasına dönmeden, “Malzemeci” diye seslenip kargaburnu istedikten sonra, sol eliyle, bacağının üstüne koyduğum sağ elime, biraz sertçe, neredeyse “Sen de defol git” dercesine, ama itmediğine göre daha çok elinin ayarı kaçmışçasına, sanırım dört kez vurdu.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.