- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Tekrarın Tekrarı
-
Kategori:
Edebiyat / Deneme -
Yazar:
Mehmet H. Doğan -
ISBN:
975-08-0142-3 -
Sayfa Sayısı:
328 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm
"Henüz ellerini kullanmaya ve bu yolla dünyayı tanımaya, değiştirmeye, dolayısıyla kendini değiştirmeye doğru ilk adımlarını atmış olan insandan, gözünü uzayın derinliklerine dikmiş günümüz insanına kadar serüveniyle insanoğlu, hep, bilineni elde tutarak, bilinene yaslanarak bilinmeyeni, henüz gözle görülmeyeni tasarlamak, ona ulaşmak, bazan da onu yaratmak çabası içinde olmuştur. Günümüz dünyası ve toplumu milyonlarca yıl öncesinden bu denli farklı ise, bu, bildikeriyle, elindekilerle yetinmeyip daha ötesini, bilinmezi açınlama çabasının, zorunluluğunun, bir tek sözcükle insanın toplumsal etkinliğinin bir ürünüdür."
Kolay bir iş değil sanat. Ne yaratıcısı ne de algılayıcısı için. Sanat eserleri, bir tarih döneminin şiir, düzyazı, resim, müzik halinde maddeleşmiş özüdür. Sanat erleriyse, yaşadıkları sürece dünya ve insan gerçeğini yani durmaksızın değişen bu iki gerçeği en doğru biçimde özümleyip, bu devamlı devinim içinde insana ilerisini gösterecek şimşekler çaktıran yaratıcılardır. Dünyaya ilk adımını attığından beri kendisine düşman bir doğa içinde yaşamak, daha doğrusu yaşayabilmek için doğa güçleriyle amansız bir dövüşe giren; yaşamı, dış dünyayı değiştirdikçe daha bir anlam kazanan, güzelleşen; bu devamlı devinim içinde kendi kendisini de değiştiren, oluşturan insanoğlu en öz, en yiğit temsilcisini sanatçıda bulmuştur. Yaşadığı mağaranın duvarlarına ilk boğa resmini çizerek büyü yoluyla düşman güçleri yok etmeye, zararsız duruma getirmeye, onlara egemen olmaya çalışan ilk sanat erinden, günümüzde insan gerçeğini, insanların dış dünya ile, birbirleriyle olan ilişkilerini en doğru biçimde ortaya koyup bunları değiştirme ve aşma yollarını duyuran sanat erine kadar süregelmiştir bu olgu. Bu bakımdan, ilk mağara ressamı ile örneğin bir Picasso arasında; ilk büyücülerle günümüz şairleri arasında; birlikte çalışmayı kolaylaştıran, bir düzene sokan ilk iş türküleriyle günümüz müziği arasında geniş planda bir benzerlik bulunduğunu söylemek hiç de yanlış olmayacaktır. Ne var ki, yeni toplumsal ve ekonomik yapılar biçiminde anlatımını bulan insani ilişkilerdeki değişimler ve gelişimler, başlangıçta bu kadar basit olan sanatçı ile toplum arasındaki ilişkiyi bugünkü karmaşık duruma, sanatçı yaratıştaki bireyselliği daha da belirgin hale getirmiştir. Böyle olması, onun yaşama ve beslenme kaynağının insan-doğa, insan-insan ilişkileri alanında olması gerçeğini değiştirmez; tersine, doğrular bu gerçeği.