Şenlikli Bir Cinayet

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Sürükleyici bir cinayet öyküsü, detektif romanlarının altın çağına göndermeler yapan keyifli bir parodi...

1930’lu yıllarda bir Noel tatilini ıssız Dartmoor kırlarındaki ffolkes Malikânesi’nde geçirmekte olan konuklar, bir sabah uyandıklarında evde bir cinayet işlendiğini ve bu kilitli oda cinayetinin şüphelisi haline geldiklerini öğrenirler. Sayısız düşmanı olan dedikodu yazarı Raymond Gentry’nin kalbinden vurulmuş cesedi, kapısı içeriden kilitlenmiş bir odada bulunmuştur. Şiddetli fırtına yüzünden polis çağrılamadığından, yakınlarda oturan emekli Scotland Yard komiseri Trubshawe olay mahalline davet edilir ve konukları sırayla sorgulamaya başlar. Kısa süre içinde, evde bulunan herkesin Gentry’yi öldürmek için geçerli bir gerekçesi olduğu ortaya çıkacaktır. Ancak konuklar arasında bulunan ünlü detektif romanları yazarı Evadne Mount, “Katil kim?” sorusunu herkesten önce yanıtlamaya kararlıdır.

“Böyle şeylerin kitapların dışında olabileceği kimin aklına gelir!”
Albay titreyen eliyle purosunu yaktı ve ekledi, “L***t olsun, Evadne, bunu senin kitaplarında okusam şaşırmazdım!”
İsmi telaffuz edilen kadın küçümser bir tavırla “Hah!” dedi ve burnunun ucuna düşen kelebek gözlüğünü düzeltti. “Bu sözlerin bütün şüphelerimi doğruluyor.”
“Ne demek istiyorsun?”
“Kitaplarım hakkındaki övgülerinin hepsi uydurmacaymış.”
“Uydurmaca mı? Ama ben–”
“Kitaplarımı okumuş numarası yapacağına sahiden okumuş olsaydın, Roger ffolkes, benim kilitli odalara hiç bulaşmadığımı bilirdin. Onları John Dickson Carr’a bırakıyorum.”
Albay yaratmış olduğu sıkıntılı durumdan nasıl kurtulabileceğini hesaplarken o ana kadar ellerini yüzüne kapamış halde koltukta annesinin yanında oturmakta olan kızı Selina çığlığı basarak ikisini de şaşırttı, “Yalvarıyorum kesin artık! Ne kadar kalpsizsiniz, sanki Katil Kim oynuyormuşuz gibi davranıyorsunuz! Ray’in kalbinden vurulmuş cesedi” –sahnenin dışındaki bir noktayı işaret eden tiyatro oyuncuları gibi elini tavan arası yönünde kaldırdı– “hâlâ yerde yatıyor! Umurunuzda bile değil!”

Son üç sözcük bariz büyük harflerle telaffuz edilmişti: UMURUNUZDA BİLE DEĞİL! Selina tiyatro yerine sanat okumaya karar vermekle hata etmiş olabilirdi, fakat bu kez kimse onun içtenliğinden şüphe duymuyordu. Cesedin bulunmasını takip eden yarım saat boyunca aralıksız ağlamış ve hıçkırıkları henüz kesilmişti. Karısıyla birlikte kızlarını ellerinden geldiğince teselli etmeye çalıştılarsa da, Albay cesedin sebep olduğu telaş ve karmaşada kızının kurbana karşı duyduğu güçlü hisleri unutuvermişti. Al yanaklı kanlı canlı yüzü mahcup bir ifadeye büründü.

  • Melek Gündoğdu

    18.06.2018

    Çok başarılı bir Agatha Christie parodisi, güzel bir polisiye gerilim romanı. Üç kitaplık bir serinin ilk kitabı, diğer kitapları da umarım yayınlarsınız. Yıllardır bekliyorum.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.