Salaklık Üstüne Deneme

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Edebiyatımızda roman, öykü, deneme türünde ürünlerinin yanı sıra edebiyat üstüne yazıları ve çevirileriyle de yer alan Tahsin Yücel'in son kitabı Salaklık Üstüne Deneme adını taşıyor. Fransız yazını ve göstergebilim alanlarında uzmanlaşmış ve bu konularda da kitaplar yazmış Tahsin Yücel'in toplumun genel geçer yargılarını, alışkanlıklarını sorguladığı denemeleri, edebiyatımızda deneme türünün niteliğini derinleştirmiş, yeni bir tat ve yeni bir söylem geliştirmiştir. Salaklık Üstüne Deneme'de öndeyi ve ad dizini dışında Soyutlama, Ezber, Çalmalar, Seçmece, Yetmiş Yıl, Adlar ve Sınırlar, Yüksel ki Yerin, Düşman, Devrimi Kimler Yapar?, Tarih Babanın Buyruğu, Yaşlı Adam ve Koltuk, Bağnazlığın Yüzleri, Yurttaş mı, Sanatçı mı?, Bir Devlet Şenliği, Şarkıcı Josefine ve Bizimkiler, Ün ve Para, Paolo Bilgisizliği, Işık ve Anahtar, Salaklık Üstüne Deneme ya da Onu Yukarıda Arayın adını taşıyan on dokuz deneme yer alıyor. Gündelik olanın, geçip gidenin içindeki kalıcılığı ve arka planını araştırmayı seven Tahsin Yücel'in yeni denemelerini okurken yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz ve yaşayacağımız günler üzerine bir kez daha düşünecek, gülümsemeden edemeyeceksiniz.

"Salaklık, saptayageldiğimiz gibi, öncelikle bir üstyapı olgusudur kuşkusuz, toplumsal ve / ya da ekinsel açıdan ayrıcalıklı kişilerin özelliğidir, ama evrensel bir yanı da bulunduğu kuşku götürmez: toplumun her katmanında, insanın her türlüsünde çıkabilir karşımıza. Şu var ki bir yanda (yukarıda) üreticileri vardır, bir yanda (aşağıda) tüketicileri. Öte yandan salaklığı tüketmek, ona gülmek, onunla eğlenmek değildir yalnızca, onu onaylamak, onu üstlenmek, onu yinelemek, ona öykünmektir de. Kürsünün tepesinden, "Biz yoksul halk çocuklarıyız, özel girişimden yanayız!" diye haykıran kalantor politikacının söylemini alkışlayan, şu ya da bu biçimde yineleyerek başkalarına aktaran baldırıçıplak öncelikle bir salaklık tüketicisidir. Monsieur Tapu de, aynı biçimde, belli saçmalık üreticilerinin söylemlerini yineleyerek ya da, öykünme yoluyla, onların söylemlerini özel durumlara uygulayarak saçmalık tüketir. Bununla birlikte, ayrıcalıkların gönüllerince üretip canları istedikçe sıradanların önüne attığı, onların da erişebildikçe kapıp yararlandığı bir nimet değildir salaklık. Hayır tam tersine, tüketicilerince seçilir. Öyle görünüyor ki, çelişkilerini çözmek, çözmüş olma sanısına ulaşmak ya da unutmak için, her bireyin, hatta her toplumun belli bir saçmalık dağarcığına gereksinimi vardır: yetişimlerine, konumlarına, yönelimlerine göre, kendilerine en uygun saçmalıkları seçerler. Salaklar, yani saçmalık üreticileri de, ürünlerinin tutunduğu ölçüde büyüyeceklerini bildiklerinden, bu durumu hiçbir zaman gözden uzak tutmaz, ürünlerini alıcılarına göre biçimlendirir, alıcılarını da, olanakların elverdiği ölçüde, ürünlerine göre yönlendirirler. Belki de bu yüzden, bu sıkı bağımlılık sonucu, saçmalık başka ürünlerde hiç bulunmayan bir özellik sunar: tüketicisi kendini üretici sanır. Salaklığın ölümsüzlüğü de buradan kaynaklanır."

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.