- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Saat Kaç?
-
Özgün Adı:
What Time Is It? -
Kategori:
Sanat -
Yazar:
John Berger / Selçuk Demirel -
Hazırlayan:
Maria Nadotti -
ISBN:
978-975-08-4285-6 -
Sayfa Sayısı:
132 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Temmuz 2018
Kitap Akrabalıkları
Yazı ile çizginin “eşzamanlı” birlikteliği
“Kedilere yer yok.
Zaman değil, yer. Çünkü kediler,
zamanın içinden kimseye
çaktırmadan sıvışıp giderler.”
“Saat Kaç?” Selçuk Demirel’in zaman temalı minimalist desenleri ile John Berger’in her daim sahici olmayı pusula edinen metinlerinin “eşzamanlı birlikteliği”.
“Saat Kaç?” imge ile sözcükler birbirinden habersiz, birbirini açıklamadan buluştuklarında ne olacağını Zaman’ın merceğiyle birlikte keşfetmenin büyüsüne ilişkin özgün bir çalışma.
Bir şehir meydanında, belediye binasının çatısındaki büyük saat zamanı gösterirmiş. Ne zaman taşradan bir tren gelse –günde tek bir sefer, sabahın köründe– meydanda kurnaz bir adam olurmuş, bir kendi cep saatine bir büyük saate bakan. İş aramak için trenle şehre yeni gelen bir çoban, adama orada neden öyle dikildiğini sormuş. Bekliyorum, demiş adam, işle¬rimden biri de bu, belediye saatini kontrol ediyorum. Büyük saat durduğunda, buradan –saati işaret etmiş– doğru zamanı söylüyorum, böylece belediye kâtibi saati tekrar ayarlıyor. Sık sık durur mu? Haftada birkaç kere durur, o zaman da bana danışırlar, onlara doğru zamanı söylerim, bana para verirler. Bir dolara yakın!! Kolay para! Gerçi bende iş çok, hatta biraz fazla. Baksana – senin tipini beğendim, istersen bu işi sana bırakayım. Saati de alabilirsin –işin bir parçası– sadece yarım dolara!