- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Patagonya’da
-
Kategori:
Edebiyat / Gezi -
Yazar:
Bruce Chatwin -
Çeviren:
Gül Atmaca -
ISBN:
975-08-1110-0 -
Sayfa Sayısı:
293 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2006
Patagonya, 16.yy’dan bu yana Avrupalı gezginlerin, yazarların ve tarihçilerin ilgi odağı haline gelen bir bölge. İşte bu Avrupalılardan birisi de İngilizlerin “hatırı sayılır” yazarlarından Bruce Chatwin. Artık hayatta olmayan Chatwin (1989 yılında daha 48 yaşındayken AIDS’ten öldü) çocukluğuna ait bir hatıranın peşinden Patagonya’ya gidip orada 6 ay kaldıktan sonra “In Patagonia/Patagonya’da” kitabını yazmış. Kitap sıradan bir gezi kitabı olmaktan çok fazla özelliğe sahip şöyle ki; Chatwin, karış karış dolaştığı Patagonya’yı anlattığı kitapta zaman zaman hayal gücüne de başvurmuş. Kitapta, farklı konulara, zamanlara ve yerlere ait 97 bölüm var. Chatwin’in, edebi bir dil kullandığı ve bolca tasvir yaptığı bu yarı gerçek yarı kurgu gezi kitabında, “sürgün halklar diyarı” Patagonya’nın bahçeleri ve çay odalarıyla Galli köylerini, goşoları, Fransız sopranosunu, Liszt hakkında karışık sorular soran genç piyanisti, Oral Deli Ludwig’in dönemine özlem duyan yaşlı Almanı, San Francisco’lu madenciyi, gringoları, koyun çobanlarını, İskoçyalıları, Rus göçmenleri, Latinleri ve yerli halk Kızılderilileri tanıyorsunuz.
Patagonya, benim için zamanından önce olgunlaştığım üç yaşından bu yana Mucizeler Diyarı’ydı. Büyükannemin, nadir şeyleri sergilediği büfesinde, bir kartona paslı bir toplu iğneyle tutturulmuş, üzerinde kızıl kaba tüyler olan bir hayvan derisi vardı. ‘Bu nedir?’ diye sormuştum ve ‘brontosaurus parçası’ yanıtını aldım ya da bana böyle söylendiğini sanıyorum. Benim bildiğim hikâyeye göre, büyükannemin kuzeni denizci Charley Milward’ın Tierra del Fuego’daki bir buzulun içinde son derece iyi korunmuş bir brontosaurus bulmuştu. Milward, onu tuzlamış, varillere doldurmuş ve South Kensington’daki Doğa Tarihi Müzesi’ne göndermişti. Ne yazık ki, brontosaurus tropik bölgelerden geçerken çürümüştü ve bu yüzden müzede iskelet vardı ama deri yoktu. Milward yine de postayla küçük bir deri parçasını büyük anneme göndermişti. Bu hikâye elbette doğru değildi, ve dokuz yaşlarında ya da ona yakın bir zamanda brontosaurusların tüylerinin olmadığını, fakat pullu zırhlı bir derisi olduğunu öğrenmek benim için tam bir darbe olmuştu.