Odun Kesmek

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Bernhard’ın keskin gözlemlere dayalı, Ibsen ve Strindberg’in eserlerini çağrıştıran, çoğu zaman eğlenceli, olağan dışı ihtilaflı romanı ODUN KESMEK ilk yayımlandığında yazarın ülkesi Avusturya’da derhal yasaklanmıştı.

ODUN KESMEK bir “Öfke”nin, Viyana’da Gentz Sokağı’nda, sanatçı çift Auersberger’lerin evinde gerçekleşecek bir sanatsal akşam yemeğinin öyküsüdür. İsimsiz yazar birinci tekil anlatıcı berjerinde oturup saat onbir buçuğa doğru onur konuğu olarak bu yemeğe geleceğine söz veren ünlü Burg Tiyatrosu oyuncusunu bekleyen topluluğu gözlemlemektedir.
 
Toplulukta yer alan konukların çoğu, anlatıcının “masal karakteri” olarak nitelediği sanatçı arkadaşı Joana’nın aynı günün erken saatlerinde Kilb’deki cenazesi vesilesiyle bir araya gelmiştir. Bernhard’a özgü anlatının dramaturjisi ve müzikal yapısıyla uyumlu biçimde, birinci tekil anlatıcının sevgiyle nefret arasında salınan, sessiz ama öfkeli tiradı kontrpuan tekniğiyle ilerler: Anlatıcının Joana’nın yaşamı ve intiharı üstüne düşünceleri ile 50’li yıllarda arkadaşlık ettiği ve daima bir şeyler borçlu olduğu insanlara yönelttiği aleni suçlamalar iç içe geçer. Burg oyuncusunun gelişi beklenmedik, tahrip edici bir son doğuracaktır. 

Thomas Bernhard’ın BİTİK ADAM (1983) ve ESKİ USTALAR (1985) ile birlikte “Sanatçı –daha doğrusu Sanat– Üçlemesi”ni oluşturan ODUN KESMEK (1984) romanı keskin eleştirel bakışını Viyana burjuvazisine ve Viyana’nın sahte sanatçı topluluğuna yöneltirken Ingeborg Bachmann’ın karakter özelliklerini taşıyan Joana’yı da bu sahte topluluğun (yitik) karşı-portresi olarak resmediyor.
 
 
"Thomas Bernhard’ın bu kitapta yazdığı şey, insan ilişkilerine, dalavereye, sevgiye, çıkar sağlamaya, ihanete, nefrete dair muazzam bir inceleme."
Karin Kathrein, Die Presse
 
"Muhtemelen Bernhard’ın öteki kitaplarından hiçbiri bütün yapıtına daha iyi bir giriş oluşturamaz. Yazarın akıllılığını, hoşnutsuzluğunu ve keskin bilinçliliğini mükemmel biçimde resmetmesinin yanı sıra ODUN KESMEK çok eğlenceli bir roman."
The Washington Post
 
"Viyana’da geçen ODUN KESMEK müzikal ve dramatik yapısıyla libretto’su Beckett’e ait bir Strauss operetini çağrıştırıyor (...) Bernhard hiç kuşkusuz Günter Grass’tan bu yana Almanca yazının en özgün ve en önemli yazarı."
Chicago Tribune
 
"Fevkalade kendine özgü ve kışkırtıcı (...) Olağan dışı biçimde yoğun, ilgi çekici bir yazınsal deneyim."
The New York Times Book Review
 
"Bernhard’ın anlatıcıları olağanüstü nefret dolu karakterlerdir, ve biz buna rağmen onları severiz; bunun aksinin olması için fazlasıyla parlak zekâlıdırlar."
Salon
 

Ben yorgunluktan gözlerimi hemen hemen açamazken, Burg oyuncusu herhalde birden canlanmıştı, herkes yorgundu, günün zorlayıcılığından, en çok da Joana'nın cenaze töreninden ve oyuncuyu iki saatten fazla beklemiş olmanın sinir bozuculuğundan ötürü. Ekdal gibi bir rol için hemen hemen yarım yıl harcaması gerektiğini söyledi Burg oyuncusu ve bu yarım yıl içinde her şeyden vazgeçilmesi gerektiğini, yani böyle bir Ekdal insana tamamen el koyuyor, tüm rahatını kaçırıyor onu prova ederken, diye anlatıyordu ve nihayet bir Tirol dağ kulübesinde haftalarca kalmanın hiçbir eğlencesinin olmaması ve böyle bir Ekdal için kendini bu kulübeye kapamak, hemen hemen yalnız su, ekmek ve bezelye çorbası yemek, kötü bir yatakta yatmak ve tüm bu süre içinde hemen hemen yıkanmama durumunda olmak, sonra da insanların, seyircilerin, diyordu, bütün bunlardan habersiz oluşları ve bunu ödüllendirmemeleri. Onlar alkışlasalar ve bu Ekdal'ın kazandığı gibi bir başarı da olsa, dedi Burg oyuncusu, kendini böylesine bir kaptırışın, evet, feda edişin diyebilirim, bedeli, dedi, çok yüksek. Ama oyuncu alınyazısı bir kurban kaderinden başka bir şey değil ki, dedi, bu anlatımı alaylı bir biçimde vurgulamak istedi ama başaramadı ve herkes bunu ciddi olarak söylediğini sandı. Böyle bir Ekdal, dedi, bir oyuncudan her şeyi ister. Önce yazının içine girebilmek, dedi, ama nasıl? Sonra yazarı gerçekten anlamak ve sonra rolü gerçekten anlamak ve sonra da uzun prova süresi, ki onun tüm bir sonbaharını ve tüm bir kışını almış. Ağustos sonunda başlıyoruz prova yapmaya, dedi ve provalar bittiği zaman gene ilkbaharın geldiğinin farkına bile varamıyoruz.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.