Odun Kesmek

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

"... Sonunda ben onlara taşra mesenleri unvanını verdim, neredeyse bir karnaval nişanı gibi; benim bu acı şakamı ciddiye almışlardı. Esaslı yolculuklar yapıp bu esaslı yolculuklarda her açıdan kendilerini düzeltebileceklerden, akla gelebilecek en esaslı yolculukları yapabilecek paraları da varken, zamanlarını ve dolayısıyla onlara yılların, o birinci sınıf denen şeyi kopya etmek ile, aristokrat olma isteği ile geçirdiler. Aristokrat kopyacıları olarak, kuşkusuz iyileşmek istemedikleri için, hiçbir şeyin onları iyileştiremeyeceği aristokratlık kaçıklıkları içinde mahvoldular, diye düşündüm." Odun Kesmek, yaşanmış zamanlar arasındaki gelgitlerle bir hesaplaşmanın ağır gerçekliğinde anlatımın derinliklerine çekici bir davet. Thomas Bernhard, kendisinin tüm halleriyle baş döndürücü bir saydamlıkla yüzleşirken, Viyana sanat çevrelerinin ikiyüzlülük ve yapaylıkla örülü dünyasının üzerine bir dostunun intiharının açığa çıkardığı öfkeyle gidiyor. Thomas Bernhard, "rahatsız" varoluşunun ötesindeki düzlüklerin genişliğinde bir açıklık.

Ben yorgunluktan gözlerimi hemen hemen açamazken, Burg oyuncusu herhalde birden canlanmıştı, herkes yorgundu, günün zorlayıcılığından, en çok da Joana'nın cenaze töreninden ve oyuncuyu iki saatten fazla beklemiş olmanın sinir bozuculuğundan ötürü. Ekdal gibi bir rol için hemen hemen yarım yıl harcaması gerektiğini söyledi Burg oyuncusu ve bu yarım yıl içinde her şeyden vazgeçilmesi gerektiğini, yani böyle bir Ekdal insana tamamen el koyuyor, tüm rahatını kaçırıyor onu prova ederken, diye anlatıyordu ve nihayet bir Tirol dağ kulübesinde haftalarca kalmanın hiçbir eğlencesinin olmaması ve böyle bir Ekdal için kendini bu kulübeye kapamak, hemen hemen yalnız su, ekmek ve bezelye çorbası yemek, kötü bir yatakta yatmak ve tüm bu süre içinde hemen hemen yıkanmama durumunda olmak, sonra da insanların, seyircilerin, diyordu, bütün bunlardan habersiz oluşları ve bunu ödüllendirmemeleri. Onlar alkışlasalar ve bu Ekdal'ın kazandığı gibi bir başarı da olsa, dedi Burg oyuncusu, kendini böylesine bir kaptırışın, evet, feda edişin diyebilirim, bedeli, dedi, çok yüksek. Ama oyuncu alınyazısı bir kurban kaderinden başka bir şey değil ki, dedi, bu anlatımı alaylı bir biçimde vurgulamak istedi ama başaramadı ve herkes bunu ciddi olarak söylediğini sandı. Böyle bir Ekdal, dedi, bir oyuncudan her şeyi ister. Önce yazının içine girebilmek, dedi, ama nasıl? Sonra yazarı gerçekten anlamak ve sonra rolü gerçekten anlamak ve sonra da uzun prova süresi, ki onun tüm bir sonbaharını ve tüm bir kışını almış. Ağustos sonunda başlıyoruz prova yapmaya, dedi ve provalar bittiği zaman gene ilkbaharın geldiğinin farkına bile varamıyoruz.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.