- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Kum Koleksiyonu
-
Özgün Adı:
Collezione di sabbia -
Kategori:
Edebiyat / Deneme -
Yazar:
Italo Calvino -
Çeviren:
Kemal Atakay -
ISBN:
978-975-08-1489-1 -
Sayfa Sayısı:
216 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ekim 2008 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
5. Baskı / Nisan 2023
Italo Calvino’nun sınırsız ansiklopedik merakını ve her türlü uzmanlığa ölçülü mesafe koyuşunu ortaya koyduğu, sıra dışı metinlerini içeren "Kum Koleksiyonu", Kemal Atakay’ın çevirisiyle, ilk kez Türkçe’de. Kum Koleksiyonu, Paris galerilerinin salonlarındaki gezileri anlatan on yazının yanı sıra, “görülen şeyler”e ilişkin başka sayfaları bir araya getiriyor; başka uygarlıklara yolculuklar sırasında not düşülen düşüncelerden oluşmuş üç grup yazı kitabı tamamlıyor.
“... Şu var ki, benim paylaşmadığım, tam da bu idealdir. Duvarlardaki söz, ister üst kesimden olsun, ister alt kesimden, herhangi birisinin iradesinin dayattığı, onu görmemezlik ya da algılamamazlık edemeyecek bütün öteki kişilerin gözüne gözüne soktuğu bir sözdür. Şehir her zaman iletiler aktarımıdır, her zaman söylemdir, ama bu söylemi insanın yorumlamak, düşüncelere ve sözlere çevirmek durumunda olması başka şeydir, bu sözlerin kaçış yolu olmaksızın ona dayatılması başka şey. İster otoriteyi yücelten yazıt, ister saygınlığı yıkıcı hakaret, hep insanın kişisel olarak seçmediği bir anda üzerine çöküveren sözcükler söz konusudur ve bu, saldırıdır, keyfiliktir, şiddettir.”