Kendi Kendinin Terzisi Bir Kambur

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Gültekin Emre’nin yayına hazırladığı, Emine Sevgi Özdamar’ın “Kendi Kendinin Terzisi Bir Kambur”, Ece Ayhan’ın beyin ameliyatı için 1974’te gittiği Zürih’te Sevgi Özdamar’a eşlik ederken tuttuğu hastane günlüğünü ve Ece Ayhan’ın Sevgi Özdamar’a gönderdiği mektupları içeriyor. Kitap, Türk şiirinin öncülerinden Ece Ayhan’ın hayatının bir dönemine, yakın çevresine ışık tutuyor.

(“Vakitsiz Üsküdarlı”dan) Ece’nin Sultantepe’deki evinde koltuk yoktu. Sadece yatak yorgan. Ece, kutu, dolap, çekmece... gibi şeylerden nefret ederdi. Bir iki kalemi ya pencere kenarında ya da somya üzerinde dururdu. Yemeği yerde yerdik. Çorba, kuru fasulye ekmek. Sabah çay, zeytin ekmek. Ana baba evinden bazen bir şeyler aşırıp getirirdim. Aşırdıklarımda meyve bol olurdu. Tabakta son bir meyve kalır, Ece, “Bak, kibarlıktan tabakta kalan son meyveyi kimse almaz, ama ben alır ve yerim,” derdi. Sonra da alır ve göstere göstere yerdi. Sabahları o Cağaloğlu’na, ben de o dönemde öğrencisi olduğum tiyatro okuluna gitmek için Sultantepe merdivenlerinden Üsküdar’a inerdik. Merdivenler kışın buz tutardı. Manto ceket arası giysimizin önünü iliklemezdik. Soğuğa kafa tutardık. Ceketlerimiz arkamızda balon gibi şişerdi. Gülerdik halimize. Ece’nin bıyıkları o merdivenlerde buz tutardı. Ben yanlış tarafında yürürsem, “Bu kulağım sağır, canım, öbür tarafıma geç,” derdi. Bir gözü kör bir arkadaşı varmış. Durmadan yer değiştirirlermiş. Arkadaşının kör gözüyle Ece’nin sağır kulağı yolda yürüdüklerinde yan yana düşermiş. O nedenle Ece ve arkadaşı birbirlerini görmek ve duymak için durmadan yer değiştirirlermiş.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.