Karate Vuruşu

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Danimarkalı yazar Dorthe Nors, 15 öyküden oluşan bu kitabında günlük hayatın sıradanlığının ardında gizlenen karanlığı duru ve çarpıcı bir üslupla anlatıyor: karısı uyumaya gittiğinde internette dolanıp kadın seri katillerin hayatını en ince ayrıntısına kadar inceleyen bir koca; şiddet mağduru bir lise danışmanının iç hesaplaşmaları; anne ve teyzesinin çocukluk hikâyelerinden yola çıkarak anneannesini anlamaya çalışan bir orta yaşlı erkek.

Bu öykülerin hepsi insanın duygu dünyasının karmaşıklığına, sevgiye, nefrete, yıkıcılığa büyük sözlere sığınmadan tanıklık ediyor.

Corri’yi Tanıyor musunuz?

Kız aşağıdakilerin konuşmalarını işitebiliyor, Janus da hâlâ orada. Az önce odasında onunla vedalaşmıştı, şimdi de antrede annesiyle vedalaşıyor. Sonra, koridorun öbür yanındaki banyoda ağabeyinin açtığı duşun sesinden başka ses kalmıyor ortalıkta. Kızarmış köftenin keskin kokusunun bütün evi aşarak ulaştığı odasında, dizleri arasına bir yastık sıkıştırmış halde uzanıyor. Burnunun tam altında Janus’un salyasının ıslaklığını ve ellerini hâlâ duyumsuyor. Ama Janus aslında sadece nazik olmaya çalışmıştı, durum bundan ibaretti. Televizyonu açıyor. Yerel haberlerin sonunu izledikten sonra da birisinin kayıp bir yakınını aradığı programa takılıyor.

Bu akşamki programın başkişisi, babasını bulamayan bir oğul. Oğul otuz yaşında ve tombulca. Babasına kızgın olmadığını anlatırken neredeyse ağlamak üzere. Bir türlü anlayamıyor babasının ona hiç yazmamış olmasını. Programı sunan kadının, bunun onu çok üzmüş olup olmadığı hakkındaki sorusunu da ancak başıyla evetleyerek yanıtlayabiliyor.

Ondan sonra, Louise’nin bir keresinde televizyonda başbakanla bir konuşma yaptığını anımsadığı sarışın bir gazetecinin, arşivlerde araştırma yaptığı ve devlet dairelerinde görevlilerden oğulun kayıp babası hakkında bilgi istediği görülüyor ekranda. Babanın Corri Nielsen gibi tuhaf bir adı var ve sarışın gazeteci şimdi Kopenhag’ın banliyölerinden birinde kırmızı tuğlalı bir binanın önünde durmakta. Belediyedeki bir görevlinin, Corri Nielsen’in bir ara oturmuş olduğunu iddia ettiği adresteki dairenin zilini çalacak birazdan.

“Bakalım, evde kimse var mı?” diyor gazeteci, zile basarken. Kapıyı kısa saçları permalı yaşlıca bir kadın açıyor. Kameramana bakmıyor kapıyı açtığında, gazeteci Danimarka Radyosu’ndan geldiğini söylediğinde de pek şaşırmış görünmüyor. “Corri Nielsen adında birini arıyoruz”, diyor gazeteci. O zaman kadın kapıyı biraz daha aralayıp: Evet, Corri burada oturuyordu, diyor. Gazeteci başıyla onayladıktan sonra soruyor: “Siz Corri Nielsen’i tanıyor musunuz?” Kadın, “Evet”, diye yanıtlıyor bu soruyu.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.