- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
İnsansız Konağın İkonu
-
Kategori:
Edebiyat / Öykü -
Yazar:
Ali Teoman -
ISBN:
978-975-08-3730-2 -
Sayfa Sayısı:
104 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ağustos 2016 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
3. Baskı / Şubat 2021
Ali Teoman’ın ikinci kitabı “İnsansız Konağın İkonu” 1992 Milliyet Öykü Ödülünü almış ve 1993’te yayımlanmıştı. Kitap 23 yıl sonra Yapı Kredi Yayınları tarafından okurlarıyla buluşuyor.
Köhne mekânlar, yanık saraylar, metruk binalar, başka ülkelere göçenlerin geride bıraktığı antikalar, parçalanmış hayatlar, öyküden öyküye dolaşan kederli kediler, Ali Teoman’ın bin bir suratlı kişilerle dolu evreninde büyüleyici bir masalın kahramanlarına dönüşüyor.
“Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı” ile başlayıp “Gecenin Atları” romanıyla sona eren Ali Teoman kurmacasının bütün özelliklerini taşıyan “İnsansız Konağın İkonu” bugün özlemi duyulan eski İstanbul’un kıyıya vurmuş insanlarını Türkçenin unutulmuş lezzetleriyle dile getiriyor.
Hep birlikte, konağın içinde kediyi arıyoruz. Katya, Türkçe ve Rumca karışık sözlerle kedinin ismini çağırıyor. En sonunda, eskiden çamaşırlık olarak kullanılmış olması gereken penceresiz bir odada, yayvan bir taş yalağın içine kurulmuş otururken buluyorum Muazzez’i. Kedi, sahibesinin onu kucağına alıp sıkıştırmasına, beyaz tüylerini kirlettiği için sitem ederek, birkaç kez yalancıktan patilerine vurmasına razı oluyor. Sonra, yukarıya, çatı katındaki odasında çay içmeye davet ediyor bizi Katya