- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
İkinci Bir Yaşam - Sevim Burak’ın Edebiyat Dünyası
-
Kategori:
Edebiyat / İnceleme -
Hazırlayan:
Mustafa Demirtaş -
ISBN:
978-975-08-4289-4 -
Sayfa Sayısı:
240 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Temmuz 2018
“Yazdıklarımın konusu kendi kendisi olan bir edebiyat benimki...”
Edebiyatımızın en karakteristik seslerinden Sevim Burak, yarattığı farklı gerçeklik algısı, dili ve tipografiyi zorlayan üslubuyla yazdığı dönemde okuruna ulaşmada zorluklar yaşamıştır. Oluşturduğu özgün tarzı sayesinde zamanını aşmayı başarmış, günümüzde de gizemini koruyan yazar, okurda anlaşılma ve keşfedilme arzularını uyandırmıştır. Burak’ın sanat anlayışı farklı akademik disiplinlerden gelen araştırmacılar ve eleştirmenler tarafından titizlikle incelendi ve ortaya “İkinci Bir Yaşam” çıktı.
Metinleri hem yazılma hem de okunma aşamalarında yepyeni anlamlar kazanan Burak’ın daha iyi anlaşılması amacıyla hazırlanan bu kitap sizi yazarın özgün yazım evrenine taşıyacak.
Peki, Burak düz bir yazım diliyle de öz’ün özgürlüğe kavuşabileceğini bildiği halde niçin parçalı ve sözdiziminin tersyüz edildiği bir yazım dili kullanmıştır? Çünkü Burak için çağdaş dünyanın anlamı parçalanmıştır ve bu parçalanmışlık yalnızca parçalanmış bir dille özgürleştirilebilir. Bu nedenle Burak dili kırar, büker, tüketir, kimi zaman da büsbütün yitimini arzular. Böylece öz ile biçim arasındaki birlikteliği güçlü bir şekilde ortaya koyar. Hatta metinlerinde kullandığı soyut resme ilgisi de buradan kaynaklanır: “Çağdaş dünyanın anlamı benim için bu olabilir. Kırılmış, dağılmış öz’lerle uğraşıyorum. Bu yüzden, soyut resme büyük bir tutkum var” diyerek soyut resimle metinleri arasında ortak bir bağ olduğunu belirtir. Burak, metinlerinde biçime ve soyut resme verdiği önemle öz’ü elde edebilmeyi amaçlar:
Öz’ü tam bir yalınçlıkla ortaya koyabilmek için, bende, biçimsel çabanın ileri gitmesi gerekir. Bu yüzden, biçimsel görünen yerler, öz’ün en kuvvetle belirdiği yerlerdir. “Yanık Saraylar”, “Büyük Kuş” hikâyeleri bunun örnekleridir. Satırların alt alta kaymaları, kırılmaları − büyük harflerin kullanımı, özü yakalayabilmek çabasından başka bir şey değildir.