- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Günlük (1950-1952) / Orhan Burian
-
Kategori:
Edebiyat / Anı -
Yazar:
Orhan Burian -
Hazırlayan:
Zeki Arıkan -
ISBN:
975-08-1099-6 -
Sayfa Sayısı:
190 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2006
Ufak uğraşlarından arkadaş ziyaretlerine, aylık harcamalarından sanat etkinliklerine, kasabalardan kentlere... İngiliz, Amerikan ve çağdaş Türk edebiyatına ilişkin yazıları ve çevirileriyle tanınan Orhan Burian’ın hayatına düştüğü notlar, Günlük’le gün ışığına çıkıyor. 39 yaşında ölen bu sıradışı bilim, düşünce ve edebiyat adamını, günlük hayatın ayrıntıları içinde izleyebilmemizi sağlayan Günlük, 1950-1952 yıllarını kapsıyor.
Bütün bu ufak tefek işlerden sonra büyük ablam, küçük ablam, Kısmet beraberken son üç dört saatin ortaya çıkardığı vaziyeti anlattım. “Telaşlanmayın, ben şimdi gidiyorum, ameliyat yarın on birde. Biraz önce gelirsiniz. Çocuklar gelmesin. Başımda kalabalık istemem. Sonra lüzum hasıl olursa beraber küçük ablam kalır” dedim. Taksi geldi. Kendi kendime hastaneye gittim. Haberi, böyle hiç beklemiyordu, zavallılar. Kim bilir ne fena olmuşlar ve geceyi nasıl geçirmişlerdir! Ben de onun için mümkün olduğu kadar geç bildirdim. Kabil olsa ameliyata bile habersiz girerdim. Çünkü ölümden korkmak hiç içime gelmedi; büyük korkum hastalığın devam ederek öldürmesidir.