- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Golem
-
Kategori:
Edebiyat / Roman -
Yazar:
Gustav Meyrink -
Çeviren:
Sezer Duru -
ISBN:
978-975-363-543-5 -
Sayfa Sayısı:
235 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Mart 1997 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
3. Baskı / Mayıs 2015
"Golem'le ilgili öyküler güç kavranır... Her zaman yinelenen şudur: Moğol tipli, tamamen yabancı, sakalsız, sarı yüzlü bir adam, eski moda, hırpani giysilere bürünmüş olarak, düzenli ve garip bir biçimde sekerek, sanki her an yuvarlanacakmış gibi yürüyerek Yahudi mahallesinden geçer ve birden görünmez olur." Meyrink aslında bir Yahudi efsanesi olan "Golem"den, fantastik yazının bir başyapıtını yaratmıştır. Alman gizemciliği ve dışavurumculuğunun özelliklerini taşıyan, felsefe ve şiir yüklü "Golem", aynı zamanda bir entrika ve cinayet romanı ya da varoluşu irdeleyen bir metin olarak da okunabilir. Karabasan ortamlarında geçen romandaki düşsel atmosferi yaratan, gerçekçi betimlemelerdir. "Zaman zaman derin sulara dalıp gümüş balıklar tuttuğumuzu düşlemiyor muyuz? Oysa yalnızca soğuk bir hava akımı yalamış oluyor ellerimizi..."
"Bilmiyorum, hiçbir fikrim yok nereden geldiğine dair, daha önce ne iş yaptığı ile ilgili. Görünüşü, uzun boyu ve sivri sakalı ile eski Fransız soylularını andırıyor. Çok çok uzun yıllar önce dostum olan yaşlı bir doktor onunla ilgilenmemi istemişti; bu sokakların birinde ona ufak bir ev bulmamı dilemişti; kimsenin onunla ilgilenmeyeceği, geçmişi hakkında sorularla tedirgin etmeyeceği, aramayacağı bir yer." -Zwakh gene dönüp bana baktı. "İşte o zamandan beri burada yaşar, antika tamir eder, yüzük taşları oyar; bu işlerle halini vaktini oldukça düzeltti, akıl hastalığı ile ilgili her şeyi unutmuş görünmesi onun için mutluluk. Ama sakın geçmişini anımsatacak bir şeyler sorayım demeyin ona, -o yaşlı doktor ne kadar da istemişti bunu benden!- Biliyor musunuz, Zwakh derdi hep bana; bizim belirli bir yöntemimiz vardır, büyük güçlüklerle hastalığının çevresine duvar ördük, diyebilirim, tıpkı bir felaketi anımsatan acıklı anıların hepsini dondurmak gibi." Kuklacının konuşması savunmasız bir hayvana çullanan kasaplar gibi üzerime gelip, kaba, insafsız elleriyle kalbimi sıkmaya başladı.