Fetihnâme

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Osmanlı tarihinin çığır açan padişahı Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) üstüne yazılmış eserler azdır. Bunda Osmanlı yazılı kültürü için erken denebilecek zamanda 15. yy da yaşamış olmasının payı büyüktür. Tursun Bey’in Tarih-i Ebu’l-Feth’i ile birlikte Kıvami’nin eseri bu bakımdan önem taşır. Dünya kütüphanelerinde tek nüshası bulunan eser ilk kız ünlü Alman tarihçi Franz Babinger tarafından tıpkı basım olarak 1955’te yayımlanmıştı. Çevrim yazısının ve açıklamalı çevirisinin ancak 2007’de çıkmazı hayli gecikmiş bir görevin yerine getirilmesi olarak algılanmalıdır.

Kıvâmî’nin Hayatı

Kıvâmî’nin hayatı hakkında fazla bilgimiz yoktur. Eldeki bilgiler bir araya geldiği zaman bile Kıvâmî’nin hayatı netleşmemektedir. Bildiğimiz şey, onun, Fatih ile II. Bâyezid devirlerinde yaşamış ve Fatih’in fetihlerini anlatan bir “Fetih-nâme” yazmış olduğu hususudur. Yazar, eserinin beş yerinde (Bakınız Metin: 11/3, 76/2, 279/2, 289/12, 317/10) isminden yalnızca “Kıvâmî” diye söz eder. 


Bu isim veya mahlas, Yusuf  yahut Kasım adları ile kullanılır. Dolayısıyla Fetih-nâme yazarı, ya Kıvâmeddîn Yusuf veya Kıvâmeddîn Kasım adını taşıyan birisi olmalıdır. Bu isimleri, o devirlerde yaşayan birkaç kişide görüyoruz:

Kıvâmeddîn Yusuf bin el-Hasan Hüseynî (Kâdî-i Bağdad).

“Kıvâmeddîn Yusuf’un hayatı hakkında bilgi, Şirazlı olup itikadından dolayı genç iken oradan hicret ederek sonraları Bağdad’a kadı olduğundan ibarettir... Daha ziyade Kâdî-i Bağdad diye tanınmıştır. Şah İsmail’in ortaya çıkmasıyla Şiîliğin güçlenmesi üzerine Bağdad’da dahi oturamadı. Önce Mardin’e, daha sonra içerilere gitti. Sonunda İstanbul’da sahn müderrisi oldu. “Hacı Kalfa” II, 204’e göre 1516 yıllarında, başka kaynaklara göre 1512 yılında orada öldü. Kıvâmeddîn Yusuf, Osmanlı hanedanının  bir tarihini yazmayı ve bunu II. Bâyezid’e hediye etmeyi tasarlıyordu. Herhalde Bâyezid, ona iltifat etmiş olmalıdır. Hacı Kalfa Nu: 149’da Ahkâmu’s-Selâtîn (Bkz. Şakayık-ı Nu’mâniyye 327, 14 aş.) adı verilen bu kitap da asla yazılmış olmamalıdır.” 


Bu kadı (Kâdî-ı Bağdâd) Kıvâmeddîn Yusuf bin el-Hasan Hüseynî ve müderris/ kadı Molla Kıvâmeddîn Kasım bin Ahmed bin Mehmed el-Cemâlî (Krş. F. Babinger GOW, sayfa 45) tefrik edilirse, 1478-1511 senelerinde ber-hayat (hayatta) olduğu hüccetle (delillerle) sabit olan Defterdar Kıvâmeddîn Kasım, Fetih-nâme müellifi (yazarı) olarak tanınmaya daha müsait görünmektedir.

Söz konusu defterdar Kıvâmeddîn Kasım, Tayyib Gökbilgin’in eserinde zikredilir. Eserdeki kayda göre 883/1478 tarihinde II. Bâyezid’in vâlidesi Gülbahar Hatun, Tâci Bey adlı birinin zevcesine satılan köyün, tımara verilmesi için ümerâdan (emîrlerden) Ahmed ve Defterdar Kasım (Kıvâmüddîn) beylere bir ferman göndermiştir. Fermanın ilgili kısmı şöyledir:

“İftihâru’l-ekâbir...ve’l-mekârim Ahmed ve defterî ve Kıvâmüddîn Kasım...”

“Eğer Kıvâmî, 1488’de yaşlı bir adam idiyse, tabiatiyle 1511’de hayatta olması pek az muhtemel” diye de düşünülebilir.”

Bir başka Kıvâmeddîn Kasım da Taşköprü-zâde Halil Efendi’ nin oğlu müderris Kıvâmeddîn Kasım’dır. “Bu, 919/1513’te İnegöl’de İshak Paşa Camii’nde ölmüş olup, hayatta iken II. Bâyezid birçok eser sunmuştur. Fakat  bu zatın müellifliği ve bütün hayatı, bizim Kıvâmî’nin biyografisine (hayat hikâyesine) pek az uymaktadır. Herhalde bizimki müderris değildir.”

Sehî Bey tezkiresinin beşinci tabakasında “Geliboluludur. Şiiri latif, kendisi zarif, gönül ehli, gazelleri çok, her çeşit nazma kadir kimsedir” tarzında anlatılan şair Kıvâmî'nin de, pek açık olarak anlatılmadığı gibi, bu şairin Fetih-nâme yazarı Kıvâmî olması pek mümkün görünmüyor.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.