- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Düşünceler
-
Özgün Adı:
Pensieri -
Kategori:
Cogito -
Yazar:
Marcus Aurelius -
Çeviren:
Şadan Karadeniz -
ISBN:
978-975-08-0825-8 -
Sayfa Sayısı:
160 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Haziran 2004 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
23. Baskı / Ocak 2024
"Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin yüzü ışırdı." Marcus Aurelius'un adı anıldığında insan kaçınılmaz olarak Platon'un bu ünlü sözünü anımsıyor... Düşünceler, Marcus Aurelius'un epiktetos ve Stoa felsefesinin düşüncelerinden etkilenerek, evren; us; usa uygunyaşamak; yaşam; ölüm; her şeyin sürekli değişim içinde olması; ün, mal mülk gibi dünyasal değerlerin geçiciliği; insanların kukla gibi içgüdüleri tarafından oynatılması üstüne gün gün kaleme aldığı nükteli notlarıdır. Marcus Aurelius’un Düşünceler adlı kitabı ilk kez Türkçe’de. Ta eis Eauton adıyla, 12 kitap olarak Yunanca yazılmış bu yapıt, birçok kuşak tarafından bütün zamanların en büyük yapıtlarından biri sayıldı. Marcus Aurelius'un "sen" diye seslendiği okur değil, kendisidir. Düşünceler, başkasına öğütler değil, kişinin kendisiyle yaptığı vicdan muhasebesi, bilgelik yolundaki gelişme sürecidir.
Honeste vivere Alterum non laedere, Suum cuique tribuere* Marcus Aurelius’un adı anıldığında, insan kaçınılmaz olarak, Platon’un ünlü sözünü anımsıyor: “Hükümdarlar filozof, filozoflar hükümdar olsaydı, kentlerin yüzü ışırdı.” Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm hükümdarlar arasında, belki de çok azı Marcus Aurelius gibi hem filozof, hem hükümdardı. Bir hükümdarın filozof olması mı, yoksa bir filozofun hükümdar olması mı daha güç; ikisi de kolay görünmüyor. Belki de Marcus Aurelius, hükümdar olduktan sonra filozof olmaya kalkışsaydı, kolay kolay gerçekleştiremezdi bunu. Çünkü, genç yaşta felsefe dersleri almaya başlamıştı: Bacchius’tan; Stoacılıkla tanışmasını sağlayan Iunius Rusticus’tan; özellikle de çok büyük etkisi altında kaldığı, daha sonraki yıllarda uzun uzun yazıştığı hocası Fronto’dan. Ama bir yandan felsefe öğrenimini sürdürürken, bir yandan da kamu işlerinin yönetiminde önemli görevler üstlenmişti Marcus Aurelius.