- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Çeviri: Dillerin Dili
-
Kategori:
Edebiyat / İnceleme -
Yazar:
Akşit Göktürk -
ISBN:
978-975-363-295-9 -
Sayfa Sayısı:
128 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ağustos 1994 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
16. Baskı / Şubat 2023
Türkiye’de çeviribilimin kurucularından olan Prof. Dr. Akşit Göktürk’ün Çeviri: Dillerin Dili adlı kitabı, gerek çevirinin temel sorunlarına yaklaşım bağlamında sergilediği yöntemle, gerekse çevirinin gerçek bir okuma eylemiyle ne denli içiçe olduğunu göstermesiyle, alanında bir başyapıt niteliği taşımaktadır.
Çevirinin tarihi, çeviri türleri, kendine özgü bir tür olarak ve yaratıcılık yanıyla yazın çevirisi, çeviri eleştirisi gibi konuları bütün önemli boyutlarıyla irdeleyen “Çeviri: Dillerin Dili”, uzmanların yanısıra, okuduklarının niteliği üzerine düşünme gereksinimi duyan bütün okurlar için de çok önemli bir bilgi kaynağıdır.
Ünlü ozan John Keats (1795-1821), en güzel şiirlerinden birinde, yurttaşı George Chapman'ın on altıncı yüzyıl sonunda yapmış olduğu bir Homeros çevirisini ilk kez okumanın coşkusunu dile getirir. Eski Yunanca bilmez Keats. Çeviri buluşturur onu Homeros'un yirmi yedi yüzyıl öteden gelen gür sesiyle, düşsel dünyasıyla. Zaman, uzay, dil engelleri birden kalkıverir ortadan. O coşkuyla ozan, bu unutulmaz okuma yaşantısını adı geçen şiirinde ölümsüzleştirir: Much have I travell'd in the realms of gold And many goodly states and kingdoms seen; Round many western islands have I been Which bards in fealty to Apollo hold. Oft of one wide expanse had I been told That deep-brow'd Homer ruled as his demesne; Yet did I never breathe its pure serene Till I heard Chapman speak out loud and bold: Then felt I like somer watcher of the skies When a new planet swims into his ken: Or like stout Cortez when with eagle eyes He stared at the Pasific -and all his men Looked at each other with a wild surmise- Silent, upon a peak in Darien. [Çok dolaştım altından ülkelerde Nice görkemli devletler krallıklar gördüm: Gezdim batının birçok adasını Ozanların Apollon'u yücelttiği. Hep adını işittim koca bir ülkenin Alnı geniş Homeros'un egemenlik sürdüğü; Ama hiç solumadım o ülkenin duru havasını Chapman'ın gür yiğit sesini işitene değin: Bir yıldız gözlemcisi gibiydim o an Görüş alanına yeni bir gezegen giren; Ya da yiğit Cortez gibi kartal gözleriyle Pasifik'i süzen -bütün adamları Birbirine bakarken çılgın bir şaşkınlıkla- Sessizce, Darien'deki bir uçurumdan.] Çevirinin ne etkili olabileceğini, duyarlı bir okur bilincinde ne büyük yankılar uyandırabileceğini kanıtlamaya yeter bu dizeler. Çok gezmiş dolaşmıştır güzelliğin altın ülkelerinde şiirdeki kişi. Görkemli devletler, krallıklar görmüştür. Batıda adalar görmüştür, sanat yaratıcılığının tanrısı Apollon'un ozanlarca yüceltildiği. Bu arada, koca Homeros'un egemenlik sürdüğü, alabildiğine geniş bir ülkenin varlığını hep işitegelmiştir. Ama Chapman'ın gür, yiğit sesiyle karşılaşıncaya değin, Homeros egemenliğindeki o dünyanın duru havasını soluyamamıştır hiçbir zaman. Chapman'ın çevirisini okur okumaz, görüş alanına yepyeni bir gezegen girmiş bir gökbilimci gibi duyar kendini. Pasifik Okyanusu'nu açınladığında, Panama Boğazı'ndaki bir burundan, kartal gözleriyle enginleri süzen, yaman denizcidir kendisi şimdi. Çılgın bir kuşkuyla birbirlerine bakan şaşkın adamları, olanları anlamamışlardır bile.